1990-2000 yılları arasıydı. Ankara’da yeni tanıştığım arkadaşlardan oluşan bir gurubumuz vardı. Ayda bir yemekli toplantı yapıyor, toplantıya tanınmış düşünce adamlarından birini konuşmacı olarak davet ediyor, bu şekilde hem eğleniyor hem de ülkemizi ilgilendiren çeşitli konularda fikir sahibi oluyorduk. Konuşmacıları o zaman Ankara asliye Hukuk Hâkimi olan Selamet İLDAY belirler ve davet ederdi. Selamet İLDAY Yargıtay’dan emekli olmuştur.

Toplantılarımızın birine konuşmacı olarak Osman BÖLÜKBAŞI davet edilmişti. Osman BÖLÜKBAŞI’nı radyoda çok dinlemiştim. 1955 veya 1956 yılında Keşan’a da gelmişti. Keşan’da da dinledim. 

Davetimizi kabul eden ve toplantımıza konuşmacı olarak katılan Osman BÖLÜKBAŞI çok yaşlanmıştı. Koltuktan zorlukla kalkıyordu. Ama zekâsında hiç azalma yoktu. Yıllarca önce yaşadıklarını hatırlıyor, anlatıyor arada kendisine has esprilerde yapıyordu. O günlerde de PKK terörü bütün vahşetiyle devam ediyor, teröristler Türkiye’nin her bölgesinde eylem yapıyorlardı. Devlet’te PKK ya karşı hiçbir etkili tedbir almıyordu.

PKK terörü ve PKK ya karşı etkili önlem alınmaması da BÖLÜKBAŞI’ya soruldu: Osman BÖLÜKBAŞI “deve oymaya başlamadı ama deve oynayacak” dedi ve devam etti. “yük taşıyan develerin önünde bir eşek bulunur. Her bir deve önündeki deveye bağlanmıştır. En öndeki deve de bir eşeğe bağlanmıştır. Eşek adeta lider durumundadır, develer eşeği takip etmektedir. Deve kervanında eşek durumundan çok memnundur, develeri küçük görmeye başlamıştır.

İkide bir geriye döner, devenin sırtına çıkar “hadi biraz oyna canım çok sıkıldı” dermiş. Deve durumdan memnun değildir. Eşeğin şımarmasına, sırtına çıkmasına sinirlenirmiş ama eşeğin dediğini de yapmaz, oynamaz sessizce yoluna devam edermiş. Şımarık eşek bir gün yine geriye dönmüş ve devenin sırtına tırmanmış. Eşeğin devenin sırtına tırmandığı yerin az ilerisinde bir uçurum varmış, yol bu uçurumun kenarından geçiyormuş, eşek geçtikleri yolun kenarındaki uçurumu görmemiş ama deve uçurumu görmüştür. Tam uçurumun kenarına geldiklerinde deve sıçramaya, oynamaya başlamış. Eşek “ne yapıyorsun deve kardeş burada oynanır mı?  Beni uçuruma yuvarlayacaksın” demiş. 

Devede “sen bana oyna diyordun, benim canım şimdi oynamak istedi” demiş ve oynamaya devam etmiş. Eşeği üzerinden uçuruma yuvarlamış ve öldürmüş. 

Devenin önünde yürüyen eşek gibi PKK da çok şımardı. Eşek devenin önüne kendi gücüyle geçmedi. Eşeği devenin önüne koyan kervan sahibidir ama eşek devenin önüne kendi gücüyle geldiğini sandı ve şımardı, devenin sırtına binip deveden oymasını istemeye başladı. Eşeğin şımarmasına içerleyen deve sabretti sabretti tam bir uçurumun kenarından geçerlerken oynamaya başladı ve öldürdü.

PKK uyuşturucu ticareti de yapan bir terör örgütüdür. Türkiye iye oynayamaz ama deve hikâyesindeki eşek gibi şımartılmış, şımarmıştır. Başta ABD olmak üzere dostlarımız PKK yı şımartmışlardır. Bugün PKK nın kullandığı silahların çoğu Amerika Birleşik Devletleri tarafından temin edilmiştir. Silahlı kuvvetlerimiz daha 1990 lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri uçaklarının Kuzey Irak’da PKK teröristlerine silah ve lojistik malzeme bıraktığını tespit etmişlerdir. Şimdi ise Amerika Birleşik Devletleri IŞİD e karşı savaşan PYD yi Ortadoğu da ki müttefiki olarak görmekte ve “PYD bizim kara kuvvetlerimiz” demekten de çekinmemektedir. 

PYD, PKK nın Suriye’deki uzantısıdır. PKK dan çok sayıda terörist Suriye’de IŞİD e karşı savaşmak üzere Aynel Araba sevk edilmiştir. PYD teröristlerini yönetenlerde Kandil’in tayin ettiği teröristlerdir. PYD PKK nın Suriye’deki uzantısıdır. ABD de bunu bilmektedir.

1997 yılı Mayıs ayında ABD nin davetlisi olarak ABD ye gitmiştik. Orada ABD li uzmanlar tarafından bize çeşitli konularda bilgilendirici konferanslar verilmişti. Konferanslardan biri Washington’da ki Dışişleri Bakanlığında verildi. Dışişleri Bakanlığı yetkilisi bize terörist devletleri anlatıyor. Terörist devleti de terör örgütlerine yardım eden devlet olarak tanımlıyordu. 

