Sayın Savcım, Allah sana rahmet eylesin, cennetin en yüksek mertebesinde yer versin, geride kalan kıymetli eşine diğer yakınlarına metanet, sabır, ani yokluğuna dayanma ve bıraktığın meslek onurunu sonsuza kadar taşıma gururu versin!

Sayın Savcım, "Önüne önemli bir dava düşen sıradan bir hakim ve savcının evine büyük bir matem havası çöker; bütün aile 'şimdi biz ne yapacağız' diye kara kara düşünmeye başlar!" demişti, anne ve babası da sizin gibi hakim ve savcı olan değerli bir avukat arkadaşım. Evinize çöken bilmem kaçıncı matem havasıdır bu en sonuncusu. Keşke sizin evin matemini biz çekebilsek ve ailenizi bu derin üzüntüden kurtarabilsek. Ama bilin ki; sizin mateminiz bizim de matemimizdir ve yüreğimiz derin yaralanmıştır...

Sayın Savcım, arkanızdan üzülmek, karalar bağlayıp ağlamak, büyük ve derin sözler söyleyerek ağıtlar yakmak ama bu olayın nedenlerini ve sorumlulularını tartışmamak emanetinize ve sıradaki meslektaşlarınıza ihanet etmek olur.

Sayın Savcım, anarşi ve terör dönemlerinde de nispeten huzur bulduğu dönemlerde de görev başında savcı ve hakim şehitler verdik. O saldırıların amacının ülkemizi kargaşaya sürüklemek olduğunu sonradan öğrendik. Sizin adınıza rica ediyorum: yetkililerimiz bu saldırının niçin olduğunu tam ve net olarak ortaya koysunlar...

Sayın Savcım, kargaşa isteyenler her zaman olacaktır; ancak en iyi korunması gereken makamınıza saldırı yapılacağını öngöremeyen, engel olamayan, en son imkanlara sahipken olayı kansız olarak sona erdiremeyen istihbarat ve emniyet görevlilerimiz yetersizliklerini samimi bir şekilde değerlendirsinler ki; benzer durumlar tekrar etmesin...

Sayın Savcım, okuduklarıma göre siz Berkin'in sanıklarını belirlemeye çalışırken, saldırganlarınız da canınız karşılığında Emniyet'in şüphelilerin isimlerinin açıklanmasını istemişler. Eğer bunlar doğru ise, Emniyet yetkilileri, bir çocuğun katil zanlılarını neden ortaya çıkarılamadığını ve dünyanın her yerinde lanetlenecek bir saldırıya kamuoyu tarafından haklı bulunabilecek bir gerekçe üretilmesine neden olduklarını açıklasınlar...

Sayın Savcım, siz daha iyi bilirsiniz, herhangi bir olayda adaleti yerine getirmek için bağımsızca harekete geçmenizi dokunulmazlıklar, soruşturma ve kovuşturma için idari ön izinler, adli kolluk olmaması, kolluğa talimat verme yetkilerinizin kısıtlanması gibi o kadar çok ve değişik yöntemlerle kısıtladılar ki, Yargı işlevini bağımsız olarak gösteremez olduğu gibi, adaleti bulamayan toplumun hedef tahtası oldu. Ülkemizde adaleti Hz. Ömer'inki gibi yada Berlin'deki hakimler gibi sağlayacağını iddia edenler yargının arkasına saklanmayıp ortaya çıksınlar ve ortaya çıkardıkları durum hakkında millete hesap versinler.

Son sözüm de bu millete: adalet, bedelini ne kadar öderseniz o kadar vardır!...

Ruhun şadolsun Sayın Savcım!

Av. Mehmet GÜN

"Yazarın izni ile Facebook/Mehmet Gün sayfasından aynen alınmıştır."