İnsanoğlu yaratılalıdan bu yana sosyal bir varlık olarak hep ideal bir yönetim şekli arayışı içerisinde olmuştur. Birden fazla insanın yaşadığı her yerde her zaman kurallara ve yönetim organizasyonuna ihtiyaç vardır.

Hemen herkesin bildiği, klasik bir tanımlama vardır. “DEMOKRASİ KÖTÜ BİR YÖNETİM ŞEKLİDİR, ANCAK İNSANOĞLU DAHA İYİSİNİ BULAMADIĞI İÇİN DEMOKRASİYİ KULLANMAKTADIR.” 
        
Nietzsche
“Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!” diyor. Ben söylemiyorum, Nietzsche söylüyor, ister katılır, ister katılmazsınız!
        
Bir başka pencereden bakıldığında
"Siz ne halde iseniz başınıza o şekilde idareciler gelir. Bir topluluk kendini düzeltmedikçe Allah onlardaki hali düzeltecek değildir."
      
Peyami Safa ; “Demokraside iki ahmak bir dahiden üstündür...” der.
    
Burada bunları yazınca birileri özellikle demokrasiyi sadece sandık ve seçimden ibaret görenler diyecektir ki; “vay seni gidi demokrasi düşmanı seni” veya “ millet iradesini yok sayan zihniyet sahibi”, “ topluma ahmak mı diyorsun”… Elbette bu suçlamaların hepsi haksız saldırılardır. Ben seçime de sandığa da millet iradesine de hep saygı duydum ve saygı duymaya devam edeceğim.
 
 
Benim anlatmak istediğim “DEMOKRASİ ÇOĞUNLUK DİKTATÖRLÜĞÜ DEĞİLDİR OLMAMALIDIR”… “HAK VE ÖZGÜRLÜKLER BAŞKA HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN YOK EDİLME SEBEBİ OLMAMALIDIR.”
     
Demokrasi en iyi yönetim sistemi değildir fakat yönetim şekilleri arasında bütün aksaklıklarına rağmen en adil ve dengeli olanıdır. Asıl sorun seçmenin algılarındaki yanılmalar ve yanıltmalardır. Yine bir başka mesele yönetim organizasyonunun daha basit deyimiyle iktidarın kime neye ve kimin çıkarlarına hizmet ettiği önemlidir.
           
Demokrasinin gerçek manada tüm toplumun  memnuniyetini sağlayacak bir yönetim şekli olması açısından aşağıdaki unsurlar olmazsa olmaz unsurlardır.
 
1. Siyasal Özgürlükler
( Siyasal Katılım Özgürlükleri -Sivil Özgürlükler- Siyasal Rekabet Özgürlükleri)

2. Hukuk Devleti.

3. İktidarın Sınırlandırılması. (
Sınırsız güç ve yetkileri olan bir siyasal iktidar her zaman siyasal özgürlükleri sınırlandırabilir ve hatta ortadan kaldırabilir.)

4. Kuvvetler Ayrılığı.

5. Şeffaflık. (
Demokrasi için, yöneticilerin eylem ve davranışlarının mutlaka açıklık içinde cereyan etmesi ve vatandaşların kamu yönetimi hakkında bilgi edinme hak ve özgürlüklerinin bulunması gerekir.)

6. Laiklik.

7. Demokrasi Kültürü. (
Bir toplumda mevcut olan kültür, değer yargıları ve ahlak da demokrasi için önem taşımaktadır. Siyasal özgürlükler sadece yasa ile korunamaz. Demokrasi kültürü, bireylerin birbirlerinin hak ve özgürlüklerine saygılı olmasını da gerekli kılar.)  
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                         8. Sivil Toplum. ( Siyasal güç karşısında hak ve özgürlükleri için mücadele eden sivil toplum kuruluşlarının sayısı arttıkça demokrasi de giderek kurumsallaşır.)
              
Demokrasi, hukuk, adalet, özgürlük her zaman her yerde herkese ihtiyaç…Ekmek kadar, su kadar hatta onlardan daha fazla ihtiyaç…Geçmişte Hitler Almanya’sında, Mussolini İtalya’sında, Miloseviç Yugoslavya’sında, Salazar Portekiz’inde, Marcos Filipinler’inde bugün Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da v.b. yerlerde yaşananları hepimiz biliyoruz. Hukuk dışı işler yapan, insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan, adil olmayan yönetimler ayrışmaya, bölünmeye, ötekileşmeye, yabancılaşmaya ve kopuşlara neden olur ve toplumu felakete sürükler. Kuvvetli olanlar, arzu edipte yapamayacağı hiçbir şey olmayanlar, zoraki ve insafsızca hareket etmemelidir. Önemli olan kalpleri kırarak değil, kalpleri kazanarak yönetebilmek yani birleştirici, kucaklayıcı olmaktır.
    
DEMOKRASİ; ÖZGÜRLÜK, TERCİHLERE SAYGI, BİRLİKTE YAŞAMAK, AZINLIĞIN ÇOĞUNLUĞA EZDİRİLMEMESİ, YARINLARDAN UMUT DUYMAK VE GÜVEN İÇERİSİNDE GELCEĞE BAKMAK, MUTLULUKLA YAŞAMAK DEMEKTİR.


(
Bu köşe yazısı, sayın Av. Halil Sarı tarafından 
www. hukukihaber. net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)