Fransa'nın başkenti Paris'te 2007'deki operasyonda yakalanan terör örgütü PKK yöneticilerinin davası, dün Paris'te başladı. Ali Rıza Altun, Nedim Seven, Atilla Balıkçı, Hacı Karakoyun, Kazım Ergün ve Cemal Bozkaya gibi PKK yöneticilerinin Fransız polisince çekilmiş fotoğraflarını ise ilk kez SABAH yayımlıyor. Fransız polisinin gözaltına aldıktan sonra fotoğraflayıp hakkında yasal işlem başlattığı isimler şunlar: Ali Rıza Altun, Nedim Seven, Atilla Balıkçı, Hacı Karakoyun, Kazım Ergün, Kadri Özmen, Şükrü Kozludere, Renas Lelikan, Ayhan Tayfur, Burçin Uçar, Cemal Bozkaya, Mehmet Ulaş, Muhittin Aslan ve Nihat Aslan, Canan Kurtyılmaz… Bu isimlerden Ali Rıza Altun ve Canan Kurtyılmaz, PKK terör örgütünün eski Avrupa sorumluları olarak öne çıkıyor. Nedim Seven ise örgütün Avrupa'daki kasası. Atilla Balıkçı kara para trafiğini yöneten isim. Hacı Karakoyun, uyuşturucu gelirini aklayan kişi. Kazım Ergün, örgütün dağ kadrosundan, pek çok cinayetin azmettiricisi ve Öcalan'ın bacanağı... Cemal Aslan ve Muhittin Aslan ise kurye olarak çalışıyor. Diğer isimler de kültür derneklerindeki PKK yanlısı faaliyetlerinden ötürü örgütle irtibatlandırılan isimler.

'İSTİHBARAT, BİZDEN HABERDARDI'
18 sanıklı dava, Paris Asliye Mahkemesi'nde dün saat 13:30'da başladı. İlk duruşmaya, La Sante Cezaevi'nde tutuklu olan Nedim Seven ve Ayhan Tayfur dahil 14 sanık katıldı. Halen aranan Rıza Altun ve Kazım Ergün ile 2 tutuksuz sanık daha katılmadı. Duruşmayı BDP Avrupa sorumlusu Faruk Doru da izledi. Sanıklar savunmalarını Kürtçe değil Türkçe olarak yaptı ve sözleri Fransızca'ya tercüme edildi. Bir başka dikkat çeken unsursa sanıkların, "2007 yılına kadar tüm faaliyetlerimizi Fransız istihbarat birimi DST'ye bildiriyorduk ve sorun çıkmıyordu. Ancak 2007'de ani ve bilmediğimiz bir değişiklik oldu, tüm faaliyetlerimiz suç sayılmaya başlandı" şeklindeki savunması oldu.



BİRİNCİ NEDEN UYUŞTURUCU

Fransa'nın 2007'da PKK ile ilgili soruşturmayı başlatmasının en önemli nedeni PKK'nın kontrolündeki uyuşturucu kaçakçılığından ötürü Fransız gençlerin zehirleniyor olması. Fransız sorgu hâkimi Thierry Fragnoli'nin yürüttüğü soruşturma sonucunda hazırladığı kapsamlı iddianameyle açılan dava, PKK'nın Avrupa'daki varlığına büyük bir darbe olarak nitelendiriliyor. 33539017 dosya numaralı davada örgütün uyuşturucu kaçakçılığı ve kara para aklama gibi gelirleri ile kültür merkezlerindeki siyasi faaliyetler çerçevesinde toplum huzurunu bozan suç eylemleri, örgüt aleyhine kullanılacak unsurlar... Davaya temel teşkil eden delillerin önemli bir kısmı 2009'da PKK ile ilgili soruşturmadan sorumlu başkan vekili Thierry Fragnoli'ye Türk makamlarınca gönderilen dosyada yer alıyor. Fragnoli, soruşturma kapsamında PKK itirafçısı tanıkları Fransa'da sorguladı. Duruşmaların 6 Temmuz'a kadar sürmesi bekleniyor. Sanıklar "terör örgütüne üye olmak, mali destek sağlamak ve kara para aklamak" suçlarından yargılanıyor. Duruşma boyunca PKK'nın Avrupa Parlamentosu'ndan Belçikalı bir parlementer, bir Alman profesör ve Akın Birdal şahit olarak dinlenecek.

NEDİM SEVEN İADE EDİLMEDİ

Türkiye, davada yargılanan isimlerden Nedim Seven'in iadesini resmen talep etmişti. Ancak Fransız makamları Seven'i iade etmedi. Örgütün Kandil'deki yöneticisi Murat Karayılan'ın en güvendiği isimlerden biri olan Nedim Seven, Fransız bankalarında PKK'ya ait tüm gizli hesaplar hakkında bilgi sahibi olan tek isim. Seven'in, örgütün uyuşturucu kaçakçılığından elde ettiği toplam 1 milyar euroluk geliri yönettiği belirtiliyor. Nedim Seven, 4 Haziran Cumartesi günü Paris'te Villiers-le-Bel ve Evry banliyölerindeki iki PKK yanlısı derneğe yapılan baskınlarda gözaltına alınmıştı. 2008'de İtalya'dan sınırdışı edildikten sonra Fransa'da tutuklanarak cezaevine konulan Seven, 28 Şubat 2010'dan beri serbestti. PKK kaynakları, Fransız polisinin kültür derneklerine baskın yapıp örgütün ülkedeki yöneticilerini gözaltına almasını, Paris'te yaşayan Kürtler'in "kriminalizasyon" (suça bulaştırma) politikalarının bir sonucu olarak değerlendiriyor. Başkent Paris'te yargılanmaya başlanan PKK'lıların 2007 ve 2008'de Türk makamlarınca sorgulandığı iki ayrı operasyonu da Türk basınında yalnızca SABAH izlemişti.

SABAH