Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten, TBMM'nin gündemindeki 4. Yargı Reformu Paketine ilişkin beklentilerini dile getirirken ifade özgürlüğünü korumak amacıyla terörizmin teşviki ve şiddeti kışkırtma ile şiddet içermeyen fikirlerin ifadesi arasında "net bir ayrım" getirilmesinin "acil bir gereklilik" olduğunu söyledi.

Oomen-Ruijten, 4. Yargı Reformu Paketi'ni AB konuları ile uzmanlaşmış Europolitics için değerlendirirken reformun en "büyük önceliği"ni, ceza kanunu veya terörle mücadele yasası kapsamında yapılan "aşırı derece geniş" suç tanımına ilişkin konulara çözüm bulunmasının oluşturduğunun altını çizdi.
Bu çerçevede Raportör, "İfade özgürlüğünü korumak amacıyla terörün teşviki ve şiddeti kışkırtma ile şiddet içermeyen fikirlerinin ifadesi arasında net bir ayrım getirilmesinin acil bir gerekliliktir" dedi.

Europolitics söz konusu pakete ilişkin analizinde de Türkiye'nin gündemindeki yargı reformunun AB ve üye devletlerince dile getiren bazı kaygılara yanıt oluşturabileceğini vurguladı.

-"FİKİRLERİN KOLAYCA SUÇA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ" SORUNU-
 
Analizinde AP Sosyalist Grubu Başkanı Hannes Swoboda'nın Türk Ceza Kanu'nun halen ""Fikirleri suça dönüştürmek için' kolayca kötü kullanabilecek maddeleri içerdiğini" değerlendirmesine de yer veren Europolitics, reform paketinin "kilit" unsurunu ise TCK'nun 220. maddesinde öngörülen değişikliğin oluşturduğunu yazdı.
 
-"PAKETİN KİLİT UNSURU 220. MADDE"-
 
Europolitics, söz konusu madde için "220. madde, 2009'dan beri Türk otoritelerine, yerel kanun yapıcılarını, belediye başkanlarını, gazetecileri ve diğer tanınmış şahsiyetleri gözaltına alma olanağını sağladı" dedi.
"Çoğu Kürt olan bu kişilerin yargılama öncesi tutuklu bulunduğuna" dikkat çekilen analizde "bu maddenin değiştirilmesinin de bu tutukluların kitlesel tahliyelerine yol açabileceği"nin altı çizildi.(ANKA)
 (CN/OE)