İŞTE O AVUKATIN O PAYLAŞIMI:
Yer: Ankara adliyesinde bir hâkimin odası...
Avukat: Bir havalem vardı. Hâkim: Gel geç otur şöyle.
Av: Zahmet vermeyeyim. Tek bir havale zaten.
HK: Otur dedim avukat hanım. Rica ederim…
AV: Allah Alllaaah (iç ses tabi)
HK : BEN SENİ OĞLUMA ALIRIM.
AV: Anlamadım? Ben nişanlıyım zaten.
HK: Seni diyorum oğluma alırım diyorum. Al bak bu benim oğlumun fotoğrafı. Çok yakışıklı değil mi? (ibiş gibidir)
AV: Evet. Allah bağışlasın ama ben nişanlıyım.
HK: (o da bazı hâkimler gibi avukatı dinlemez) İşte benim oğlum da şuradan mezun oldu. Amerika’da yüksek lisans yaptı ama hiç kafasına uygun kız bulamadı. O gün bir kız bulmuş, bakmış feysine (evet feys dedi adam) ne görsün? Kız elinde birayla resmini koymuş. Ama sen? Sen öyle misin?
AV: Ben zaten nişanlıyım
HK: Zaten ben de emekli olacağım. Bir büro açıp, gelinime iş göndereceğim
AV: Ehehe neyse nişanlım beklemesin, ben kalkayım..
HK: E kızım o zaman niye söylemiyorsun 2 saattir vırvır konuşturuyorsun beni?
AV :3 kere söyledim hakim bey. Neyse iyi günleeeer.
(tam kapıdan çıkmak üzereyken arkamdan seslenir)
HK: Güzel arkadaşın varsa söyle odama gelsinler. Yalnız kısa boylu kızlara söyleme, sevmem ben öyle kısaları! Uzun boylu olsun, böyle ince olsun!