Avrupa Birliği, zorlu bir maraton neticesinde Meclis'te kabul edilen anayasa değişikliği teklifine kuvvetli destek veriyor. Pazartesi günü yapılacak 'Türkiye-AB Ortaklık Konseyi' toplantısında bu destek açıkça dile getirilecek. Zaman'ın ulaştığı AB'nin 18 sayfalık Ortak Pozisyon Belgesi'nde anayasa değişikliğini gündeme alan hükümetin "istekli oluşundan özellikle memnuniyet duyulduğu" vurgulanıyor ve teklifin "Türk vatandaşlarının günlük hayatlarının kalitesini yükselteceği" kaydediliyor. 22 Mart'ta Meclis'e sunulan paketin "anahtar reformlar" için gerekli olduğuna dikkat çekilen belgede, teklifin demokratik standartları yükseltme, insan haklarını koruma ve hukukun üstünlüğünü tesis etmeyi amaçladığının altı çiziliyor. Belgede, paketin, Türk toplumunca ve siyasi yelpazenin büyük kısmı tarafından benimsendiği ifade ediliyor. Ancak amaca ulaşılabilmesi için geniş bir istişare sürecine ihtiyaç duyulduğu belirtiliyor. AB, hem iktidara hem de muhalefete yapıcı tartışmalarda bulunmalarını tavsiye ediyor.

Ergenekon soruşturmasına doğrudan atıf yapmayan belge, asker-sivil ilişkileri bölümünde EMASYA protokolünün kaldırılmasını övüyor ve kıdemli askeri yetkililerin görevlerini aşan iç ve dış politika konularında görüş beyan etmemeleri gerektiğini vurguluyor. AB, savunma bütçesinin tamamen sivil kurumların ve meclisin denetimi altına alınmasının garanti edilmesini talep ediyor.

Türkiye ile AB arasındaki en yüksek karar organı olan Ortaklık Konseyi pazartesi günü 48. defa Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın katılımı ile Brüksel'de toplanacak. Türkiye'nin "mühim bir bölgesel oyuncu" olduğu belirtilen belgede özellikle Ortadoğu ve Güney Kafkasya'da Ankara'nın güvenliğe yaptığı katkıya dikkat çekiliyor. Ermenistan ile geçen ekim ayında imzalanan protokollerin "ön şart"sız onaylanması çağrısı yapan AB, Kıbrıs'a ilişkin ek protokol konusunda ise Türkiye'yi eleştiriyor.

Yolsuzluğun hâlâ yaygın olduğu kayıtlara geçiriliyor. En uzun paragraflardan birinin Aleviler ve dini azınlıkların dini hürriyetlerine ilişkin sorunlara ayrıldığı görülen belgede başörtüsü meselesine değinilmiyor. AB, bir defa daha "tarafsız, bağımsız ve etkili bir yargının" hayati ehemmiyette olduğunu vurgularken, hukukun üstünlüğü ilkesinin kuvvetlendirilmesi için "temel şartlardan" biri olduğunu ifade ediyor. 2009'da kabul edilen yargı reformu da memnuniyetle karşılanıyor.

Kürt meselesindeki gelişmeler olumlu

Brüksel, hem mahalli hem de milli seviyede özel ve kamuya ait televizyon kanallarında Kürtçeye yönelik bütün kısıtlamaların kaldırılmasını olumlu bulurken, seçim kampanyalarında da Türkçenin dışında dillerin kullanılmasına ilişkin bütün tahditlere son verilmesini de memnuniyetle karşılıyor. Ancak AB bu yöndeki adımların arkasının gelmesini ve özellikle siyasi hayatta ve kamu hizmetlerinde Türkçenin dışında dillerin kullanılabilmesine zemin hazırlanmasını talep ediyor. Rum vatandaşların eğitim ve mülkiye sorunlarının çözülmesini de isteyen AB, Romanlara yönelik açılımı destekliyor. Martta yapılan Roman zirvesine özellikle değiniliyor.

Terör telin ediliyor: AB, anayasa tadilatı tartışmaları ile artan terör saldırılarını telin ediyor. "AB Türk topraklarında gerçekleşen bütün terör saldırılarını en şiddetli şekilde telin eder ve Türk halkı ile dayanışma içinde olduğunu beyan eder." denilen belgede Türkiye'nin terörle mücadelesi desteklenirken, bu mücadelenin insan haklarına ve temel hürriyetlere saygı çerçevesinde yapılması gerektiği vurgulanıyor.

Basın hürriyeti: AB'nin bu yıl basın hürriyetini ele alırken, medyada çoğulculuğuna işaret etmesi dikkat çekiyor. İsim verilmeden Doğan Grubu'na kesilen vergi cezasının "yakından takip edileceği" vurgulanıyor. Belgede "Basın hürriyeti ve medyada çoğulculuk için uygun bir zemine ihtiyaç var. AB, gazetecilerin, insan hakları savunucularının ve siyasetçilerin şiddet içermeyen görüşleri ifade ettikleri için kovuşturmaya uğramamaları için gerekli kanuni düzenlemelerin yapılması çağrısı yapar. AB bazı internet sitelerinin sık sık ve uzun süre kapatılmasından endişe etmektedir." deniyor.

Kıbrıs: Brüksel, Kıbrıs konusunda bir defa daha ek protokolün uygulanmamasına işaret ederek "derin üzüntüsünü" ifade ediyor. Protokol konusunda bir gelişme olmaması durumunda bütün müzakere sürecinin etkileneceği uyarısı yapan AB, Kıbrıs Cumhuriyeti ile de ilişkilerin hâlâ normalleştirilmediğine dikkat çekiyor. Bu konuda "gecikme olmaksızın" ilerleme beklendiği belirtilen belgede AB'nin konuya ilişkin gelişmeleri takip etmeye devam edeceği vurgulanıyor.

Zaman