Bugün ABD terör örgütü PKK ile işbirliği yapıyor. “PKK-PYD benim müttefikimdir” diyor. İşte müttefikimiz ABD de böyle bir müttefiktir. İşine geldiğinde terör örgütlerine yardım eder. Ama o asla terörist devlet değildir.

Ama ancak PKK yı asıl şımartan bizdeki açılım sürecidir. Açılım sürecinde uyuşturucu ticareti de yapan PKK muhatap alınmış barış müzakerelerine başlanmıştır. Abdullah Öcalan ve PKK nın bütün istekleri kabul edilmiştir. 

Türk kimliği silinecek Anayasa da ne Türk’ten ne kürtten bahsedilecektir. Türk kimliği yerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kavramı getirilecektir. Ben sadece önemli gördüklerimi yazıyorum. En önemli gördüğüm Türk kimliğinin Anayasa dan çıkartılmasıdır. Bu çok vahim bir hatadır. Osmanlı Devleti bir imparatorluktu. Ama Türklerin kurduğu bir imparatorluktu. Hakim millet Türklerdi. İmparatorluk yıkılınca ve Sevr anlaşması dayatılınca Türk milleti hiç olmazsa misak-ı milli de çizilen hudutları korumak için silaha sarıldı. Sevr’i kabul etmedi, bugünkü Türkiye Cumhuriyetini kurdu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ulusal bir devlet olarak kuruldu. Anayasadan Türk kimliğinin çıkartılması kuruluş esaslarına aykırıdır. Ayrıca Türkiye’nin üniter yapısını da bozar bu sebeple PKK nın isteği de Anayasadan Türklük kavramının çıkartılması en vahim hatadır.

PKK ile varılan mutabakat uyarınca PKK ile Silahlı Kuvvetlerimiz arasında çatışma olmayacaktır. Bu mutabakat uyarınca güvenlik kuvvetlerimiz karakollarından ve kışlalarından çıkarılmamıştır. Ancak PKK nın eylemleri az da olsa devam etmiştir. Bunun haricinde PKK çatışmasızlık durumundan ve silahlı kuvvetlerimizin kışlalarına ve karakollarına hapsedilmesinden yararlanmış, şehirlerde örgütlenmiş, şehirlere silah ve patlayıcı depolamıştır. Silahlı kuvvetlerimizin operasyon taleplerine valiler hiçbir zaman izin vermemiştir. 

Ancak operasyon izni alamayan güvenlik güçlerimiz PKK yı izlemiş, PKK nın muhtemel kalkışmasına karşı hazırlığını yapmıştır.

Devletimizin hareketsiz kalmasını PKK Türkiye’mizin zayıflığı gibi algılamış, Suruç da IŞİD in yaptığı iddia olunan katliamdan sonra saldırılarını arttırmıştır.

İktidarın PKK ile yürüttüğü müzakere sürecinin anayasa dan Türk kimliğinin çıkartılması sürecini milletimiz endişe ile takip etmiştir. Bundan üç yıl kadar önce bir işim sebebiyle Aydın’a gitmiştim. Ankara’ya dönerken telefonum çaldı arayan bir arkadaşımdı. Arkadaşım da Osman BÖLÜKBAŞI’nın “deve oynamaya başlamadı” hikâyesini anlattığı toplantıdaydı. Telefon ettiğinde herhalde bir arkadaşıyla beraberdi ve konu da PKK idi. Deve oynamaya başlamadı hikâyesini tam hatırlayamamış, bana o hikâye nasıldı diye sordu. Ben de telefonda o hikâyeyi arkadaşıma anlattım. Sanırım biraz yüksek sesle konuştum. Otobüs yolcularının çoğu hikâyeyi duydu ve hikâyeyi anlatanın olayı PKK ile irtibatlandırdığını anladı. Tam arkamda orta yaşlı bir bayan oturuyordu. Ankara terminaline geldik. Otobüsten indim, otobüsün yanında bekliyordum. 

O arkamda oturan bayanda otobüsten inmişti bana yaklaştı “beyefendi şu deve ne zaman oynamaya başlayacak” dedi. Ben de bütün inancımla deve mutlaka oynayacak dedim. 

24 Temmuz 2015 günü deve oynamaya başladı ve oynamaya devam ediyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin hava ve karada başlattığı operasyonların çok etkili olduğu ve PKK nın büyük kayba uğradığı, zor durumda olduğu anlaşılıyor. NATO, Avrupa Birliği Devletleri, ABD PKK ile mücadelede askerlerimizin aşırı şiddet gösterdiğini ve aşırı şiddetten kaçınılmasını, şiddetin ölçülü olmasını istiyorlar.

PKK nın önceden hazırladığı tuzaklarla askerimizi, polisimizi öldürdüğünü sivilleri hedef aldığını görmezden geliyorlar. Selahattin Demirtaş müzakere sürecinin yeniden başlamasına bu konuda Brüksel’in Türkiye’ye baskı yapmasını söylüyor. 

Terör örgütü ile müzakere edilmesi bir hata idi. Türkiye bir daha bu hatayı yapmamalı. Devletimiz Türkiye Cumhuriyeti Devletidir ve buz bu vatanda hep birlikte Türk Milletiyiz. Anayasadan Türk kimliğinin çıkarılmasını kimse isteyemez ve devletimize kimse ortak olamaz. 

Deve oynamaya başladı, devenin oyunu ancak türkiye’de PKK tehlikesi tamamen sona erince, PKK, Türkiye Büyük Millet Meclisinden atılınca, PKK teröristleriyle işbirliği yapan kimseler üniversiteden atılınca sona erer.

Talat ŞALK
Emekli Cumhuriyet Savcısı