Kalemdeki dosyalar, dosyalardaki arakararlar, alınması gereken harçlar, infaza verilmesi gereken kararlar, sinirleri tepesine çıkmış yargıçlar, sabırsızlanan avukatlar...

Duruşma salonundaki klavyeden gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır yazıcılar...

UYAP gittiğinde hep şifresi unutulur portalın, sık sık hata veriri veritabanı...

O , sistem harici kalmış eski tutuklamanın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz elektronik imzanın.

İcra Dairesi artık sessizdir, koridor kimsesiz UYAP gittiğinde...

UYAP gittiğinde ne çok kişi gider aslında; Bir hakim, bir savcı, bir
zabıt katibi, bir avukat...Bir sanık...Bir davacı, bir tanık...

Ne çok şey yok olur bir UYAP gittiğinde. Dava dilekçeleri, davetiyeler, ifadeler, kimlik tespitleri, mahkumiyet hükümleri yetim kalır. Duruşma salonu girişindeki 'Cep telefonuyla girilmez' uyarısı duyulmaz, mübaşiri gitmiştir duruşmaların.

UYAP, arkasında büyük boşluklar bırakarak gider. UYAP gittiğinde pek
çok kişi gitmiştir aslında. Ve bir UYAP gittiğinde, pek çok depresif yargı çalışanı bırakmıştır aslında arkasında...



Hatice Tomaş'ın Facebook, Hakim-Savcı-Avukat=Hukukçu grubu paylaşımından alınmıştır.