Açıklama olarak da; “Avukatlar için mesajla çağrı reddi ayarları” yazdım… Beğenen oldu, beğenmeyen oldu derken, telefonun ayarlarını geri almayı unutunca olanlar oldu…

Bir kaç gün sonra 3 yaşına basacak olan oğlum Asil, zamane çocukları gibi telefon manyağı… Evde kimin telefonunu eline geçirse, açar hemen youtube’u, başlar gangnam style’ı izlemeye.  Öğrenmiş mobil veriyi de açmayı, daha başlamadan videoyu izlemeye, mobil veri, wifi, bluetooth ne varsa önce onları açmakla işe başlıyor. Bizim 5 gb’lık internet paketinin de daha ayın ortasına gelmeden anasını ağlatıyor… Her akşam yaklaşık 150 kez gangnam style dinleyince ne hale geldik varın siz düşünün…

Elinde telefon yokken, çocuk dağıtmaya programlanmış mübarek, bütün çekmeceleri açıp evin içine dağıtmaktan büyük keyif alıyor. “Bu yaşlarda meraklı olur, bırakın araştırsın” diyormuş uzmanlar.

Bizim toplama hızımızın 3 katında dağıtma yeteneği var sıpanın. Sadece elinde telefon varken sessiz sakin durup bütün ilgisini telefona verdiğinden, ortalığı dağıtmıyor diye, yanlış olduğunu bile bile arada mecburen müsaade ediyoruz biz de… Gelelim sıpanın yaptığına… Hafta içi duruşmam olmadığı bir gün,ofiste de acil bekleyen bir işim olmadığından, kendime izin vermeyi seçtim.

Ama telefonu acil bir çağrı gelir diye kapatamıyorum malum.

Bizim meslekte müvekkil ulaşamazsa sıkıntı büyük… Video izlerken telefon çaldığında koşa koşa telefonu bana getiren Asil, son zamanlarda çağrıyı görür görmez meşgule atıp mesajla reddetmeyi alışkanlık haline getirmiş. Bunu o gün acı bir tecrübeyle öğrendim. Bizimkisi almış yine telefonu gangnam izliyor…  Telefon çalar gibi oldu ama sustu. Farkettim sıpanın meşgule attığını. Dedim “ver babacım iki dakika hemen vericem geri”.

Mızmızlandı biraz ama annesinin telefonunu verip benimkini aldım elinden. Kim aramış diye baktım ilk iş olarak. Reddedilmiş bir kaç çağrı  gördüm. Gelen bir kaç da mesaj vardı. Mesajları açıp baktım, yandım ki ne yandım… Asil çağrıları reddederken, “Meslekten soğuttun be kardeşim. Gece yarısı ne arıyorsun. Çoluk çocuk uyuyor evde, gündüz ara” yazan şablon mesajı arayan müvekkillere göndermesin mi… Müvekkiller de karşı cevap atmışlar tabii. Biri yazmış; -Saat gece değil. Rahatsızlık verdiysem özür dilerim ama bu üslubunuz hiç şık olmadı… Bir diğeriyle biraz daha samimiyim. O da demiş ki; -Oğlum iyi misin sen?

Ara beni müsait olunca… Ahh Asil dedim içimden… Kızsam mı gülsem mi bilemedim…İlk iş hemen mesaj şablonlarını sildim. Ardından her iki müvekkili de telefonla aradım. Durumu izah ettim.

Hatta watsaptan fotoğrafını gönderdim inandırıcı olsun diye. Neyse ki ikisi de durumu anladı ve güldü… Ya kurumsal  ya da yaşlı müvekkillerden biri arasaydı diye geçirdim aklımdan. O zaman hayatta izah edemezdim. Etsem de inandıramazdım muhtemelen… Neyse ki ucuz atlattım. Bir halt yiyorsam, arkamı toplamayı unutmamayı böylelikle yeniden öğrendim… Asıl ne yapıyor diye sorarsanız eğer, bu aralar gangnam ı bıraktı,
Gentleman ile kafamızı şişiriyor… 

hukukitavsiyeler Av. Ahmet Erkan