Feragat kelime anlamı olarak “vazgeçme” manasına gelen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda anlamını bulan bir müessesedir. Davadan feragatin medeni yargılama usulünde mümkün olması yargılamaya hakim olan ilkelerden “tasarruf ilkesi”nin doğal bir sonucudur. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi, açmış olduğu bir davayı da sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Hakimin bir davaya bakabilmesinin ön şartı, taraflarca o hususun mahkeme önüne dava yoluyla getirilmiş olmasına bağlıdır.

6100 sayılı HMK’nın 24’üncü maddesinde ”(1) Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz.

(2) Kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz.

(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam eder.” tasarruf ilkesi düzenlenmiş olup dava konusu üzerinde tarafların dava açarken sahip olduğu tasarruf yetkisinin dava açıldıktan sonra da devam edeceği, görülen davayı sonlandırmaya yönelik iradi işlemlerde bulunabilecekleri hüküm altına alınmıştır.

Davadan feragat, “Davaya Son Veren Taraf İşlemleri” başlıklı HMK m.307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Feragat ile açılmış olan davalar sadece geri alınmamakta dava konusu hak talebinden de vazgeçilmektedir.
 
Davadan feragat
MADDE 307- (1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.

Feragat ve kabulün şekli
MADDE 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
(3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
(4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.

Feragat ve kabulün zamanı
MADDE 310- (1) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.

Feragat ve kabulün sonuçları
MADDE 311- (1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.

Feragat ve kabul hâlinde yargılama giderleri
MADDE 312- (1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir.
(2) Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.
 
Davadan feragat,  karşı tarafın yahut mahkemenin muvafakatine bağlı olmayan, hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilen (Temyiz yahut karar düzeltme aşamasında da yapılabilmesi mümkün olup, bu aşamalarda yapılması halinde feragat nedeniyle “davanın reddi” kararı verilmek üzere Yargıtay’ca esasa ilişkin bir inceleme yapılmadan bozma kararı verilerek dosya mahkemesine iade edilir.), rücu edilemeyen (bir kez feragat beyanında bulunan davacı artık bu beyanından ancak iradesinin fesada uğradığını ispat ederek kurtulabilir.), kesin hüküm gibi etki ve sonuç doğuran irade açıklamasıdır.  Geri dönülmesi son derece zorlu olan feragat beyanında bulunmadan önce davacının muhtemel getiri ve götürülerini iyi hesap etmesi gerekir.  Davadan feragat durumunda, davacı feragat beyanından artık bir daha geri dönemez, yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine mahkûm olur.

Bu karar, kişi hakkında kesin hüküm teşkil edeceğinden daha sonra tekrar dava açamaz, açsa bile kesin hüküm nedeniyle ret olunur.

 Davadan Feragatin Hüküm ve Sonuçları:
  1. Feragat, Esas Haktan Vazgeçme Sonucunu Doğurur,
  2. Feragat İle Uyuşmazlık Sona Erer,
  3. Feragatten Rücu Edilemez,
  4. Feragat Kesin Hükmün Sonuçlarını Doğurur,
  5. Feragat Eden Davacı Yargılama Giderlerine Mahkûm Olur.
Davadan feragat, medeni yargılamada mümkün olduğu gibi idari yargılamada da mümkündür. 2577 sayılı İYUK m.31 gereğince HMK’ya atıfta bulunulduğu, idari yargılamada da mümkün hale geldiği tartışmasızdır. Madde 31 – Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır.
           
İdari yargılamada feragatin uygulanması bir takım sorunları da beraberinde getirmiştir. Medeni yargılamanın konusunu bireysel uyuşmazlıklar teşkil eder. İdari yargının konusunu ise sadece bireysel uyuşmazlıklar teşkil etmemekle birlikte dava edilen davalının şahsı değil davaya konu idari işlem, idari eylem yahut idari sözleşmelerdir. Temyiz aşamasında verilen feragat beyanı, karar kesinleşmese de ilk derece mahkeme kararı ile hukuka aykırılığı tespit edilmiş olan bireysel yahut düzenleyici işlemlerin hukuk aleminde varlığını sürdürmesine, kamu yararı amacından ödün verilmesine neden olacaktır. Bundan dolayı Danıştay’da farklı kararların verildiği, HMK’da anlamını bulan feragatin aynen uygulanması hususlarında sorunlar yaşandığı görülmektedir. Şuan için hakim olan görüş davadan feragatin idari yargılama usulü ile bağdaştığı ölçüde uygulanması gerektiğidir.
 
Huzur dolu, sağlıklı günler geçirmeniz dileğiyle. Sevgi ve selamlarımla.