Yargıtay 14. Ceza dairesi çok tartışılacak bir karar verdi. 

Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesi “Beni ne kadar seviyorsun, kızını yatağıma sokacak kadar mı?” diyen beşere müstehcenlik ve de çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs suçundan ceza veriyor. Anne de güya sevgisini ispatlamak için 8 yaşındaki kızını sevgilisiyle birlikte olmak için zorluyor, dövüyor. Anne hakkında bir iddianame var mı bilmiyorum. Ama mahkemesi bu konuda bilgi vermiyor.  Olsaydı verirdi diye düşünüyorum.

14. Ceza Dairesi ise kararı şu gerekçelerle kısmen bozuyor kısmen onuyor: “Kadının çocuğu ikna edemediği, konuşmaların mesajlaşma ve telefon aşamasınadan ileri gitmediği, eylemin teşebbüse bile dönüşmediği hareket aşamasında kaldığı bu nedenle bu kısmından ceza vermenin mümkün olmadığı” şekliyle istismara teşebbüsten verilen cezayı bozuyor. Müstehcenlikten verilen cezayı onuyor.

Çocuğun şu an nerede olmadığını bilmiyorum ama devlet korunmasına alınması konusunda bir karar olmadığını biliyorum.

Çocuk Koruma Kanunu’nun 6ncı ve 7nci maddeleri gereğince gerekli hallerde çocuk, Cumhuriyet Savcısının istemi ya da Çocuk Hakimi tarafından re’sen Çocuk Esirgeme’ye yollanabilir.  Bu dosyada bana göre kesinlikle onlardan biri, çocuk korumaya alınmalı…

Çocuk bence tamamen tesadüfen bu iki beşerin elinden kurtulmuş, gelecekte başına gelmesi muhtemel olayları düşünemiyorum… O zaman da “Bu çocuğu korumaya alsaydınız ne olurdu!!!” diye yazmak istemiyorum.

Basılmayan kitapların toplatıldığı, okuduğu kitaptan şüphelenilerek ileride yapma ihtimali bulunan olaylar için işkenceye alınan insanların olduğu, ortada delil yokken 6-7 sene insanların tutuklu yargılandığı, avukatlara savunmaları nedeniyle 1 yıl 9 ay hapis cezası verildiği ülkemde, “Erken boşalmış tecavüz gerçekleşmemiş o nedenle Beraat” diye tokmağını kürsüye vuran hâkimlerin bulunması da çok normal.

Ben velayetin anne-babadan alınmasını ancak çok elzem koşullarda ve çok dikkatli biçimde yapılması şartıyla desteklerim. Her sıradan olayda velayet anne-babadan alınamaz ama bu anne onlardan birisidir.

Bu kadından o çocuğa her türlü kötülük gelir.  Velayet hakkı bir hak olduğu gibi çok ciddi sorumluluk ve ödevler bütünüdür. Yetiştirdiğimiz saksıda çiçek olmadığına göre, hoş onun bile yetiştirme esasları var iken bir çocuğun bu tip insanlar elinde helak olmasını artık toplum olarak kabul edemiyoruz.

Evet, kanunsuz suç ve ceza olmaz. Çocuk istismarı, pedofili, çocuk pornosu yapmak izlemek, izlemeye teşvik etmek, çocuğu pornografik görüntüye maruz bırakmak, çocuğa müstehcen konuşmak davranmak, ensest….  Bunların hepsinin ayrıntılı düzenlenmesi lazım. Mecliste bir mesai saati ömrü olmayan komisyonların devamlılık kazanması ve birilerinin gerçekten bu ahlaksızlık ile savaşmaya niyeti olması lazım.

Yoksa böyle garabet haberleri okumaya devam ederiz.


(Bu köşe yazısı, sayın Av. Feyza Altun tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)