Avrupa Birliği Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu, Türkiye'de şiddetli tartışmalara sebep olan yargı reformunu destekliyor. AB yetkilileri, yargı reformunu, bütünüyle mükemmel olmasa da "doğru yönde atılmış" bir adım olarak niteliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Venedik Komisyonu yetkilileri de Zaman'a verdikleri mülakatlarda yargı reformunu desteklediklerini açıklamışlardı. AB kurumları, yargı reformu ile ilgili açıklamalarında Venedik Komisyonu'nun tespitlerini esas alıyor. 12 Eylül anayasa reformunu bazı itirazlarına rağmen destekleyen AB kurumları, yargı reformunda da aynı tavrı sergiliyor. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle'nin sözcüsü Natasha Butler, reformu Venedik Komisyonu'nun tespitlerine atıf yaparak "doğru yönde atılmış adım" olarak değerlendirdi. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre da yargı reformunun "yerinde ve Avrupa Parlamentosu'nun çağrılarının paralelinde" olduğuna işaret etti. Flautre, bölge istinaf mahkemelerinin yargı reformunun özünü teşkil ettiğini belirtti. AP Türkiye raportörü Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten de yargı reformunda kaydedilen gelişmeleri takdir ettiğini vurguladı.

AB, hem Komisyon hem de Parlamento'nun Türkiye raporlarında uzun süredir yargı reformuna atıf yapıyor. AB Komisyonu en son 2008'de güncellediği Katılım Ortaklığı Belgesi'nin (KOB) kısa vadeli öncelikler bölümünde yargı reformuna bir paragraf ayırmış; yargının kurumsal kapasitesinin arttırılmasını, bölgesel istinaf mahkemelerinin kurulmasını, HSYK'nın bütün yargıyı temsil etmesinin sağlanmasını ve temel haklarda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ilkelerinin temel alınmasını talep etmişti. AB kurumları, yargı reformunu desteklerken aynı zamanda yeni anayasa çalışmalarına hız verilmesini ve mümkün olan en kısa sürede ferdin temel haklarını merkezine alan yeni bir anayasa hazırlanmasını talep ediyor. Yargı reformuna ilişkin AB kurum ve siyasetçilerinin Zaman'a yaptıkları açıklamalar şöyle:

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Eşbaşkanı Helene Flautre: Hükümetin yargı reformunu yerinde bir girişim olarak değerlendiriyoruz. Avrupa Parlamentosu'nun yargı reformu çağrılarına paralellik arzediyor. Bilhassa istinaf mahkemelerini yargı reformunun belkemiği olarak görüyoruz. Şu anki sistem yargı sürecini tıkanmaya götürüyor. Bu bakımdan Yargıtay ve Danıştay'daki hâkim sayısından daha mühim olan istinaf mahkemeleri bir an evvel devreye sokulmalıdır. Bu reform sürecinden sonra yüksek yargıda ne kadar hâkime ihtiyaç olduğu ortaya çıkacaktır, şimdi arttırılsa bile belki bir süre sonra tekrar gözden geçirme ihtimali ortaya çıkabilir. Hâkimlerin sayısı üzerine yürütülen tartışmayı bu açıdan oldukça suni buluyoruz.

HSYK reformunda görüldüğü gibi meselenin özünde iktidar ile muhalefet arasındaki güven bunalımı bulunuyor. Bizim yaklaşımımız iktidar ile muhalefet arasındaki güven bunalımından bağımsız olarak bu reformun en kısa sürede gerçekleştirilmesi. Yargı sürecinin hızlandırılması, insanların yıllarca gereksiz yere tutuklu kalmalarının engellenmesi, yargılamaları sona ermeden ama tutukluluk süreleri aşıldığı için suçluların salıverilmesinin önüne geçilmesi ve genel olarak Türkiye'de yargıya olan güvenin inşası için bu reforma ihtiyaç var. Dink davasında görüldüğü gibi şu an yargıya karşı güvensizlik var.

Anayasa Mahkemesi'ne ferdi başvuru hakkını da olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Avrupa'da çok iyi işleyen numuneler var. Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu gibi bu reformun Türkiye'deki yargı sürecini olumlu etkileyeceğini düşünüyoruz.

Füle'nin sözcüsü Nataşa Butler: HSYK reformuyla ilgili kanaatlerimiz ilerleme raporunda açıklandığı gibi olmaya devam etmektedir. Ayrıca reformun doğru yönde hareket ettiğini söyleyen Venedik Komisyonu Genel Sekreteri Thomas Markert'in ifadelerini de dikkatinize getirmek isterim. Yüksek mahkemelerle ilgili (Yargıtay ve Danıştay) gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Venedik Komisyonu'nun bu konuda yapacağı açıklamaları da yakından takip edeceğiz. Son yapılan CMUK düzenlemesi ile serbest kalan mahkumların durumuna da dikkatinizi çekmek isteriz. Bu durum, Türk yargısının etkinliğinin arttırılması ihtiyacını takviye etmektedir. Bölgesel istinaf mahkemelerinin kurulması siyasi kriterler çerçevesinde uzun süredir AB'nin talepleri arasındadır.

AP Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten: Yargının reformunda kaydedilen gelişmeleri takdir ediyorum. Kabul edilen anayasa reformunun uygulanması için bütün siyasi partilere çağrı yapıyorum. Aynı zamanda yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının hayati ehemmiyette olduğunu vurgularken, kuvvetler ayrılığı ilkesine de saygı gösterilmesi gerektiğini ifade etmek isterim. (Zaman)