Mısır’da 3 Temmuz askerî müdahalesiyle iktidardan edilen İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) Hareketi’ne yönelik şoke edici bir gelişme de dün yaşandı. Minye Ceza Mahkemesi, şiddet olaylarına karıştıkları gerekçesiyle haklarında daha önce 2 celsede idam cezası verdiği 529 darbe karşıtı eylemciden 37’sinin cezalarını nihaileştirirken, aralarında hareketin Genel Mürşidi Muhammed Bedii’nin de bulunduğu 683 diğer kişi hakkında da aynı şekilde çıkarıldıkları ikinci duruşmada idam edilmeleri yönündeki ön kararını açıkladı. Kararlar Mısır halkını ikiye bölerken, insan hakları savunucuları tarafından tepkiyle karşılandı.

İlk dosya kapsamında aralarında 1 polis memurunu öldürmek ve 2’sini de öldürmeye teşebbüsün de bulunduğu bazı şiddet olaylarına karışmaktan yargılanan 529 kişiden 492’si hakkında verilen idam kararları müebbet hapse çevrildi. Sanıklar hakkındaki ön kararlar Mısır Anayasası gereği ülke müftüsünün görüşüne sunulmuş, müftü de kamuoyu ile paylaşılmayan değerlendirmesini dün mahkemeye ulaştırmıştı. Müftünün görüşünün bağlayıcılığı bulunmuyor. Tüm sanıkların kararları bir üst mahkemede temyiz etme hakları bulunuyor. İdamına hükmedilen diğer 683 kişi hakkındaki ön karar da aynı şekilde müftüye sunuldu. Mahkeme, bu sanıklar hakkındaki nihai kararını da 21 Haziran’da açıklayacağını duyurdu.

Türk Dışişleri 37 kişinin idamının onaylanması ve 683 kişi hakkında verilen ölüm cezası kararına tepki gösterdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada uluslararası toplum “tepki vermeye çağrılırken” idam kararının “kabul edilemez” olduğu belirtildi. Dünyayı şoke eden toplu idam kararlarına ABD’den de tepki geldi. Beyaz Saray, toplu yargılamalar ve ölüm cezalarının “derin rahatsızlık” uyandırdığını belirterek Mısır’ı yönetenleri “en temel insan hakları” ölçülerinden uzak olan “toplu yargılama ve ölüm cezalarına son vermeye” çağırdı. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ise yüzlerce kişinin bir arada çabucak yargılanarak idama çarptırılmasını “hukuk kaideleriyle alay etmek” olarak değerlendirdi. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Ortadoğu ve Kuzey Afrika sorumlusu Sarah Leah Whitson, “Ölüm cezalarının temyiz edilebilmesi, bu gece yatağa yakınlarının mahkemede doğru dürüst bir savunma dahi yapamadan idam edilebilecekleri ihtimaliyle karşı karşıya gidecek olan yüzlerce aileyi pek de teselli etmiyor.” dedi.

Mısır’da otokrat Hüsnü Mübarek dönemini kapatan halk isyanları sonrasında yapılan ülke tarihinin ilk demokratik seçimleriyle iktidara gelen İhvan, askerî müdahale öncesinde geniş katılımlı protesto eylemleriyle karşı karşıya kalmıştı. Ülkede ordu ve bazı çevreler, 3 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi deviren müdahalenin bir darbe değil toplumsal taleplere kulak tıkayan bir iktidar karşısında askerin halkın isteklerini yerine getirmesi olduğunu savunuyor. İnsan hakları savunucuları ise 3 Temmuz sonrasında İhvan’a yönelik kapsamlı bir cadı avı başlatıldığı, hareket üyelerinin adil savunma hakkından mahrum bırakıldığı ve pek çok başka kişi ve grubun da artan devlet baskısıyla mağdur edildiği görüşünde. Hareket, müdahale sonrası başlatılan tahkikat neticesinde terör örgütü ilan edilmiş ve tüm faaliyetleri yasaklanarak yeraltına itilmişti.

Hakkındaki cezanın onanması halinde Genel Mürşit Bedii, hareketin 1966’da idam edilen fikir önderlerinden Seyyid Kutub’dan sonra idamına hükmedilen en üst düzey İhvan üyesi olacak.

Özgürlükçü hareket yasaklandı

Mısır’da bir diğer yerel mahkeme, bir avukatın “ülkenin imajını kirlettiği” gerekçesiyle yaptığı başvuruyu karara bağlayarak Mübarek dönemini bitiren halk ayaklanmalarını organize eden oluşumlardan biri olan özgürlükçü 6 Nisan Hareketi’ni yasakladı. Karar, haziranda yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde hak ve özgürlüklere darbe olarak yorumlandı. Hareket, Mursi karşıtı eylemlere de katılmış ancak 3 Temmuz müdahalesi sonrasında da ordu destekli geçiş hükümeti karşısında muhalefette yer almıştı.