İlhan TANIR / VATAN WASHINGTON

İspanya’dan kovulan ataları Osmanlı’ya sığınan ABD Temsilciler Meclisi’nin Yahudi üyesi Steve Cohen, Ermeni lobisinin büyük baskılarına karşı 4 milletvekili arkadaşıyla büyük savaş vererek genel kurul salonunda soykırım tasarısının oylanmasını engelledi

31 Mart 1492 tarihinde İspanya Krallığı ülkedeki tüm Yahudileri sürgün etmeye karar verdiğinde binlerce Yahudi’ye Osmanlı kucak açmış ve Kanuni’nin emriyle bu kişilere sığınma hakkı tanınmıştı. ABD Temsciler Meclisi üyesi Steve Cohen’in ataları da bu büyük göçün mağdurlarındandı. Cohen, bugün hayatta olmasına imkan tanıyan bu hoşgörüyü hiç unutmadı. Mecliste görev yaptığı 24 yıl boyunca Türkiye’nin en önemli savunucularından biri oldu. Türk-Amerikan Dostluk Grubu’na eşbaşkanlık yapan Cohen, vefa borcunu Ermeni soykırım tasarısının ilk kez bu kadar ciddi bir şekilde meclis gündemine geldiği gün ödedi. Demokrat Partili milletvekilleri, Alcee Hastings, Gerald Connolly, Bill Delahunt ile birlikte genel kurul salonunda milletvekillerini tasarının gündeme gelmesini engellemeleri için teşvik etti. Altına imzasını attığı ve tasarının geçmesi durumunda Türk Amerikan ilişkilerinin ne kadar büyük bir darbe yiyeceğini anlattığı bir metni tüm vekillere dağıttı.

Halef selefe karşı

Bu sırada tasarıyı meclis gündemine almak için yoğun bir telefon trafiği yürüten Demokrat Partili Meclis Başkanı Nancy Pelosi’nin karşısına da halefi dikildi. Meclis oturumunun son gününde tasarıyı son dakika golü şeklinde oylatmak isteyen Pelosi‘yi engellemek için onun yerine yılbaşında bu göreve gelecek olan Türkiye dostluk grubu üyesi “Bronz Adam” lakaplı Cumhuriyetçi John Boehner, kendi partisinden salonda bulunan milletvekillerini, “Kesinlikle son tokmak vurulup oturum kapanana kadar genel kurul salonundan çıkmayın. Demokratlar’ın tasarıyı kendi başlarına geçirme ihtimalini bertaraf edelim” diye uyardı. Durum böyle olunca Pelosi’nin, kendi seçim bölgesindeki Ermeni seçmenlere yaranmak için yaptığı girişim sonuçsuz kaldı.

Elçilik nefes aldı

Amerikan Türk Koalisyonu (TCA) Başkanı Lincoln McCurdy VATAN’a verdiği özel demeçte, yasa tasarısının geçmesi halinde özellikle Ermeniler’in son zamanlarda kazandığı bazı davalara yasal destek haline gelebileceğini, ama tasarının kadük kalmasıyla birlikte artık bu tür bir tasarının kullanılma imkanının da ortadan kalktığını söyledi. Bir haftadır gece gündüz Kongre üyelerine ve Washington’daki etkin politikacılara ulaşan Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği de derin bir nefes aldı. Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan Amerikan Kongresi’ni ‘tasarı üzerine ayrıştırıcı ve zararlı bir tartışmadan kaçındığı için’ tebrik ederken, ayrıca Başkan Obama’ya, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a ve tasarıya karşı çıkan diğer önemli isimlere de teşekkürlerini bir açıklama ile duyurdu.

DEDESİNİ ARIYOR

Cohen’in en büyük isteklerinden biri Osmanlı toprak-larında 1895’te doğan dedesi ile ilgili daha detaylı bilgiye ulaşmak. Bunun için Türk elçisiyle dahi görüşüp doğum sertifikasını iletse de bir sonuç alamadı.

‘Gününü göreceksin!’

Ermeni lobisi, tasarının mecliste oylanmaması sonrasında öfke dolu açıklamalar yaptı. ANCA, “Pelosi’nin çoğunluğu, otoritesi ve fırsatı vardı. Bunu kullanmadı” açıklaması yaptı. ANCA’nın internet sitesinde de Pelosi’yi protesto eden bir mektup metni yayınlanarak herkesin altına imza atıp Pelosi’ye faks, mektup ve e-mail yoluyla göndermesi çağrısı yaptı. Ermeni Asbarez sitesi ise, “Türkiye’nin kuklası oldunuz. Sandıkta size gereken cevabı vereceğiz. Utanmaz Pelosi, seçmenlerinin karşısına nasıl çıkacaksın?” şeklinde sert yorumlar yayınladı. Ermeni hükümeti ise sessiz kalmayı tercih etti.

Türkiye’ye elçi yok

Kongre’nin tatile girmesiyle birlikte yaz mevsimi başında Başkan Obama tarafından atanan ama Senato’da bloke edilen Francis Ricciardone’nin ataması da düşmüş oldu. Tarihte ilk kez Türkiye’ye atanan bir Amerikan Büyükelçisi bloke edildiğinden dolayı görevine başlayamamış oldu. Beyaz Saray sözcüsü Mike Hammer, Vatan’a bu konuda henüz bir kararın verilmediğini söyledi. Yılbaşında göreve başlayacak yeni kongre Cumhuriyetçiler’in kontrolünde olacak, Riccardione’nin atamasına itiraz da zaten Cumhuriyetçiler’den geliyordu. Bu nedenle Beyaz Saray’ın Ankara’ya yeni bir isim göndermek zorunda kalacağı belirtiliyor.