Önümüzdeki hafta başında jüri seçimi yapıldıktan hemen sonra başlaması öngörülen duruşmalar öncesindeki son ara duruşmaya Reza Zarrab katılmadı. ABD basınında Zarrab'ın suçunu kabul ederek savcılıkla işbirliği yapacağı yönünde haberler yer almıştı. 

ÇIKAR TARTIŞMASINA NEDEN OLUP OLMAYACAĞI GÖRÜŞÜLDÜ
Bugünkü ara duruşmada, Atilla’nın tanıklarının dinlenmesiyle ilgili usul tartışmaları ve yeni avukatı Todd Harrison'ın, Türkiye'nin Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği'ne ticari konularda danışmanlık yaparken aynı zamanda Atilla'yı temsil etmesinin çıkar çatışmasına neden olup olmayacağı görüşüldü.

Yargıç Richard Berman, davanın hem Türk hem de ABD basını tarafından büyük ilgi gördüğünü, dava ile ilgili olarak savcılık makamına gerek medya gerekse Türk yöneticiler tarafından eleştiriler getirildiğine değinerek, "Türk yetkililerin elinde ya da Halkbank çalışanlarının elinde savunmaya yardımcı olarak belge bulunuyorsa, bunları mahkemeye sunmalarını öneririz" diye konuştu.

Yargıç Berman, kendisinin ifade özgürlüğüne inandığını ve Türk yetkililerin eleştiri hakları olduğunu söyledi.

Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Atilla’nın savunma ekibine eklenen son savunma avukatı Todd Harrison’ın ortağı olduğu hukuk firmasının (McDermott Will & Emery LLP) aynı zamanda Türkiye’nin Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği’ne de hizmet vermesinin bir çıkar çatışması yaratıp yaratmayacağı ele alındı. Atilla’nın savunma ekibine yeni eklediği avukatı Todd Harrison’la ilgili çıkar çatışması yaşayıp yaşamayacağı sorgulandı.

Yargıç Berman'ın savunma ekibine yeni katılan Avukat Harrison'ın hem Türkiye'yi hem de kendisini temsil etmesinin çıkar çatışması yaratıp yaratmayacağına ilişkin sorularına Atilla, "Bu firmanın davaya katılması önerisini bana Halkbank getirdi. Ben de duruşmaya az bir süre kaldığı için yardım edebileceklerini düşündüm. Teklif Halkbank'tan davaya yardım amaçlı geldi. (Türkiye'nin) Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği'nin benimle çatışma içinde olacağınını düşünmüyorum." şeklinde cevap verdi. 

HAKAN ATİLLA'YA ONLARCA SORU SORULDU
Duruşmada, Atilla’ya dün mahkemeye yazılı olarak sunulan, bugün de duruşmada kendisinin cevaplaması için onlarca soru soruldu.

Atilla’ya eğitimi, yaşı, medeni durumu, varsa kullandığı ilaç ve tedaviler gibi klasik soruların ardından şu sorular yöneltildi;

- Bu davada çalışanı olduğunuz Halkbank’ın sizin avukat masraflarınız ve giderlerinizi ödediğinin farkında mısınız?

- Halkbank’ın ayrıca McDermott firmasına avukatlık ücretinizi ödeyeceğini biliyor musunuz?

- 14 Kasım’da bu firmayla yapılan avukatlık anlaşmasını hem Halkbank hem de siz imzalamıştınız. Bu doğru mu?

- Halkbank’ın çoğunluk hisselerinin Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olduğunun, Türkiye’nin de sizin de avukatlığınızı üstlenen McDermott firmasının bir müşterisi olduğunun farkında mısınız?

- Halkbank’ı eleştirmek sizin savunmanıza yardımcı olsa da, büyük bir çoğunluğu Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olan bu banka ve Türkiye Cumhuriyeti’yle yapılan bu ücretli anlaşma nedeniyle bu firmaya bağlı bir avukatın davanın görülmesi öncesinde, dava sırasında, ceza ve temyiz kararı aşamasında, Halkbank’a karşı bir pozisyon almayabileceklerini biliyor musunuz?

- McDermott’la yaptığınız anlaşma çerçevesinde siz de onların müşterisiniz. Bu durumda McDermott, Halkbank, Türkiye Cumhuriyeti AB Daimi Temsilciliği’nin bu davada bir temsilcisi midir? Yoksa yalnızca sizi mi temsil edecektir?

- İmzaladığınız bu anlaşma sonrasında McDormott firmasının size tüm sadakatiyle hizmet edeceğine inanıyor musunuz?

- Bu davada sizin kişisel menfaatlerinizle Halkbank’ın kurumsal menfaatlerinin ayrı olduğunun farkında mısınız?

- Bütün bu açıklamalar sonrasında aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin de temsilciliğini yapan McDermott firmasının sizi savunması sizin menfaatinize midir?

- Şimdiye kadar avukatlarınızın verdiği hizmeti tatmin edici buluyor musunuz? Size yeterince yasal hizmet sundular mı?

- McDermott firmasının iki ayrı hizmet vermesi nedeniyle bu durumun sizin savunmanızı da etkileyebileceği size avukatınız tarafından anlatıldı mı?

