Daha önce yazdığım bir konuya tekrar değinmek istiyorum. Çünkü Yurdumuzda, Güneydoğu’da henüz ne olduğunu tam da anlayamadığımız olaylar uzun süreden beri devam edip gidiyor.

Bu olayların sebebini “kimlik” arayışına bağlayanlar var. Gerçekten böyle ve farklı bir kimlik var mı. Yoksa yapay olarak mı üretiliyor. 


Açılım ve demokrasi paketi” denilen vakıalar, bu olayların sebebi mi, çözüm yolu mu. 


Size bir kitaptan bahsedeceğim.


Kitabın adı “Doğu İlleri ve Varto Tarihi


Kitabın yazarı “M.Şerif Fırat


Araştırıcı ve düşünen bir kimliğe sahip olan M.Şerif Fırat, yerlisi olduğu ve yaşadığı bölgede öğretmen olarak görev yapıyor. 


Cumhuriyetin ilk yıllarında yazdığı bu kitapta; bölgenin tarihini, dil, din, ırk, millet, örf adet ve yapısını ele alarak, kürt diye bir ırk ve milletin olmadığını, kürt olarak tanımlanan bu insanların öz be öz Türk olduklarını ortaya koyuyor.


Kitabın yazılışından sonra öldürülen M.Şerif Fırat’ın mezarı dahi tahrip edilerek ortadan siliniyor. 


Kitabının bütün nüshaları toplanarak yokediliyor.


Daha sonraları o bölgede Ordu Komutanlığı yapan Cemal Gürsel bu durumu öğreniyor ve Cumhurbaşkanı olduktan sonra, kitabın bir yazımını bularak Milli Eğitim Yayınevi tarafından bastırıyor.


Uzun yıllar sonra, bir tanıdığımın verdiği bu kitabı okumam üzerine bir adet edinmek istedim ve Milli Eğitim Bakanlığı merkez yayın evine gittim. Böyle bir kitap olmadığını söylediler. Yayın katalogunu istedim ve inceledim. Katalogda dahi kitabın adı yoktu.


Yazıldığı dönemde yazarı ve kitabı yokedenler, seneler sonra Bakanlığın yayınevinde dahi yok etmişlerdi.


İşte karşımızda böyle bir yapı var;


Karşımızda kürt olarak adlandırılan insanlar yok, onlar bizim yanımızda.


Onların isimleri de bizler gibi; Ahmet, Mehmet, Ali, Veli, Abdullah, Hüseyin…


Birbirimizden farklı değiliz ve bir bütünüz.


Ama karşımızda, onların ve bizim dışımızda; işte böyle insanlar, böyle bir yapı var.


Neyse ki daha sonra kitap, ailesi tarafından tekrar bastırıldı. Biraz ısrarla arayanlar bulabilirler.


Kitapta; doğu illerinin yapısı, tamamının Türk asıllı olduğu, bölgedeki ermeni vahşeti ve isyanlar anlatılıyor.


Kitabın “Önsözünde” şu cümleler yer alıyor:


Bütün Türk aydınları şunu kesin olarak bilmelidirler ki, ‘kürtlük’ tahriki düşman kaynaklardan fışkırmakta  ve milli bütünlüğümüzü sarsarak bizi yıkmayı hedef tutmaktadır. Doğu İlleri vatanımızın hem kapısı, hem kalesidir. Biz ihmal eder, gerçekleri bu öz kardeşlerimize götürmez, onları aydınlatmazsak, düşman propagandası karşısında silahsız ve müdafaasız kalırlar. Doğu İlleri elimizden çıkarsa Orta ve Batı Anadolu’da tutunmamız kolay olmaz. Bu dava, Türk Vatanı ve Türk Milletinin istikbali bakımından son derece mühim, son derece ciddidirBütün Türk aydınlarının bu durum karşısında vazifelerinin ne olduğunu tayin etmeleri zamanı gelmiştir.”


“Açılım”
 ve “Demokratikleşme Paketi” adı verilen süreci bir de bu gözle izleyin.