Miguel Sanches ve Christian Unger adlı iki Alman gazeteci, Türkiye'den firar eden 2 eski hakimle röportaj yaptı.

Miguel Sanches ve Christian Unger adlı gazeteciler tarafından yapılan röportajda "Türkiye’deki yargı sisteminin tamamen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinde olduğu" iddia edildi.

“KENDİMİ SUSUZ BİR YERDE YAŞAYAN BALIK GİBİ HİSSEDİYORUM”

Haber-yorumda şöyle denildi:

“Türk hukuk sistemi 15 Temmuz askeri darbe girişiminden bu yana sekteye uğradı. Mehmet Deniz ve Aydın Arif adlı hakim birçok diğer hukukçu gibi Almanya’ya sığındı. Askeri darbe girişimine destek vermek ve FETÖ üyesi olmakla suçlanıyorlar. 

Hukukçu Aydın Arif ‘bazen kendimi susuz bir yerde yaşayan balık gibi hissediyorum. Almanya’da iltica hakkını elde ettim ve ayda 135 euro elime geçiyor. MİT’in tanımaması için asıl ismimizi vermiyoruz. Ailem, eşim Türkiye’de. Polis eşimin ve çocuklarımın pasaportuna el koydu. Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya bölgesinde yaşıyoruz. Beni tanımayan kimseyle burada yaşayan Türk ile irtibatta bulunmamaya dikkat ediyorum’ dedi.”

 “GÜVENLİK GÜÇLERİ VE UZAMANLAR DARBENİN ARKASINDA KİMİN OLDUĞUNU BİLMİYORLAR"

Miguel Sanches ve Christian Unger yorumlarında‚ “Şu ana kadar güvenlik güçleri ve uzmanlar darbenin arkasında kimin olduğunu bilmiyor. Ancak bilinen bir gerçek var ki o da Erdoğan’ın bu durumu ülkedeki bütün muhaliflere karşı koz olarak kullanması. Türkiye’de binlerce muhalif, akademisyen, gazeteci 15 Temmuz’dan sonra gözaltına alındı ve tutuklandı” ifadelerini kullandılar.

“DENİZ YÜCEL’İN SERBEST BIRAKILMASI ERDOĞAN’IN BİR TELEFONUNA BAĞLI”

Mehmet Deniz ve Aydın Arif “Türkiye’de tutuklanan gazeteciler Deniz Yücel, Meşale Tolu ve insan hakları savunucularından Peter Steudtner ancak Erdoğan’ın bir telefonuyla serbest bırakılabilinir. Türkiye’de şu an bağımsız bir yargıdan bahsedilemez. Hakimler, savcılar şu an korku içinde. Yukardan emir bekliyorlar” diye konuştular.

ALMANYA’YA NASIL KAÇTILAR?

Eski hakimlerin Almanya’ya kaçış öyküsü ise şu şekilde.

“Darbe gecesi Deniz ve Arif korkmaya başladı. Arif telefonunu kapattı ve o sırada bir arkadaşının yanına saklandı. Deniz ise bavulunu topladı ve arkadaşına ait boş bir büroda saklanmaya başladı. İki hafta burada büroda yaşadı. Elektriksiz, susuz. Deniz’in eşi bir deniz kenarında küçük bir ev kiraladı. Komşuları yavaş yavaş buraya yeni taşınanların kim olduğunu bilmek istedi. Deniz o gün Türkiye’den kaçmayı düşündü. Aydın da aynı şekilde. 2016 yılının kışında deniz botuyla Yunanistan’a geçtiler. Oradan Almanya’ya.”

“2002- 2010’DA TÜRKİYE YARGIDA ALTIN ÇAĞINI YAŞADI”

Haberde ayrıca “Deniz ve Arif’e göre 2002- 2010 yılları arasında Türkiye’deki hukuk sistemi altın çağını yaşıyordu. Cezaevlerinde işkence yoktu. Haksız tutuklamalar yoktu. Yargı, hukuk bağımsız çalışıyordu. Erdoğan iktidarında Türkiye o dönemlerde AB’ye girme yolunda önemli adımlar atmıştı.” denildi.

Alman gazeteciler Türkiye’de FETÖ ile AK Parti iktidarı arasındaki ayrışmayı 17 Aralık operasyonuna bağlıyor. Haberde ayrıca “Erdoğan bu operasyondan Gülen cemaatini sorumlu tuttu ve birçok hakimi, savcıyı görevden aldı.” satırları yer aldı.

Mehmet Deniz Almanya’dan, Türkiye’deki meslektaşlarına yardım etmeye çalışıyor. Kendisine üç yıl oturum hakı verilirken Alman Hukukçular Birliği de Almanya’ya firar eden hakimleri destekliyor.

Alman Hukukçular Birliği Başkanı Sven Rebehn Türkiye’deki yargı sisteminin sekteye uğradığını iddia ederek “Kim Erdoğan’ın karşısındaysa mesleğini, özgürlüğünü her şeyini kaybediyor” şeklinde açıklamada bulundu.

KAÇAK HAKİMLERDEN MERKEL’E YAPTIRIM ÇAĞRISI 

Firari eski hakimler Alman gazetecilere şu mesajı veriyor. 

“Almanya’nın bizlere iltica hakkı verdikleri için seviniyoruz. Almanya başbakanı Merkel, Adalet Divanı’ndaki şikayet dilekçelerini ciddiye almalı. Almanya Türkiye’ye baskı yapmalı. Eğer bu da olmazsa yaptırım uygulamalı.”



Kaynak: Süheyla Kaplan/Odatv.com