Duruşma salonuna kurulan televizyon ekranlarından, PKK’lı Bahoz Erdal tarafından 21 Nisan 2008 tarihinde ROJ TV’den köy korucusu Hazım Babat’a yönelik tehdit içeren konuşması birkaç kez izlettirildi.

Özgeçmişini ve köy koruculuğu sistemini anlatan Babat, 1987 yılına kadar kendisi ile birlikte ailesinin Şırnak’ın Beytülşebap’a bağlı Ayrım köyünde yaşadıklarını, 1985 yılında da aynı yerde köy korucusu olduğunu söyledi. Savcının sorusu üzerine, korucuların silahla ateş etme yetkileri bulunmadığını, bölgeyi iyi tanıdıkları için güvenlik kuvvetlerine görevlerini yapmaları sırasında yardımcı olduklarını ve rehberlik yaptıklarını anlatan Babat, “Bölgede teröristlere karşı operasyonları güvenlik görevlileri gerçekleştiriyor” dedi.

PKK yokken korucu yoktu


Babat şunları söyledi: “Bölgede PKK yokken, korucu da yoktu. 1987 yılından sonra PKK teröristleri, oturduğumuz bölgeye gelerek, örgüte katılmamızı istedi. Biz bunu kabul etmedik. Bunun üzerine babamı, kardeşimi, amcamı öldürdüler, beni de ayağımdan yaraladılar. Evimi yaktılar. Çocuklarımızı katlettiler. 1987 yılına kadar biz bölgede baskı ve tehdit görmüyorduk. Köyümde çiftliğim, hayvanlarım vardı. PKK baskısı ile evlerimizi terk ettik. Şırnak’ın Uludere ilçesine taşınmak zorunda kaldık. Biz köy korucusu olmak için devlete başvurduk.”

PKK beni tehdit etti


Babat, Kopenhag’dan mahkemeden kendisine tanıklık yapması için celp geldikten sonra da tehdit edildiğini söyleyerek şöyle devam etti: “ROJ TV gibi yine terör örgütüne çalışan Fırat News haber ajansı da benimle ilgili tehdit içeren haberler yapmaya başladı. Buraya gelmeden birkaç gün önce de yine ailemi arayıp Danimarka’ya gelmemem için tehdit ettiler. Ben Danimarka’nın yüce adaletine güvendiğim için buraya geldim. Birkaç kişi daha tanıklık için gelecekti, ancak PKK tehdidi nedeniyle gelemeyeceklerini söylediler. PKK Şırnak’ta 1984’ten 2011 yılına kadar 51 silahlı eylem yaptı ve 300’den fazla insan öldü. Bunların hepsi Kürt. Güneydoğu’da Kürtler PKK’yı kendi temsilcileri olarak görmüyor” dedi. Babat’ın ifadesinden sonra duruşma yarına ertelendi.


Cumhuriyet