Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; 09.04.2018 tarihinde, gerekçesi ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuştur. Tasarı; toplam 10 maddeden ibaret olup, 8, 9 ve 10. maddeleri tasarının kanunlaşması durumunda yürürlük ve yürütme ile ilgili hükümleri içermektedir.

Tasarının 1. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda, 2 ila 4. maddeleri ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda, 5. maddesi ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da ve 6 ila 8. maddeleri ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nda değişiklik yapılması önerilmektedir. Kamuoyunu uzun zamandır meşgul eden çocuklara karşı cinsel istismarın önlenmesi sorununun, yasama organı vasıtasıyla çözüm önerilerinin bir parçası olarak değerlendirilebilecek Tasarıda; odağın Ceza Hukukunun “cezalandırma” ve “öç alma” fonksiyonlarında olduğunu, buna karşılık sosyal politikalarla ilgili önerilerin yetersiz kaldığını, örneğin Tasarıda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’na bazı görev ve sorumluluklar tanımlanmasına rağmen, okulöncesi eğitimden yükseköğrenime kadar “çocukluk” yaşantısının büyük bir kısmının geçtiği okullarda, bilhassa TCK m.103/3-d dikkate alındığında, düzenlemeye gidilebilecek önlemler ile “çocuğun cinsel istismar ile ilgili eğitilmesi” hususunda Milli Eğitim Bakanlığı’na atıf yapılmadığını, bunun isabetsiz olduğunu, Tasarının bu hali ile kanunlaşması halinde bu hususun önemli bir eksiklik olacağını öncelikle belirtmek isteriz.

Aşağıda; Tasarının ilk 6 maddesi ile yapılması hedeflenen değişiklikler, karşılaştırmalı bir tablo ile sunulacak ve ardından Tasarı ile ilgili kısa değerlendirmelerimize yer verilecektir.

Değişlik Teklif Edilen Hüküm

Mevcut Metin

Tasarı Kabul Edilirse Yeni Metin

657 sayılı Kanun m.48/1-A, 5

Genel ve özel şartlar:

Devlet memurluğuna alınacaklarda aşağıdaki genel ve özel şartlar aranır.

A) Genel şartlar:

5. Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkum olmamak.

Genel ve özel şartlar:

Devlet memurluğuna alınacaklarda aşağıdaki genel ve özel şartlar aranır.

A) Genel şartlar:

5. Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, çocukların cinsel istismarı, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkum olmamak.

5237 sayılı Kanun m.62

Takdiri indirim nedenleri

(1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.

(2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.

Takdiri indirim nedenleri

(1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.

(2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri gerekçesi ile birlikte kararda gösterilir.

5237 sayılı Kanun m.103

Çocukların cinsel istismarı

(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun oniki yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması halinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikayetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;

a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,

Anlaşılır.

(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.

(3) Suçun;

a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,

d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,

e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

Çocukların cinsel istismarı

(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun oniki yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması halinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikayetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;

a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,

Anlaşılır.

(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan kırk yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza otuz yıldan az olamaz.

(3) Suçun;

a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,

d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,

e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) İkinci fıkrada tanımlanan cinsel istismarın;

a) Oniki yaşını tamamlamamış çocuğa karşı üçüncü veya dördüncü fıkrada tanımlanan hallerden birisi ile gerçekleştirilmesi,

b) Birinci fıkranın (a) bendi kapsamında olan oniki yaşını tamamlamış çocuklara karşı cebir veya tehditle gerçekleştirilmesi,

c) Birinci fıkranın (b) bendi kapsamında olan çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi,

Halinde müebbet hapis cezasına hükmolunur.

(6) İkinci fıkrada tanımlanan cinsel istismar suçu bakımından üçüncü ve dördüncü fıkranın birlikte uygulandığı hallerde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

(7) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

(8) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

(9) Bu madde uyarınca verilen müebbet hapis cezasına 62 inci maddenin uygulanması durumunda müebbet hapis cezası için belirlenen yirmibeş yıllık süre, kırk yıl olarak uygulanır.

