Ne yazık ki neredeyse her ailede en az bir kişi icralık olduğundan, icra konusu ile ilgili sorularla sıkça karşılaşmaktayız. En sık karşılaştığımız sorulardan biri ise, “borcum yüzünden hapse girer miyim?”.

Bu konuda oldukça bilgi kirliliği var. Bunun en önemli sebeplerinden biri de, borçlarını ödeme konusunda borçluyla telefonda görüşen görevlilerin, “borcunuzu bir an önce ödeyin, yoksa hapse girersiniz” uyarısında bulunmaları. Henüz icra takibi başlatılmamış, icra takibi başlatılmış ancak kesinleşmemiş borçlulara dahi bu uyarıların yapıldığını görüyoruz.

Önemle belirtmeliyiz ki, icra takibi başlatılan ve kesinleşen borçlu hakkında, sırf hakkında icra takibi açılmış ve borcunu ödemiyor diye, hapis cezası verilemez. Öyleyse hangi hallerde borçluya hapis cezası verilebilir?

İcra ve İflas Kanunu’nun “Cezai hükümler” başlıklı 16. babında bu konu düzenlenmiştir.

Buna göre;

1. Alacaklısını zarara uğratma kastıyla mevcudunu eksiltenler

2. Aczine kendi fiiliyle sebebiyet verenler veya vaziyetinin fenalığını bilerek ağırlaştıranlar,

3. İflas ve konkordato işlerinde hususi menfaat temin edenler,

4. Ticari işletmede yöneticinin kanuni sorumluluğunu yerine getirmemesi,

5. Konkordato işlemlerinde hileli tutum ve davranış sergileyerek zarara sebebiyet verenler,

6. Kiracının cezalandırılacağı haller,

7. Müflisin mallarını vermeyenler,

8. Kendisine teslim edilen malları vermeyenler,

9. Ticareti usulüne aykırı terk edenler,

10. Hakikata muhalif beyanda bulunanlar,

11. Beyandan sonra mal ve kazançta olan değişimleri bildirmeyenler,

12. Borçlunun ödeme şartını ihlali,

13. Çocuk teslimi emrine muhalefet,

14. İcra dairesince teslim edilen taşınmaz veya gemiye tekrar girenler,

15. Bir işin yapılmasına veya yapılmamasına ilişkin ilam hükmüne ve irtifak haklarına ilişkin ilama uymayanlar,

16. Nafakaya ilişkin karara uymayanlar,

17. Sermaye şirketlerinin iflasını istemek mecburiyetinde olanlar,

18. İhalede vaat olunan yarar karşılığında artırmadan çekilenler, İcra ve İflas Kanunu’na göre cezalandırılır.

Anayasa’nın “suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. Madde hükmüne göre, “hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirmemesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.”  Örneğin, alım satım sözleşmesindeki yükümlülüğünü yerine getirmeyen ya da banka kredi sözleşmesindeki yükümlülüğüne uymayıp borcunu ödemeyen borçlu, sadece bu yüzden hapisle cezalandırılamaz.

Yukarıda icra borçlusuna hangi hallerde hapis cezası verilebileceğini tek tek saydık. Burada, kredi borçlularının diğer icra borçlularına göre sayıca üstün olmasından dolayı ve istisnasız her borçlunun mutlaka dikkat etmesi gereken, “mal beyanında bulunmama” ve “ödeme şartını yerine getirmeme” hallerini detaylı inceleyeceğiz.

*** Mal beyanında bulunmama

İcra ve İflas Kanunu’nun 74. Maddesine göre, “Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.”

Borçlunun mal beyanında bulunmama suçunu işlemiş olması için hakkında icra takibi başlatılmış ve bu takibin kesinleşmiş olması gereklidir.

Mal beyanında bulunmayan borçlu hakkında, alacaklının talebi üzerine, beyanda bulununcaya kadar icra mahkemesi hakimi tarafından bir defaya mahsus olmak üzere hapisle tazyikine hükmedilir; ancak bu süre 3 ayı geçemez.

Borçlu mal beyanında bulunduğunda, hapis cezası düşer.

*** Borçlunun ödeme şartını ihlali (Taahhüdü ihlal)

Bu maddeyi inceleyebilmemiz için öncelikle İcra ve İflas Kanunu’nun “Taksitle ödeme” başlıklı 111. Maddesini incelememiz gerekir, bu maddeye göre, “borçlu alacaklının satış talebinden evvel borcunu muntazam taksitlerle ödemeyi taahhüt eder ve birinci taksiti de derhal verirse icra muamelesi durur. Bunun için, borçlunun borca yeter miktarda malının haczedilmiş olması ve her taksitin borcun dörtte biri miktarından aşağı olmaması ve aydan aya verilmesi ve müddetin üç aydan fazla olmaması şarttır. Taksitlerden biri zamanında verilmezse icra muamelesi ve süreler kaldığı yerden devam eder. Bu maddeye göre borç, borçlunun borca yeter miktarda malı haczedilmişse dört eşit taksite bölünebilir ve böylece icra muameleleri durdurulur.

“Borçlunun ödeme şartını ihlali halinde verilecek ceza” başlıklı 340. Maddeye göre, “111. Madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine tekrar karar verilir. Ancak bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi 3 ayı geçemez.”

Basında, “borcu yüzünden hapse düştü” şeklinde yapılan haberler, genellikle borçluların alacaklı ya da vekili ve icra müdürü önünde borcu taksitle ödeyeceğini yazılı bir şekilde taahhüt edip, taksitleri vaktinde ödememesinden dolayı alacaklı veya vekilinin şikayeti üzerine haklarında hapis cezasına hükmedilmesinden dolayıdır. Yani, borçluların hapis cezası almaları çoğunlukla “ödeme şartına uymamaları-taahhütlerini ihlal etmeleri sebebiyledir.

Burada yazılanların okuyanlara faydalı olmasını umarız; ancak hukuki sorunla karşılaşıldığında en sağlıklı yolun konusunda uzman bir avukattan profesyonel yardım almak olduğunu önemle belirtmek isteriz. 

(Bu köşe yazısı, sayın Av. Rana Konal tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)