- Ne zaman ve ne şartlarda hakkınızdaki suçlamaları kabul etmeyi düşünüyorsunuz? Savcılıkla bir anlaşmaya gitmeyi düşünüyor musunuz?’

ATİLLA ELİNİ KALDIRARAK YEMİN ETMEYİ REDDETTİ 
Hakim, sorulara cevap vermeden önce Atilla'dan doğruları söyleceğine ilişkin ayağa kalkıp elini kaldırarak yemin etmesini istedi. 

Elini kaldırmayı reddeden Atilla, "Bütün soruları doğru yanıtlayacağıma söz veriyorum, yemin ediyorum." dedi.

JÜRİ SEÇİMİ 27 KASIM'DA YAPILACAK 
Seçmen numarası ya da ehliyet numarasına göre mahkemeye davet edilen vatandaşlar arasından 12 jüri üyesi seçilecek. 27 Kasım'da jüri üyeleri belirlendikten hemen sonra davanın esastan görülmesine başlanacak. 

Dün yapılması planlanan jüri seçimleri 27 Kasım'a ertelenmişti. 

Bugünkü ara duruşmada jüri üyelerinin isimlerinin gizli kalması da teklif edildi, ancak bu konu önce savcılık ve savunma ekibi arasında görüşülecek ve daha sonra karara bağlanacak. 

İran'a yönelik yaptırımları delme, banka dolandırıcılığı ve kara para aklamakla suçlanan Zarrab geçen yıl mart ayından bu yana New York'ta tutuklu bulunuyor. Atilla ise 27 Mart'ta JFK Havalimanı'ndan Türkiye'ye gitmek üzereyken gözaltına alınmış ve ardından tutuklanmıştı. 

SAVUNMA EKİBİNDEN ABD'Lİ YETKİLİLERİN SUNDUĞU DELİLLERE İTİRAZ 
Öte yandan Atilla'nin avukatlarından Cathy Fleming, ABD'nin New York Güney Bölge Mahkemesi'ne ekim ayında sunduğu yeminli dilekçelerde ABD'li yetkililerin delil olarak sunduğu tartışma yaratan bilgi, belge ve kayıtların "çalıntı ve sahte olduğuna inandıklarını" belirtmişti. 

Mahkemeye sunulan ses kayıtlarının delil olarak kullanılamayacağını kaydeden Fleming, "Ses kayıtları ABD'de delil kabul edilebilirlik standartlarını karşılamıyor eksiklik kuralı altındaki minimum standartlara uymuyor ve ayrıca ses kayıtlarının güvenilir olmadığını gösteren önemli kanıtlar var ve bu da ses kayıtlarının delil olarak kabulünü imkansız kılıyor." ifadelerini kullanmıştı. 

"SES KAYITLARI TÜRK HÜKÜMETİNE YÖNELİK DARBE GİRİŞİMİNİN BİR PARÇASI" 
Ses kayıtlarının "tartışmalı ve şüphe uyandırıcı" olduğuna dikkati çeken Fleming, ses kayıtlarının orijinal olup olmadığının adli olarak kanıtlanmadığını ve ses kayıtlarında eksik kısımlar bulunduğunu belirtmişti. 

"Ses kayıtlarının Türk hükümetine yönelik darbe girişiminin bir parçası olduğunu ve dinlemeleri yapanların görevden alındığını ve haklarında soruşturma başlatıldığını, bazılarının ülkeden kaçtığını öğrendim." ifadesini kullanan Fleming, kayıtların ABD yönetimi tarafından alınmadığını ve ABD'li yetkililere orijinallerinin ulaştırılıp ulaştırılmadığının sorgulanması gerektiğini anlatmıştı. 

Nereden geldiği belirsiz olan bu materyallerin güvenilirliği konusunda ciddi endişelerinin olduğunu vurgulayan Fleming "Materyallerin siyasi partizanlar tarafından çalınarak ABD'li makanlara ulaştırıldığına inanıyoruz." değerlendirmesinde bulunmuştu. 

Fleming, verdiği yeminli dilekçede, savcılığın savunmayla belgelerin kimler tarafından verildiği bilgisini paylaşmadığına ve Atilla'nın da dahil olduğu ses kayıtlarının eksik olduğuna dikkat çekmişti. 

Söz konusu kayıtlara ait çevirilerin de doğru olmadığını ifade eden Fleming, tüm bu gerekçelerin kayıtların güvenilmezliğini kanıtlayan güçlü göstergeler olduğunu vurgulamıştı. 

Atilla'nın avukatı Fleming'in duruşmalar sırasında da söz konusu belgelere yönelik itirazlarda bulunarak iddianameden çıkarılmasıyla ilgili talepleri davanın yargıcı Richard Berman tarafından reddedilmişti. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ABD'de Türkiye Cumhuriyet vatandaşları hakkında devam eden yargılamada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca daha önce yürütülen birtakım soruşturmalardaki bilgi ve belgelerin delil olarak kullanıldığı iddiasına ilişkin, eski Savcı Preet Bharara ile Savcı Joon H Kim ve diğer savcılık görevlileri hakkında 18 Kasım'da soruşturma başlatmıştı. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada Amerika'da yargılaması devam eden Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'nın avukatı Katy Fleming'in New York Güney Bölge Mahkemesi'ne sunduğu yeminli dilekçeye dikkat çekilmişti. 

AA