(10) Bu maddede tanımlanan suçlar nedeniyle verilen süreli hapis cezalarına ilişkin olarak 61 inci maddeye göre belirlenen sonuç ceza, kırk yıldan fazla olamaz.

5237 sayılı Kanun m.227/1

Fuhuş

(1) Çocuğu fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran, bu maksatla tedarik eden veya barındıran ya da çocuğun fuhşuna aracılık eden kişi, dört yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adi para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun işlenişine yönelik hazırlık hareketleri de tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.

Fuhuş

(1) Çocuğu fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran, bu maksatla tedarik eden veya barındıran ya da çocuğun fuhşuna aracılık eden kişi, dört yıldan on yıla kadar hapis ve ikibin günden beşbin güne kadar adi para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun işlenişine yönelik hazırlık hareketleri de tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.

5275 sayılı Kanun m.108

Mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri

(1) Tekerrür halinde işlenen suçtan dolayı mahkum olunan;

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuzdokuz yılının,

b) Müebbet hapis cezasının otuzüç yılının,

c) Süreli hapis cezasının dörtte üçünün,

İnfaz kurumunda iyi halli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilir.

(2) Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz.

(3) İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez.

(4) Hakim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler.

(5) Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır.

(6) Hakim, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir.

(7) Cezanın infazı tamamlandıktan sonra devam eden denetim süresi içinde, bu madde hükümlerine göre kendilerine yüklenen yükümlülüklere ve yasaklara aykırı hareket eden mükerrirler, infaz hakimi kararı ile disiplin hapsine tabi tutulur. Disiplin hapsinin süresi on beş günden az ve üç aydan fazla olamaz.

(8) Çocuğa karşı işlenen bir suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına veya müebbet hapis cezasına mahkumiyet halinde birinci fıkradaki koşullu salıverilme süreleri uygulanır.

(9) Birinci fıkradaki koşullu salıverme süreleri, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 102 ncimaddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan cinsel saldırı suçundan, 103 üncü maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçundan, 104 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan dolayı hapis cezasına mahkum olanlar hakkında da uygulanır. 188 inci madde hariç olmak üzere bu suçlardan dolayı hapis cezasına mahkum olanlar hakkında, cezanın infazı sırasında ve koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içinde, aşağıdaki tedavi veya yükümlülüklerden bir veya birkaçına infaz hakimi tarafından karar verilir:

a) Tıbbi tedaviye tabi tutulmak

b) Tedavi amaçlı programlara katılmak

c) Suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten yasaklanmak

d) Mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak

e) Çocuklarla bir arada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak

f) Çocuklar hakkında bakım ve gözetim yükümlülüğünü gerektiren faaliyet icra etmekten yasaklanmak

(10) Dokuzuncu fıkra hükümleri çocuklar hakkında uygulanmaz.

(11) Bu maddenin dokuzuncu fıkrasının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.

Mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri

(1) Tekerrür halinde işlenen suçtan dolayı mahkum olunan;

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuzdokuz yılının,

b) Müebbet hapis cezasının otuzüç yılının,

c) Süreli hapis cezasının dörtte üçünün,

İnfaz kurumunda iyi halli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilir.

(2) Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz.

(3) İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez.

(4) Hakim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler.

(5) Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır.

(6) Hakim, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir.

(7) Cezanın infazı tamamlandıktan sonra devam eden denetim süresi içinde, bu madde hükümlerine göre kendilerine yüklenen yükümlülüklere ve yasaklara aykırı hareket eden mükerrirler, infaz hakimi kararı ile disiplin hapsine tabi tutulur. Disiplin hapsinin süresi on beş günden az ve üç aydan fazla olamaz.

(8) Çocuğa karşı işlenen bir suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkumiyet halinde elli yılın; müebbet hapis cezasına mahkumiyet halinde ise kırk yılın infaz kurumunda iyi halli olarak geçirilmesi durumunda koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanılabilir.

