Cinsiyet ayrımının en az olduğu hatta hiç olmadığı mesleklerin başında “Avukatlık” geliyor. Neredeyse denge erkekler aleyhine bozulacak.

Türkiye genelinde 2016 yılı sonu itibariyle Baro’lara kayıtlı 100.461 Avukat var.

Bunun 42.476’sını bayan, 57.985’ini erkek Avukatlar oluşturuyor.

Kamu kesiminde Avukat ve Hukuk Müşaviri olarak çalışanlar Baro’ya kayıt zorunda değiller. Bu bakımdan eylemli olarak çalışan Avukat sayısı bu rakamlardan daha fazla.

Türkiye’nin 81 İl’inin 79’unda Baro var. Baro kurulmayan İl’llerden Ardahan, Kars Baro’suna, Bayburt ise Gümüşhane Baro’suna bağlı olarak görev yapıyor.

İnsanlığın en eski ve en saygın mesleklerinin başında “Avukatlık” gelir. Bu aynı zamanda “savunmanın kutsal bir hak” olmasından kaynaklanmaktadır.

Yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı Avukat temsil eder. Bir kamu hizmeti olan Avukatlığın serbest meslek olarak tanımlanmasının ardında yatan anlam “bağımsız” olmasıdır.

Avukatlar görevlerine “Hukuka, ahlaka, mesleğin onuruna ve kurallarına uygun davranacaklarına namus ve şerefleri üzerine and içerek” başlarlar.

Ancak Avukatlık mesleğini en iyi tanımlayan ifadelerden biri Molierac’ın “Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hakime hele ne iktidara bağlı değiliz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiç bir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı” sözleridir.

Hakim veya Savcı’nın niteliği, görevi değişebilir. Bu kişilerin yerine halktan seçilen jüri sistemi de uygulanabilir ama “savunma” ve savunmayı üstlenen Avukat değişmez. Adaletten söz edilebilmesi için savunma zorunludur.

Aslında “Avukat” sözcüğü, savunma ve iddia makamını kapsar. Gelişmiş hukuk sistemlerinde ve özellikle Amerika’da; bildiğimiz anlamda “Avukat” için “Savunma Avukatı” ve “Savcı” için “İddia Avukatı” tabirleri kullanılır. Savcılar aynen Avukatlar gibi “Baro’ya” kayıtlıdırlar. Hakim olabilmek için ise mutlaka belli bir süre Avukatlık yapmak zorunludur.

Nasıl ki Avukatlıktan başka mesleklere örneğin hakim veya savcılığa geçişte, öngörülen sınav ve diğer koşulların yanında bir yaş sınırı varsa, diğer mesleklerden Avukatlığa geçişte de bir yaş sınırı olmalıdır. Aksine uygulama eşitsizliğe ve haksız rekabete neden olmaktadır.

Bütün bunlara ek olarak her gün değiştirilen kanunlarla “Cumhuriyetin hukuk belleği silinmektedir.” Keyfi ve düzensiz bir şekilde değiştirilen temel kanunlarla, bu güne kadar verilen binlerce mahkeme kararı, yüksek yargı emsal kararları, yazılan binlerce öğreti kitapları geçersiz hale getirilmiştir.
 
Hukuk ve adalet için en özlü söz Atatürk’ün deyişinde yer almaktadır: “Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunamaz

Bu ölçüler içinde Avukatlar gününü kutlarız.
 
Av.A.Erdem Akyüz
Hukukun Egemenliği Derneği
Onursal Genel Başkanı