13.09.2018 tarihli Resmî Gazete’de “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar” başlıklı ve 85 karar sayılı "Cumhurbaşkanı Kararı"yla, sözleşme hukukunu ve uygulamasını doğrudan ilgilendiren önemli bir düzenleme yayımlanmıştır.

Düzenlemeye göre; Bakanlıkça belirlenen istisnai hâller dışında, Türkiye’de yerleşik kişilerin kurdukları satış, kira, iş, leasing ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedelinin (ve diğer yan bedelleri) yabancı para birimiyle veya yabancı para birimine endeksli olarak belirlenmesi yasaklanmıştır (32 Sayılı Karar Madde 4/1/g).

Ayrıca, mevcut sözleşmelerin de bu kurala uygun hale getirilmesi için otuz günlük süre verilmiştir (32 Sayılı Karar Geçici Madde 8).

Karara uymamanın yaptırımı para cezasıdır

Yayımlanan bu Kararın sözleşmelere etkisini doğru belirleyebilmek bakımından önemli olan husus, "Cumhurbaşkanı Kararı" adı verilen işlemin hukuki niteliği ve normlar hiyerarşisindeki yeridir. Konuya ilişkin bazı yorumlarda “kararname” ifadesinin kullanılması yanıltıcıdır. "Cumhurbaşkanı Kararı" ile "Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi" farklı nitelikte işlemlerdir.

"Cumhurbaşkanı Kararı" bir idari işlem (karar) olduğuna, bir başka ifadeyle, kanun ya da aynı seviyede bir düzenleyici işlem olmadığına göre, bu karara aykırı olarak kurulan sözleşme emredici kurala aykırılık gerekçesiyle geçersiz olmayacaktır.

Hâl böyleyken, bir idari işlem niteliğindeki "Cumhurbaşkanı Kararı"yla getirilen bu kurala aykırı olarak sözleşme kurulmasının yaptırımı, olsa olsa idari para cezası olabilecektir (1567 Sayılı Kanun m. 3/1).

Dövizi TL’ye çevirme tartışması ancak mahkemede son bulur

Öte yandan, bahsi geçen Kararın kendisinden beklenen hukuki sonucu yaratacağı bir an için kabul edilse dahi Kararda, yabancı para birimiyle belirlenmiş sözleşme bedelini TL'ye çevirme yöntemi olarak "taraflarca belirlenir" ifadesinin yer alması bir talihsizlik olmuştur. Zira bu, binlerce on binlerce dava anlamına gelir. Türk Lirası’nın aşırı değer kaybettiği bugünlerde yabancı para birimiyle belirlenmiş sözleşme bedellerinin anlaşmayla TL’ye çevrilmesi, az rastlanacak bir durum olacaktır. Çoğunluk, anlaşamayacak ve zorunlu olarak mahkemeye başvuracaktır. Üstelik açılacak davalar sadece yabancı para biriminin TL’ye dönüştürülmesi noktasındaki anlaşmazlıklardan ibaret olmayacaktır. Taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki nitelik olarak bu Kararda sayılan sözleşme türlerinden biri olup olmadığı konusu da önemli bir tartışma konusu olacaktır.

Örneğin taraflar arasındaki sözleşmeyi bir taraf eser sözleşmesi olarak niteleyip bu Karar kapsamına girdiğini iddia ederken, karşı taraf ise bu iddiayı kabul etmeyerek sözleşmenin örneğin vekalet sözleşmesi ya da atipik (isimsiz) bir sözleşme olduğunu iddia edecektir.

Uyarlama davalarında artış yaşanacaktır

Özellikle, sözleşmede döviz borçlusu konumunda olan taraf, bahsi geçen Karara dayanarak uyarlama davasının şartlarının oluştuğu iddiasını ileri sürebilecektir. Uyarlama davasını düzenleyen TBK 138’in öngördüğü temel şart olan, ‘sözleşmenin kurulmasından sonraki süreçte olağanüstü bir gelişmenin yaşanması ve bu gelişmenin öngörülemez olması’ kriterinin gerçekleştiği yönündeki iddianın ispatı bakımından bu Karar önemli bir delil olacaktır. Hatta bu Kararın uyarlama davaları bakımından delil niteliği Kararda sayılan dava türleriyle sınırlı da olmayacaktır. Bedelin dövizle belirlendiği ve tür olarak Kararın kapsamı dışında kalan diğer (örneğin kredi, vekalet ve benzeri) sözleşme ilişkilerinde açılan uyarlama davalarında da bahsi geçen Karar uyarlama şartlarının oluştuğu iddiasının önemli delillerinden biri olacaktır.

.  

Doç. Dr. Umut Yeniocak

Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi

.  

(Bu köşe yazısı, sayın Doç. Dr. Umut YENİOCAK tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)