Raporda, Arakanlı Müslümanların son iki aydır yaşadığı dehşet verici zulüm ve katliam ayrıntılarıyla tasvir edildi. Ayrıca, Müslümanlara yönelik şiddete yeterli müdahalede bulunmayan devlet görevlilerinin, Budist saldırganlar geri çekildikten sonra cinayet, tecavüz ve toplu tutuklama eylemlerini bizzat yürüttüğü belirtildi. 57 Budist ve Müslüman görgü tanığının ifadelerine de yer verilen raporda devletin, bölgeye ulaşmaya çalışan uluslararası yardım kuruluşu temsilci ve gözlemcileri tutuklayarak engellediği belirtiliyor.

Myanmar'da Rohingyalı Müslümanların on yıllardır süren baskı ve ayrımcılığa ilave olarak son iki aydır yaşamakta olduğu dehşet verici zulüm ve katliamlar, dünyanın en saygın insan hakları örgütünün çarşamba günü yayınladığı raporda ayrıntılarıyla tasvir edildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) 56 sayfalık raporunda, Müslümanlara yönelik şiddet dalgasına yeterli müdahalede bulunmayan devlet görevlilerinin, Rakhine Budistler geri çekildikten sonra, Müslümanlara karşı cinayet, tecavüz ve toplu tutuklama eylemlerini bizzat yürüttüğü belirtildi.

Ramri'de bir Budist rahibenin 3 Rohingyalının tecavüzüne uğradığı iddiası ile başlayan olaylarda, 3 Haziran günü bir otobüsü durduran kalabalık Budist grup, 10 Müslüman yolcuyu vahşice linç ederek öldürdü. HRW, yerel halkla görüşmelerinde, bu sırada olay yerinde bulunan güvenlik güçlerinin 10 Müslüman'ın öldürülmesine hiçbir şekilde müdahale etmediğini doğruladı. 8 Haziran günü Moungdaw şehrinde cuma namazından çıkan öfkeli Rohingyalı Müslümanlar, Budist ev ve işyerlerine saldırdı. Bundan sonra, başkent Sittwe başta olmak üzere eyalet genelinde 800 bin Rohingyalı Müslüman'a yönelik yoğun bir Budist şiddeti başladı. HRW, Müslüman karşıtlığıyla bilinen Burma medyasının da Müslümanlara yönelik şiddet dalgasını haberleriyle teşvik edip büyüttüğüne dikkat çekiyor. Bütün bu gelişmelere güvenlik güçleri müdahale etmedi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün 57 Budist ve Müslüman görgü tanığının ifadeleriyle desteklediği raporunun başlığı da, 29 yaşındaki bir Rohingyalı Müslüman ile daha yaşlı bir Rakhine Budist'in, örgüt temsilcilerinin kendileriyle farklı zamanlarda yaptığı görüşmelerde sarf ettiği aynı cümleden alındı: "Devlet Bunu Durdurabilirdi''.

HRW, olaylar başladıktan 3 gün sonra ilan edilen sokağa çıkma yasağına rağmen, 12 Haziran günü eyalet başkenti Sittwe'de Rakhine Budist çetelerce, Müslümanlara ait 10 bini aşkın ev yakılırken, polislerin ve Lon Thein adı verilen milislerin kaçmaya çalışan Müslümanlara gerçek mermilerle ateş ettiğini de belirledi. Şehrin yarısını oluşturan Müslümanların neredeyse tamamı kaçmak zorunda kaldı. HRW, bu insanların evlerine geri dönmelerine izin verilip verilmeyeceğinin de belli olmadığına dikkat çekiyor. Olaylar sırasında tutuklanan çok sayıda Rohingyalı Müslüman'dan hiçbir haber alınamadığına işaret eden HRW raporu, Burma hükümetine, gözaltında olanların kimlikleri ve nerede tutuldukları konusunda ailelerine derhal bilgi vermesi çağrısında bulunuyor.

"Eğer Arakan'da yaşananlar, geçen yıl sona eren askeri cunta döneminde gerçekleşseydi dünya ayağa kalkardı." diye yazan HRW Asya yöneticisi Brad Adams, "Ancak öyle görünüyor ki uluslararası toplum, Burma'da değişim yaşandığı yönündeki romantik söylemden etkileniyor. İnsan hakları ihlalleri sürerken bile ambargoyu kaldırıp ticari antlaşmalar imzalıyorlar." dedi.

Haziran ayından bu yana sınırlarına gelen binlerce Rohingya Müslüman'ını kabul etmeyerek geri gönderen Bangladeş hükümeti uluslararası hukuka aykırı davranmakla eleştiriliyor. Bangladeş sahiline gelen ve merhamet dileyen Müslümanların muson yağmurlarının olduğu bir dönemde dayanıksız tahtadan teknelerle denize geri gönderildiğine tanık olduğu kaydediliyor. Bangladeş'e sığınabilenlerin, gıda, barınak ve korunmadan yoksun olduğunun altı çiziliyor.


Zaman