Anayasa Mahkemesinin 49. kuruluş yıl dönümü nedeniyle ''Anayasa Yapımında Genel Taştırma Noktaları'' konulu bilimsel toplantı düzenlendi.

Toplantının açılışında konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Türkiye'de yeni bir anayasa oluşturma arayışları sürerken bu konuda yapılan ve yapılacak çalışmalara teorik ve felsefi bir boyut kazandırmak amacıyla bu yıl ki sempozyumun konusunu ''Anayasa Yapımında Temel Tartışma Noktaları'' olarak tespit ettiklerini söyledi.
    
Bu konuda görüşlerine başvurmak üzere profesör Dworkin'i davet etme kararı aldıklarını belirten Kılıç, ''Dünyaca ünlü hukuk felsefecisi sayın Dworkin'in belki vakti olmaz düşüncesi ile kendisine bir mail gönderdik, anında kabul etti. Bu nezaketinden dolayı çok teşekkür ediyoruz'' diye konuştu.
    
Türkiye'de neden çok fazla anayasa ve anayasa değişikliği yapıldığı sorusunun cevabının bulunması gerektiğini ifade eden Kılıç, bilimsel toplantının bu sorulara yanıt vermesini umduğunu dile getirdi.
    
Bilimsel toplantıda Dworkin, ''Siyasi Anayasaların Ahlaki Temeli'' konulu sunum yaptı.
    
Türkiye nüfusunun 80 milyona yakın olduğunu, 80 milyonluk nüfusun kararlarını oy birliğiyle almasının mümkün olamayacağını belirten Dworkin, ''Farklı oylar varsa nüfus kendi kendini yönetmiyor demektir. Bir anayasanın kendi kendini yönetme anlayışını ortaya çıkarması gerekir'' dedi.
    
''Çoğunlukçu'' ve ''Ortaklık'' demokrasi anlayışlarının tartışıldığını dile getiren Dworkin, ''Bir ülkede insanların çoğunluğu ve çoğunluğu elinde bulunduranlar herkesi yönetir. Çoğunlukçu demokrasinin temeli budur. Ortaklıkçı demokrasi anlayışında ise insanlar birlikte, ortaklık duygusuyla hareket ederler. Bazıları belli bir gruba oy vermemiş olsa bile ortak paydada, ortak kararlar verilir'' diye konuştu.
    
 -''ADİL BİR TOPLUM OLUŞUR''-

Dünyada çoğunlukçu demokrasi anlayışının yaygın olarak uygulandığını ifade eden Dworkin, ''Bu anlayışta demokrasi çoğunluğun yönetimindedir. Bu yanlıştır. Toplumun alacağı kolektif kararlar ortak kanaat sonucu alınan yerleşik fikirler olmalıdır. Ortaklık demokrasisinde ise vatandaşlar siyasi kararlarda eşit söz hakkına sahiptir. Her bir insan kolektif kararlarda eşit paya sahiptir'' dedi.
    
Ülkelerdeki anayasaların ortaklık modeliyle hazırlanması halinde adaletin besleneceğini ve adil bir toplum oluşacağını ifade eden Dworkin, ortaklık modelinde demokrasinin, bireylerin hak ve hürriyetlerinin korunmasının sağlanacağını anlattı.
    
Çoğunlukçu demokrasi modelinde tüm işlerin halkın seçilmiş temsilcilerine bırakıldığını, ortaklık demokrasi modelinde ise sanki bir şirketin ortaklarıymış gibi her bireyin katkıda bulunduğu bir yönetim biçiminin benimsendiğini söyleyen Dworkin, ortaklık demokrasisinde her bir bireyin önemli olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Dworkin, çoğunlukçu ve ortaklık demokrasisi arasındaki farkları ''türban'' yasağı örneğiyle anlattı. Ortaklık demokrasisinde devletin ''türban''ın serbest veya yasak olması konusunda taraf tutmayacağını söyleyen Dworkin, ''Ortaklık demokrasisiyle yönetilen devlet, türban takma, takmama, yasaklama gibi taraf tutmamalıdır. Asla ve asla türban ne zorunlu ne de yasak olmalıdır. Çoğunlukçu demokrasilerde yasak gelebilir'' şeklinde konuştu. Dworkin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın soyut kavramlara dayandığını, Anayasa'da yer alan laiklik ilkesinin de soyut bir şekilde ifade edildiğini söyledi. Prof. Dr. Dworkin, şöyle devam etti:
    
''Mesela bir türban konusu ortaya çıktı. Türbana izin vermek laiklik ilkesinin ihlali midir? Sizin anayasanıza göre laik devletin gereği olarak türbana izin vermek evet ihlalidir. Laiklik soyut şekilde ifade edildiği için maddenin değiştirilemez olması kabul edilebilir. Yeteri kadar demokratik bir ülke olmak istediğiniz kanaatindeyim. Bir demokrasi ülkesi olmak istiyorsanız karar vermeniz gereken şey bence 'hangi demokrasi, demokrasiden ne anlıyoruz' sorularına yanıt vermektir. Umarım Türkiye ile ilgili saptamamda haklıyımdır. Belki Türkiye bu eşiğin üstüne geçmiştir ve demokratik bir ülkedir. Anayasa Mahkemesinin türban kararı Türkiye'nin laik bir devlet olmasından kaynaklanan durumun bir yorumlamasıydı. Mahkemenin kararı yorum açısından bence yanlıştı.''
    
Çoğunlukçu ve ortaklık demokrasi anlayışları arasında nasıl seçim yapılacağını da anlatan Dworkin, ''Demokrasi yoruma açık bir kavramdır, bir değerden ibarettir. İyi tarafını belirlemeye çalışırız. Ahlaki kazanç nedir? Bunu belirlersek seçim yapabiliriz'' diye konuştu.
    
Çoğunlukçu demokrasiyle yönetilen hükümetlerde siyasi eşitliğin sağlanamayacağını dile getiren Prof. Dr. Dworkin, ''Bu durumda elimizde sadece ortaklık demokrasisi anlayışı kalır, tek yöntem budur. Gidin ortaklık demokrasisi anlayışına dayalı demokrasinizi kurun, Anayasa'nızı buna uygun olarak yazın. Dünyanın kıskanacağı bir anayasayı bu prensiplerle yaratın'' dedi.

AA