Mahkemeler kanunu kendileri gibi yorumlamamızı ve hatta Yargıtay bir yönde bir karar vermiş veya onamışsa onlar gibi düşünmemizi ve hareket etmemizi; bazan da, kanunun özüne veya sözüne uymayan ama iyiniyetli olduğunu düşündükleri karar ve davranışlarına müsamaha göstermemizi beklerler.

Günler süren araştırma sonucunda ortaya çıkardığımız kapsamlı dilekçelerimizdeki göz nurumuzun değeri nadiren takdir edilir. Akıl ve mantık kurallarına göre çürütülmesi mümkün olmayan taleplerimiz "yerinde görülmediğinden" gibi bir ifade ile bir satır gerekçe gösterilmeden reddedilir. Mesleğimde en hoşnutsuz olduğum konu gerekçesiz ve keyfi karar verilmesidir.

Keyfi hareketini, hatalı hukuki görüşünü kabul etmediğimiz ya da hatasının düzeltilmesinde ısrar ettiğimiz bazı hakimler bana, büromuza ve iş yapış tarzımıza kızarlar. Benim yüzüme karşı bir şey söylemezler ama çiçeği burnunda avukatlarımız bazan "büromuzun tarzı" hakkında bir dolu laf işitirler. Dilekçesini değerlendirerek aklın ve mantığın gerektirdiği kararı vermek yerine avukatın tarzını eleştirmek ne kadar vahim!
Daha geçen gün, ruhsatını iki ay önce almasına rağmen zekası, mesleki duruşu ve ifade yeteneği ile çoğumuzu cebinden çıkaracak olan genç bir arkadaşım buna muhatap oldu. Hakimin de kanuna uymak zorunda olduğunu söyleyen genç meslektaşıma mahkeme başkanı olan hakim "Sizin büronuzun tarzı nedeniyle" diye söze başlamış...

Camiada kötü bir şöhretim varmış: hakkımda "Uzlaşılmaz birisi, hakimleri hep şikayet ve reddeder" denirmiş. "Doğru mu?" diye soran bir stajyerimizin hakim olan annesi de şikayet ettiğim hakimin mahkeme başkanlığından ilçe aile mahkemesi hakimliğine, oradan da ceza mahkemesi üyeliğine tenzili rütbe olduğunu biliyormuş da haklı olduğumu söylemiş.

Benim adalet anlayışım, vatandaşın hakkının bir zerre bile olsa zayi edilmesine, yargılama sürecinde de en küçüğünden bile kuralsızlık ve adaletsizlik yapılmasına karşıdır. Yargı vatandaşın hakkını eksiksiz, zamanında ve iyi bir şekilde teslim etmekle görevlidir. Öyle yapan ve en yüksek saygıyı hakeden hakimlerimiz pek çoktur.

Diğerleri belki iyi niyetle bazı şeyleri kestirmeden ve kendilerine has yollarla yapmak istiyor; bazılarınca hoş görülüyor veya itiraz edilmiyor olabilir. Ancak başkalarının nasıl yaptığı beni hiç ilgilendirmez; benim üstlendiğim bir davada herkes görevini layık olduğu şekilde ve iyi bir şekilde yapmalıdır. Görevini yapmayan ve hatasında ısrar edenlerle aklımın ve gücümün yettiği yere kadar mücadele ederim.
Bunun için bize kızanlar kusura bakmasınlar.

Av. Mehmet GÜN

"Yazarın izni ile Facebook/Mehmet Gün sayfasından aynen alınmıştır."