(9) Birinci fıkradaki koşullu salıverme süreleri, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 102 inci maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan cinsel saldırı suçundan, 103 üncü maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçundan, 104 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan ve 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçundan dolayı hapis cezasına mahkum olanlar hakkında da uygulanır.

(10) Dokuzuncu fıkrada belirtilen suçlardan dolayı hapis cezasına mahkum olanlar hakkında, ceza infaz kurumundan herhangi bir nedenle tahliye edilmesinden itibaren başlamak üzere denetim süresi içinde ve hak ederek tahliye tarihinden itibaren beş yıla kadar süreyle aşağıdaki tedbir veya yükümlülüklerden bir veya birkaçına infaz hakimi tarafından karar verilir:

a) Rehabilitasyon amaçlı programlara katılmak.

b) Suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten yasaklanmak.

c) Mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak.

d) Çocuklarla bir arada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak.

e) Çocuklar hakkında bakım ve gözetim yükümlülüğünü gerektiren faaliyet icra etmekten yasaklanmak.

f) İkametgahı veya işyerinin değişmesi durumunda ilgili kolluk birimine bildirilmek amacıyla yedi gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne yeni adresini bildirmek.

g) Yedi günden fazla ikametgahından ayrı bir yerde konaklayacak olması durumunda üç gün önceden konaklayacağı adresi ilgili kolluk birimine bildirilmek amacıyla denetimli serbestlik müdürlüğüne bildirmek.

(11) Dokuzuncu fıkrada belirtilen cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan dolayı hapis cezasına mahkum olanlar hakkında, ceza infaz kurumundan herhangi bir nedenle tahliye edilmesinden üç ay önce başlamak üzere tahliyeden itibaren beş yıla kadar, ayakta veya yatarak cinsel isteğin ilaçla baskılanmasına yönelik tedbire tabi tutulmaya uzman raporu üzerine infaz hakimi tarafından karar verilebilir. Bu tedbir, tıbbi gerekliliklere uygun olarak yerine getirilir ve infaz hakimi tarafından yılda bir defa değerlendirilir, gerektiğinde sonlandırılabilir.

(12) Dokuzuncu fıkrada belirtilen suçlardan dolayı mahkum olanlar, ceza infaz kurumlarında bulunduğu süre içinde rehabilitasyon amaçlı programlara katılmak zorundadır.

(13) Onuncu ve onbirinci fıkrada belirtilen tedbir ve yükümlülüklerin ihlali durumunda, 105/1 maddesinin altıncı fıkrasına ilişkin hükümler ile koşullu salıverilmenin geri alınmasına ilişkin hükümler; ihlalin infazın tamamlanmasından sonra gerçekleştirilmesi halinde ise bu maddenin yedinci fıkrasına ilişkin hükümler uygulanır.

(14) Cumhuriyet başsavcılığı onuncu ve onbirinci fıkrada belirtilen tedbir ve yükümlülüklere karar verilmesini infaz hakimliğinden talep eder.

(15) Onuncu ve onbirinci fıkra hükümleri suç tarihinde çocuk olanlar hakkında uygulanmaz.

(16) Bu maddenin onuncu, onbirinci ve onikinci fıkrasının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.

5395 sayılı Kanun m.6

Kuruma başvuru

(1) Adli ve idari merciler, kolluk görevlileri, sağlık ve eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, korunma ihtiyacı olan çocuğu Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bildirmekle yükümlüdür. Çocuk ile çocuğun bakımından sorumlu kimseler çocuğun korunma altına alınması amacıyla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna başvurabilir.

(2) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu kendisine bildirilen olaylarla ilgili olarak gerekli araştırmayı derhâl yapar.

