Maxime Gaget 37 yaşında bir Fransız. Daha düne kadar kimsenin adını duymadığı Gaget, son günlerde Fransız medyasının başlıca gündem maddelerinden biri haline geldi. Fransa’ya uluslararası bir müsabakada madalya kazandırdığı veya kötü bir eylemde bulunduğu için değil. Karısından yediği dayaklar nedeniyle.

Gaget’in, kendisini tam 15 ay boyunca döven 43 yaşındaki eşinden şikayetçi olması sonrasında başlayan davanın görülmesine perşembe günü Paris Mahkemesi’nde başlandı. Savcılık, Gaget’i “yumruk ve sopa ile döven”, el parmaklarını kıran, iki kez hastanelik eden ve işini kaybetmesine neden olan kadın için 5 yıl hapis cezası talebinde bulundu. Kadının avukatları “psikolojik rahatsızlık” teziyle savunma yapmaya çalıştı. Davayla ilgili kararın 28 Mayıs’ta açıklanması bekleniyor.

Tabu olmaktan çıkıyor

Bu sıradışı dava sadece Fransa değil tüm dünyada bir tabu olan “erkeğe yönelik aile içi şiddet” konusunu da tartışmaya açtı. Erkeğe yönelik şiddet, çok daha ciddi boyutlarda olan kadına yönelik şiddetle elbette kıyaslanamaz. Konu bugüne kadar, şiddete maruz kalmalarına rağmen konuyu gurur meselesi yaparak susmayı tercih eden erkekler nedeniyle konuşulamıyordu. Ancak, kadına yönelik şiddet konusunun tabu olmaktan çıkması ve kısaca “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen “Kadına Yönelik ve Aile İçi Şiddetle Mücadele Avrupa Sözleşmesi” gibi önemli adımlar atılmaya başlanması, şiddet gören erkeklerin durumunun da gündeme getirilmesinin önünü açtı.

Onüç günde bir erkek ölüyor

Fransa’da devlet kurumları tarafından toplanan veriler, yılda ortalama 26 erkeğin eşinden gördüğü şiddet nedeniyle yaşamını yitirdiğini gösteriyor. Bir diğer deyişle, her onüç günde bir erkek, eşinin şiddeti sonucu ölüyor. Resmi istatistiklere göre, 2013 yılında Fransa’da 7 bin 136 erkek eşinden şiddet gördüğü gerekçesiyle şikayette bulundu. Fakat uzman kuruluşlar bu rakamın gerçeği yansıtmadığını belirtiyor.

Bu kuruluşların başında gelen “SOS Hommes Battus”, şiddet gören erkeklerin sadece yüzde 2’sinin şikayette bulunduğunun tahmin edildiğini söylüyor. Kuruluşun kurucusu Sylvianne Spitzer, erkeklerin çoğu zaman “utandıkları için” şikayette bulunma cesaretini gösteremediklerine işaret ediyor.

Bir diğer uzman kuruluş olan “SOS Violences Familiales” merkezinin başkanı psikanalist Alain Legrand ise “şiddetin cinsiyeti yok” diyor ve ekliyor: “Bazı kadınlar için erkeğin erkekçe davranması gerekiyor. Davranmadığı takdirde, o kadın için (erkeğe karşı) şiddet haklı hale geliyor”.


Deutsche Welle Türkçe
Kayhan Karaca / Strasbourg