Lahey’de bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) İsrail’in yargılanması için başlatılan dava sürecinde UCM Savcısı’ndan randevu alan mağdurların Türk Avukatları Av. Dr. Ramazan ARITÜRK ve Av. Cihat Gökdemir Hollanda devletinin kendilerine ‘’bir neden dahi belirtmeksizin’’ vize vermemesi nedeni ile maalesef mesleklerini icra etmek için Hollanda’da bulunan UCM’ye gidemediler ve dolayısı ile de mağdurların adil yargılanma haklarını kullanmaları dolaylı bir şekilde engellenmiş oldu.

Zuhur eden bu olay halen daha neden ülkemizde avukatlara yeşil pasaport hakkının tanınmadığı sorusunu tekrar gündeme getirdi ve binlerce Avukat #AvukatlaraYesilPasaport etiketi altında haklı olarak eleştirilerini ve mesleklerini rahatça ve müdahalelere uğramadan icra etmek için yeşil pasaport talep ettiklerini dile getiriyorlar.

Bilindiği üzere Yeşil Pasaport olarak kamuoyunda bilinen Hususi Damgalı Pasaport hakkı 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 14 üncü maddesinde düzenleniyor. Düzenleme ile ‘’birinci, ikinci ve üçüncü derece kadrolarda bulunan veya bu kadrolar karşılık gösterilmek veya T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilip emekli kesenekleri bu derecelerden kesilmek suretiyle sözleşmeli olarak çalıştırılan Devlet memurları’’nın tamamına yeşil pasaport hakkı veriliyor.

Görüleceği üzere şartları taşıyan sözleşmeli olarak çalıştırılan devlet memurlarına yeşil pasaport hakkı verilirken Avukatlara bu hak ÇOK GÖRÜLÜYOR. (Sakın yanlış anlaşılmasın sözleşmeli olarak çalışan kardeşlerimizden bu hak alınsın gibi bir düşüncemiz kesinlikle yok ve olamaz. Bizim derdimiz onlara verilen hak değil, tarafımıza verilmeyen hak)

Kanun maddesi incelendiğinde yeşil pasaport hakkı tanınırken (i) kamu görevlisi olma ve (ii) belirli bir süre hizmet etmiş olma esas alınarak bu hak tanınmış gibi görünüyor.
Mademki kamu görevlisi olma ve belirli bir süre hizmet etmiş olma yeşil pasaport hakkının verilmesi için esas alınan şartlar olarak kabul edilmiş, o halde neden 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 1. Maddesinde yer alan ve ‘’Avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olduğunu belirten’’ madde yasama erki tarafından görmezden geliniyor?

Konuya ilişkin olarak bir önceki yazım da avukatların yeşil pasaporta neden ihtiyaç duyduğuna dair somut bazı örneklere yer vermiştim. (http://www.hukukihaber.net/avukatlara-yesil-pasaport-verilmesi-icin-bir-an-evvel-yasal-duzenleme-yapilmali-makale,3661.html)

Bu yazımda ise Birleşmiş Milletlerin ve Avrupa Birliği’nin konuya ilişkin  bakış açısını içeren ve üye devletlerin dolayısı ile de kendi devletimizin de uyması gereken yasal düzenlemelerine kısaca değinmek istiyorum. Birleşmiş Milletler üyesi olan ve Avrupa Birliği üye adayı olan ülkemizi bu mevzuatların yakinen ilgilendirdiği hususuna da özellikle dikkat çekmek istiyorum.

Birleşmiş Milletler Nezdinde Avukatların Durumu
Konumuzu ilgilendiren Birleşmiş Milletler düzenlemesi ‘’Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler’’ adlı düzenlemedir. ‘’Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler’’ adlı metin yargının üç sacayağından biri olan Avukatlara mesleklerini dolaylı bir müdahale ile karşılaşmadan, hakkıyla icra edebilmeleri imkanı tanıyan, evrensel normlara yer veren bir düzenleme olup; Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerden uluslararası teamül hukukunun bir parçası olarak görülen bu metne uymaları ve iç mevzuatlarını bu metinle uyumlu hale getirmeleri beklenmektedir.