Kuruma başvuru

(1) Cumhuriyet başsavcılığı ve mahkemeler ile ilgili adli merciler veya idari merciler, kolluk görevlileri, sağlık ve eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, korunma ihtiyacı olan çocuğu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı il veya ilçe müdürlüklerine derhal bildirmekle yükümlüdür. Çocuk ile çocuğun bakımından sorumlu kimseler çocuğun korunma altına alınması amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı il veya ilçe müdürlüklerine başvurabilir.

(2) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı il veya ilçe müdürlükleri kendisine bildirilen olaylarla ilgili olarak gerekli araştırmayı derhal yapar.

Açıklamalar:

Tasarının 1. maddesiyle; Devlet memurluğuna alınacak adayların sağlaması gereken genel şartlar arasına, “çocukların cinsel istismarı suçundan mahkum olmamak” eklenmektedir. Bir görüşe göre; burada “unutulma hakkı” gündeme gelebilir. Kişi geçmişte gerçekleştirdiği bir fiil sonucu sürekli ve damgalanmış bir şekilde hayatını devam ettirmek istememe özgürlüğüne sahip olmalıdır, bu nedenle Devlet memurluğunda “çocukların cinsel istismarı suçundan mahkum olmamak” şartının eklenmesi, bilhassa Çocuk Koruma Kanunu’na eklenmesi tasarlanan Ek Madde 3’ün, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından belirlenmek üzere, çocuklarla bir arada bulunmayı gerektiren kamu veya özel sektöre ait iş kollarında, hükmün kesinleşmesinden itibaren, cezanın tamamen infazından beş yıl sonrasına kadar çalışmanın yasaklanması yönünde hükmü dikkate alındığında, bu hükmün işlevi tartışmaya açıktır.

Tasarının 2. maddesiyle; TCK m.62 uyarınca tatbik edilebilecek takdiri indirimin gerekçesi ile birlikte kararda gösterilmesi yönünde bir düzenlemeye gidilmektedir. Ancak bu değişiklik önerisinde isabet yoktur, çünkü hakimliklerin ve mahkemelerin tüm kararları Anayasa m.141/3 ve Ceza Muhakemesi Kanunu m.34 uyarınca gerekçeli olmak zorundadır. Belki bu değişiklikle, uygulamada oluşan ve takdiri indirim nedenlerinin tatbikini maddi vakıaya bakan esas mahkemesince serbestçe değerlendirileceğine dair görüşün terk edilmesinin amaçlandığı düşünülebilir.

Tasarının 3. maddesine göre; çocuklara karşı nitelikli cinsel istismar suçunu düzenleyen TCK m.103’ün “on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur” hükmü; “on altı yıldan kırk yıla kadar” ile değiştirilecek olup, mağdurun 12 yaşından küçük olması halinde verilecek ve mevcut metne göre en az on sekiz yıl olarak öngörülen cezanın otuz yıldan az olamayacağı düzenlenecektir. Ayrıca, TCK m.103’e iki fıkra eklenecek ve devamı fıkralar buna göre teselsül ettirilecektir. Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunda;

- Mağdur 12 yaşını tamamlamamışsa ve suç (1) birden fazla kişi tarafından birlikte, insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle veya (2) cebir, tehdit veya silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, müebbet hapis cezasına hükmolunacaktır. Tasarı burada, her iki halin ayrı gerçekleşmesini müebbet hapis cezası ile cezalandırılacağı öngörülmektedir.

- 12 yaşını tamamlamış ve TCK m.103/1-a’da tanımlanan “onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklar” kapsamına giren, yani 12 yaşını tamamlamış ancak 15 yaşını tamamlamamış veya 15 yaşını tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı cebir ve tehditle işlenmesi halinde, müebbet hapis cezasına hükmolunacaktır.

- TCK m.103/1-b’de tanımlanan diğer çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle işlenmesi halinde, müebbet hapis cezasına hükmedilecektir. Burada geçen “silah” kavramını, “Tanımlar” başlıklı TCK m.6/1-f’ye göre tespit etmek gerekir.

- Hem (1) birden fazla kişi tarafından birlikte veya insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle veya üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulu