Son zamanlarda manşetleri gördükçe, haberleri izledikçe, çevremdeki bazı insanların konuşmalarını dinledikçe yani vesaire vesaire neredeyse aklımdan şüphe eder oldum. Acaba dedim; bir kısım insanlar ne olursa olsun kendilerini her konuda konuşma konusunda görevli mi hissediyorlar? Belki de boş boş konuşmasalar daha iyi olmaz mı?

Sonra çeşitli manzaralar geliyor aklıma; örneğin bir arabayı düşünün freni patlamış uçurumdan uçuyor sizce içindeki sürücü ve yolcular  o zaman ne yapar? Çoğunlukla avazı çıktığı kadar bağırır.
             
Bir başka manzara geliyor aklıma; James Cameron’un yönettiği Titanik filmini çoğunuz izlemişsinizdir. O filmdeki şu sahne hafızalarınızdadır. Gemi buzdağına çarpmıştır, kaptan kazan dairesindeki işçilere  geminin almakta olduğu suyun boşaltılması talimatını  verirken diğer  yandan üst katlardaki personele yolcuların bu işlerden haberleri olmaması için argo tabiriyle coşkuyu vermeleri talimatını verir ve hiçbir şeyden haberdar edilmeyen yolcular balo salonlarına toplanır ve sonrasını bilirsiniz…Yenilsin, içilsin, vur patlasın çal oynasın. Burada tabii şunu da vurgulamak lazım memleketimizde hepimiz yolcu değiliz ev sahibiyiz…
            
Memleketin durumunu ne yazık ki bundan farklı görmediğim için ve muhakkak BÜYÜKLERİMİZ HERŞEYİ BİZDEN İYİ BİLECEKLERİNE GÖRE onların aklından şüphelenmediğimdendir kendi aklımdan şüphe eder oldum.

Ülkemizin yanı başında kan gövdeyi götürürken, iki milyonu aşkın yabancı insan  ülke topraklarımın her karışında cirit atıp gelecek yıllar için pek çok sorunun şimdiden habercisiyken, insanlar her gün koordinasyonsuzluktan, denetimsizlikten, para babalarının engel tanımaz hırslarına geçit verildiğinden kısacası yönetsel zafiyetlerden ölürken, her karış toprağı şehit kanıyla dolu memleketimin her yerinde çevre katledilip beton  dökülürken, sokaklarda esrar satıcıları kol gezerken, terör sokakları esir almışken, bırakın daha iyi sağlık, daha iyi eğitim, daha iyi adalet hizmeti almayı, insanların yaşam güvenliği yokken, fikirler hapis, ruhlar satılık, vicdanlar sağırken, çocuklar, kadınlar, erkekler yaşamdan kopartılırken bizler neleri konuşuyor neleri tartışıyor sözüm ona nelere çözüm üretiyoruz. Örneğin Küba’ya cami yapılması meselesi hakikaten çok mühim mesele… Biz ülkemde hangi camiyi Cuma ve Bayram namazları dışında hangi vakit namazında samimi dindar insanların oluşturduğu cemaatle doldurabildik. Amerika’ yı kim keşfetti sorusu? Hiç sorduk mu kendimize vatandaşlarımızı Amerikan vatandaşları gibi tüm dünyada itibar gören vatandaş konumuna getirebildik mi?  İstanbul’da Amerikan askerinin başına  çuval geçiren gençlerin çoğu neden fırsatını bulsa Amerikan vatandaşı olmayı ya da Amerika’ya yerleşmeyi ister? Brezilyalı gençlerin kumsal da futbol oynadıkları için futbolu iyi oynadıkları meselesi… Futbola çok merakım yoktur pek futboldan anlamam ama  Brezilya’nın eski günlerini bir tarafa bırakırsak hatırladığım kadarıyla son dünya kupası Brezilyada oynandı ve ev sahibi Brezilya 8-Temmuz-2014 tarihinde Almanya’ya kendi evinde 7-1 yenildi. Yani günümüz itibariyle futbolda Brezilya örneğinin doğruluğu da tartışılır. Bu arada Almanya demişken geçenlerde okuduğum bir bilimsel çalışmada 2014 yılı itibariyle en iyi standartlara sahip vatandaşlık sıralamasında yaşam kalitesinde Alman vatandaşları  birinci sırada. Kısacası Türk insanını birinci sınıf dünya vatandaşı yapabildik mi, dünya çapında başarılı sanatçılar, sporcular, bilim insanları yetiştirebildik mi, yetiştirdiklerimiz niye yurtdışına gitti, günümüz itibariyle dünya sanatında, ekonomisinde, sporunda yerimiz nedir? Ben açıkçası bu soruların cevabını arıyorum.BIRAKALIM BOŞ HAVANDA SU DÖVMEYİ , ÜLKEM KAYBEDİYOR, İNSANIM KAYBEDİYOR…BOŞ BOŞ KONUŞMAK YERİNE DAHA ÇOK ÇALIŞMAMIZ LAZIM ÇOK…    


(
Bu köşe yazısı, sayın Av. Halil Sarı tarafından 
www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)