Bu metin 7 Eylül 1990 tarihinde Küba-Havana’da gerçekleştirilen ‘’Sekizinci Suçların Önlenmesi ve Suçluların Islahı konulu Birleşmiş Milletler Konferans’’da OYBİRLİĞİ ile kabul edilmiştir.

Daha sonra bu temel ilkeler Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından da onaylanıp kabul edilerek metnin uygulanması yönünde üye ülkelere tavsiyelerde bulunulmuştur.

Avukatların Rolüne Dair Temel İlkeler’den amaçlanan (i) avukatların mesleklerini icra etmelerinin önüne geçecek doğrudan ve dolaylı müdahaleleri engellemek ve (ii) üye ülke hükümetlerine bu metin kapsamında mesleğin ifa edilebilirliğini kendi iç hukuk düzenlemelerini uyumlaştırarak artırmasını sağlamaktır.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu metni onaylayıp kabul ederek hükümetlerin bu temel haklara saygı göstermesi gerektiğini ve ilgili gerekli düzenlemeleri yapmasını talep etmektedir. Hatta metnin giriş kısmı incelendiğinde sadece hükümetlerin değil, hakim ve savcılar ile ilgili diğer tüm kişilerin bu metne saygı göstermesi gerektiğinin altı çizilmiştir. Bu temel ilkeler uluslararası teamül hukukunun bir parçası konumundadır.

Temel İlkelerin 16. Maddesinin b bendi[1] ‘’hükümetlerin mutlak surette avukatlara hem yurt içinde hem de yurt dışında mesleklerini rahatlıkla icra etmeleri imkanını sağlama görevini’’ açıkça yüklemektedir.

Avrupa Birliği’nde Avukatların Durumu
Avrupa Birliği nezdinde Avukatların mesleklerini profesyonel bir şekilde yapmalarına olanak tanıyan en kapsamlı ilk metin Avrupa Konseyi Statüsü’nün 15.b maddesi kapsamında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından  25 Ekim 2000 tarihinde kabul edilen Recommendation No.R(2000)21 kodlu metindir[2].Bu metin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Aralık 1990’da kabul edilen yukarıda yer verdiğimiz Avukatın Rolüne Dair Temel İlkelere[3] riayet edilerek hazırlanan ve Avukatların mesleklerini bağımsız ve müdahale olmaksızın icra etmelerine olanak tanıyan ve serbest dolaşım hakkı sağlayan bir metindir.

Diğer taraftan Avrupa Parlementosu ve Avrupa Konseyi’nin 98/5/EC kodlu, 16 Şubat 1998 tarihli Direktifi de Avukatlara Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde kalıcı olarak çalışma imkanı tanıyan bir metin olması hasebiyle önemlidir. Bu metne dayanarak Almanya’da çalışan bir Avukat rahatlıkla bir başka Avrupa Birliği ülkesine giderek mesleğini icra edebilecek ve hukuki danışmanlık hizmetleri sunabilecektir.

Sonuç
Avukatlara tanınmasını talep ettiğimiz bu hak kişisel nedenlerle değil; (i) avukatın mesleğini rahatlıkla müdahalelerle karşılaşmadan icra etmesi, (ii) uluslararası bazda ülkesini temsil ederek ülkesine yatırım ve iş getirmesi için verilmesi zaruri olan bir haktır. Aksi takdirde ülkemiz avukatlarının gerek kişisel gelişim düzeylerini artırma ve gerekse ülkemizi bir hukuk merkezi haline getirme açısından diğer ülke avukatları ile eşit şartlara sahip olmayacaklarından ülkemiz açısından hem ekonomik, hem de hukuki negatif sonuçlar varlığını korumaya devam edecektir.
 
Tekrar yineliyoruz. Onlarca meslektaşımızın ‘’Milletvekili’’ olarak görev yaptığı bir Mecliste bu değişikliğin halen yapılamamış olmasına gerçekten üzülüyorum. 

Umarız ilgililer bu talep ve ihtiyacımızı görür, dikkate alır ve gereğini yerine getirirler.


(Bu köşe yazısı, sayın Mehmet Fatih YAŞAR tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

Kaynak:
[1] Article 16 Governments shall ensure that lawyers …( b ) are able to travel and to consult with their clients freely both within their own country and abroad
 


[1] Article 16 Governments shall ensure that lawyers …( b ) are able to travel and to consult with their clients freely both within their own country and abroad;