Çoğu zaman yaşam bize seçenekler sunar. Bu seçeneklerden hangisi doğru, hangisi yanlış yaşadıkça anlarız.

Yaşam tecrübemiz ile de çoğu zaman geçmişte yaşadıklarımızdan çıkardığımız sonuçlarla neyin doğru neyin yanlış olduğunu öngörebiliriz. Bu kendi kişisel kararlarımızda yaşadığımız en doğal durumdur.Toplumsal kararlarımızda da benzeri bir süreç yaşarız.

Burada önemli olan bize karşıt gelen düşüncenin de doğru olabileceğini ve bizim de yanılabileceğimizi, yanılma ihtimalimizi öngörmemizdir.

Yanılma ihtimalimizi kabullenirsek, hem dayatmalardan uzak dururuz, hem de daha doğru sonuçlara varabiliriz.

Sosyal yaşamın da bilimsel bir tarafı vardır. Aynı nedenler hep aynı sonuçları doğurur. Dolayısıyla aynı yollardan yürürken farklı hedeflere ulaşamazsınız.

Değişiklik ve gelişim istiyorsanız mevcuttan vazgeçmeniz yeni yollar keşfetmeniz gerekir.

Toplumsal yaşamda hata yapmamanın en önemli yollarından birisi de ortak akılla hareket etmektir. Ortak aklın yerine üst akıl geçerse dayatmalar ve yanlışlar artar.

Birey; duygularını, gündelik hesaplarını, menfaatlerini, ihtiraslarını ön planda tutabilir. Oysa ki toplum; ortak aklı, adaleti, toplumsal menfaatleri, sürekliliği ön planda tutarsa toplumsal yaşam olur.

Unutmayalım; Bizler akrabayız, arkadaşız, dostuz, aileyiz, komşuyuz, hepsinden önemlisi aynı memleketin çocukları, aynı devletin vatandaşıyız.

Birbirimize saygı göstermek, dinlemek, anlamak, anlayış göstermek zorundayız.

Birbirimizi yok sayamayız, birbirimize farklı düşündüğümüz için hain gözüyle bakamayız.

Her zaman birbirimize bakacak yüzümüz olmalı ve birbirimize güven duyabilmeli, birlikte yaşamaktan ve fikirlerimizi açıklamaktan ve tartışmaktan korkmamalıyız.

Şimdi boş verin dayatmaları...Düşünün ve anlatın NEDEN EVET VEYA NEDEN HAYIR...

Avukat Halil Sarı.