I- GENEL BİLGİLER :

Vergi Usul Yasası’nın 359/a-2 maddesi uyarınca “Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya belgeleri kullananlar” hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis cezası hükmolunur(1).

Söz konusu yasa maddesi bazı görüş sahiplerince hem anayasaya ve hem de adil yargılama hakkına ters düşer nitelikte görülmüş ve bu görüşler çerçevesinde bazı değerlendirmeler yapılmıştır. Bu konuda oluşan bir yargı kararı esas alınarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi istenen belgeleri vergi denetçilerine vermekten kaçınan kişinin bu nedenle cezalandırılmasını adil yargılama hükmüne aykırı görmüştür.

Vergi Usul Kanununa göre, defter ve belgelerin inceleme elemanına ibraz edilmemesi halinde Vergi Usul Yasası’nın 359/a-2 hükmünün uygulanmasının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ile örtüşmediği görüşünü ileri sürenler bu gibi durumlarda inceleme elemanına ibraz edilmeyen defter ve belgelerin mahkemeye ibraz edilmesinin mümkün olabileceğini, bu bağlamda söz konusu defterlerin mahkeme kararı doğrultusunda değerlendirilebileceğini ifade etmişlerdir(2).

Adil yargılanma hakkı, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik hukuk devletinde bireyin kendisi ile ilgili yargılama süreçlerinde adil bir karar verilebilmesi için gereken ön koşulların sağlanmasını talep hakkıdır ki bu da devlete yargılamanın hakkaniyete uygun ve adil bir biçimde yerine getirilmesi ödevi yükler. Adil yargılanma hakkı, adaletin dağıtımı ile değil adaletin “adil” dağıtımı ile ilgilidir. Bu açıdan,6.maddenin koruması altında olan, yargılama sürecinde içerik olarak adil bir karar verilip verilmediği değil, adil bir karar verilebilmesi için gerekli olan koşulların sağlanıp sağlanmadığıdır,yani Sözleşme, varılan sonuçtan çok yargılama süreci ile ilgili bir sorgulamayı mümkün kılar ve kişinin davası için uygun ve etkili imkanlar verilerek yargılanmasını öngörür(3).

II- BEYAN EDİLEN MATRAHIN DOĞRU OLMASI ESASI GEÇERLİDİR:

Gerçekte konuya ilişkin olarak incelenen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının dava seyri yeteri kadar incelenmediğinden, dava sonucu yapılan değerlendirmeler de doğru olmamıştır. Karara göre istenen belgeleri vergi denetçilerine vermekten kaçınan kişinin bu nedenle cezalandırılması adil yargılama hükmüne aykırıdır. Bilindiği üzere bir ticari işletmenin kayıt ve belgeleri o ticari işletmenin mali durumunu belirleyici nitelikte bilgileri içermektedir. Bu bağlamda ticari işletmeler belli zaman aralıklarında mali durumlarını mevcut kayıt ve belgeleri üzerinden belirleyerek üçüncü şahıslara duyurmakta ve daha da önemlisi kendi ülke hukuklarına göre vergi ödevlerini yerine getirmektedirler. Mali durumlarını doğru beyan etmeyenlerin bu davranışları üçüncü şahısların kararları etkileyebileceği gibi kamu düzeninin oluşmasına yönelik güvenilirliğini de olumsuz etkilemektedir. Kaldı ki, bu durum kamu finansmanının temel kaynağı olarak vergilendirmeyi de etkilemektedir. Bir başka açıdan tutulması zorunlu defter, kayıt ve bu kayıtlarla ilgili belgelerin takibinin sağlanması, vergi doğuran muamelelerin gerçek mahiyetinin tesbitini kolaylaştırmak amacıyla tutulması zorunlu olan bu belgelerin belli süre saklanması ve istenildiğinde de ibraz edilmesi yükümlülüğü VUK.tarafından zorunlu kılınmıştır. Devletin üstlendiği kamu hizmetlerinin finansman kaynaklarından olan verginin etkinliğini, vergi kaynaklarının en az kayıpla  değerlendirilmesini sağlamak için alınan diğer önlemlerin anında vergi yasalarına aykırı davranışlar suç sayılmış ve bu suçlar için ceza öngörülmüştür(4).

III- YASAL DEFTERLER ÜZERİNDEN VERGİ MATRAHININ SAPTANMASI VE DEFTER TUTMA YÜKÜMÜ :

Ceza siyasetinin konusu, hangi eylemlerin suç sayılacağını ve suç kabul edilen eylemlere ne tür ve miktarda ceza verileceğini belirlemektir. Vergi suç ve cezalarında amaç, vergi yasalarının iyi biçimde  uygulanarak vergi borçlarının tesbiti,zamanında ve eksiksiz ödenmesinin sağlanması böylece devletin gelir ve kaynaklarının güvence altına alınmasıdır.bu

durumda defter tutma,saklama ve ibraz etme ödevlerine uyulmamasının suç kabul edilmesi,vergi borcunun tesbiti ve sonuçta ödenmesini sağlayarak vergi kaybını önlemek ,kamu hizmetlerinin finansmanı için gerekli fonların toplanması suretiyle kamu yararını sağlamaktadır.

Anayasanın 38.md.nin 5.fıkrasında  hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz hükmüne yer verilmiştir.insan hakları arasında yer alan,manevi işkenceyi men eden,insan haysiyetinin ve kişi dokunulmazlığının teminatı olan bu düzenlemeye,ceza yasalarında sanığın susma hakkı olarak yer verilmiştir. Bu hak, suçlamayla başlayan bir haktır. Koğuşturma ve soruşturmanın her aşaması için geçerlidir. Kamu hizmetlerinin finansmanına, vergiler aracılığıyla katılmak, bireylere yüklenilen anayasal bir ödevdir. Yasalar ile yükümlerin ve onlarla hukuki ilişkide bulunan üçüncü kişilerin vergi ile ilgili kayıtlarının denetlenmesi amacıyla kimi defter, kayıt ve belgeleri tutmak, saklamak ve gerektiğinde yetkililere sunmak mecburiyetine uyulmamasının suç olarak kabul edilmesi ile suçla itham edilme birbirinden farklı durumlardır. Vergi ile ilgili defter tutmak, saklamak ve gerektiğinde ibraz etmek zorunluluğu yasalarla mükelleflere verilen bir görevdir. Bu görevler yerine getirilmediği takdirde suç oluşabilmektedir. Bu bağlamda yasada öngörülen defterlerin tutulmasının ve bu defterlerin istenildiğinde ibraz edilmesinin zorunlu kılınması, mükellefin anayasanın 38/5 fıkrasında öngörülen, kendisini suçlama ve bu yolda kanıt göstermeye zorlanma olarak nitelendirilemez (5).

(Bu köşe yazısı, sayın Av. N. Gaye ALPASLAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

----------------------
(1)   VUK md..359/ a-2

(2)   Anayasa Mahkemesi K. E: 2004/31 – K: 2007/11

(3)    Yaltı Billur, Vergi Yükümlüsünün Hakları, s.80-81

(4)    Seviğ Veysi, “Defter ve Belgelerin İnceleme Elemanına İbraz Edilmesi Zorunludur,”

Referans 15.6.2007

(5) Anayasa Mahkemesi K.E: 2004/31 – K:2007/11