Terör örgütü IŞİD, rehin tuttuğu Japonya vatandaşı Kenji Goto Jogo ve Rakka’da ele geçirdiği Ürdünlü pilot Muaz el-Kesasibe’nin serbest bırakılmasına karşılık, 2005’ten bu yana Ürdün’de tutuklu bulunan Sacide er-Rişavi’nin kendilerine teslim edilmesini istiyor. Örgütün son yayınladığı videoda, intihar bombacısı Rişavi’nin serbest bırakılması için 24 saat müddet verilirken, Ürdün hükümeti takasa hazır olduğunu duyurdu. Peki, Ürdün’de bir otele saldırı düzenlemesi nedeniyle tutuklu bulunan Rişavi kim? IŞİD neden 10 yıldır gözlerden uzakta olan 44 yaşındaki bir intihar bombacısının serbest bırakılmasını önemsiyor? 

İNTİHAR YELEĞİ ÇALIŞMADI
2005’te, eşi Hüseyin Ali el-Şamari’yle birlikte Ürdün’ün başkenti Amman’daki Radisson Oteli’nde 300 kişinin bulunduğu bir düğüne saldırı düzenleyen Sacide er-Rişavi, yalnızca eşinin üzerindeki patlayıcıların çalışması nedeniyle saldırıyı gerçekleştiremedi ve sağ kurtuldu. 38 kişinin hayatını kaybettiği saldırının ardından olay yerinden kaçan kalabalığın arasına karışarak uzaklaşan Rişavi, daha sonra yakalandı ve tutuklandı. Aynı gün Radisson’un yanı sıra Grand Hyatt ve Days Inn’e de saldırı düzenlenmiş ve onları da 23 yaşındaki Rawad Jassem Mohammed Abed ve aynı yaştaki Sefa Muhammed Ali’nin gerçekleştirdiği duyurulmuştu.

SALDIRIDAN BEŞ GÜN ÖNCE EVLENDİ
Aynı yılın Kasım ayında, televizyonlarda da gösterilen itirafında çifte intihar saldırısının, olaydan beş gün önce evlendiği eşi tarafından planlandığını öne süren Rişavi, Ürdün’de bir gün içerisinde 57 kişinin hayatını kaybetmesi ve 90 kişinin yaralanmasına yol açan, “Ürdün’ün 11 Eylül’ü” olarak nitelendirilen otel saldırılarındaki rolünü anlatmıştı. Beyaz bir başörtü takan siyah elbiseli Rişavi, belindeki bombaları ekranlara göstermişti. 

IRAK’TAN SAHTE PASAPORTLA ÜRDÜN’E GEÇTİ
Daha önce Ramadi’de yaşayan bir Iraklı olduğunu söyleyen ve Ürdün’e geçerken yetkililere, kadın doğumla ilgili bir tedavi için doktora gittiğini söyleyen Rişavi, şöyle konuşmuştu:

“5 Kasım’da, Ürdün’e giden eşime sahte pasaportla eşlik ettim. Pasaportlarda isimlerimiz Ali Hüseyin Ali ve Sacide Abdülkadir Latif olarak geçiyordu. Bekledik ve içinde yolcu olan beyaz bir araba geldi. Onlarla yolculuk ettik ve Irak’tan Ürdün’e geçtik. Oradan sonraki rotayı eşim ayarladı, ben bilmiyorum. 

Ürdün’de bir apartman kiraladık. Onun iki tane intihar yeleği vardı. Bir tanesini bana giydirdi ve diğerini kendi giydi. Bana, yeleğin nasıl kullanıldığını, ateşleme kablosunun nasıl çekilmesi gerektiğini ve işleyişi öğretti. Bunların Ürdün’de otellere saldırı düzenlemek için olduğunu söyledi. Bir araba kiraladık ve 9 Kasım’da otele girdik.

Ben bir köşeye geçtim, eşim bir köşeye geçti. Otelde bir düğün vardı. Orada kadın, erkek ve çocuklar bulunuyordu Eşim bombasını patlattı ve ben de kendiminkini patlatmayı denedim ama çalışmadı. Herkes kaçmaya başladı, ben de onların arasında koşarak uzaklaştım.” 

İLK DURUŞMASINDA: BENİ SAVUNACAK ALLAH VAR
2006’da idam cezasına mahkum edilen Rişavi, ilk duruşmasında, “Benim avukatım yok. Beni savunacak Allah var. Avukata verecek param yok” ifadelerini kullanmıştı. Rişavi’nin idam edilmemesinin gerekçesi ise aynı yıl Ürdün hükümetinin idam cezalarını erteleme kanunu çıkarması oldu. Bu yasanın yakın zamanda iptal edildiği biliniyor.

Ürdün hükümeti, 2005’teki otel saldırısını, bir yıl sonra ABD saldırısında ölen El Kaide lideri Ebu Musab el-Zerkavi’nin planladığına inanıyor. Zerkavi liderliğindeki El Kaide, saldırıyı üstlenirken, “Eşini şehitlik yolunda takip etmeyi seçen” Rişavi’yi övmüş ve dört intihar saldırganının da “başarılı” olduğunu belirtmişti. Örgüt, saldırıyı, “Ürdün’ün İslam’ı lekelediği” gerekçesiyle yaptıklarını duyurmuştu.

ZERKAVİ’NİN SAĞ KOLUNUN KIZ KARDEŞİ
Rişavi, Zerkavi’nin Felluce’de öldürülen sağ kolu Samir Atruss er-Rişavi’nin kız kardeşi. Zerkavi’nin bir başka yardımcısı ise IŞİD lideri Ebubekir el-Bağdadi’ydi. Dolayısıyla, terör örgütü El Kaide mensubu Rişavi’nin IŞİD’le de bağlantıları olduğu düşünülüyor. Rişavi, kardeşinin Zerkavi’nin sağ kolu olması nedeniyle uzun süre boyunca, Felluce’de El Kaide liderine yakın konumda bulundu. 

Washington Post gazetesi, her ne kadar IŞİD ve El Kaide arasında Ortadoğu’nun kimi bölgelerinde çatışmalar yaşansa da, Zerkavi’nin IŞİD için hala önemli bir figür olduğuna dikkat çekiyor. Gazete, IŞİD’in çıkardığı Dabık dergisinin ilk sayısının Zerkavi’den bir alıntıyla başladığını hatırlatıyor. Bu sebeple uzmanlar, Zerkavi’nin sağ kolunun kız kardeşi olan Rişavi’nin serbest bırakılmasını sağlamanın, El Kaide’ye karşı prestiji artırmaya ve örgütün eski liderinin “mirasını canlandırmaya” yardımcı olacağının altını çiziyor.

‘MÜSLÜMAN KADINLARIN SAVUNUCUSU’
CNN’in askeri analisti James Reese, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Rişavi’ye uzanan bağlantılar var. Onun serbest bırakılması, IŞİD’in propagandasına yardımcı olacak” ifadelerini kullandı. NBC News’a konuşan California Üniversitesi’nden uluslararası hukuk profesörü Karima Bennoune ise, “Tüm aile ve örgüt bağlantıları, Rişavi’nin serbest bırakılması çağrısında önemsiz çıkabilir. IŞİD’in fidye taleplerini bu şekilde değiştirmesinin sebebi, kendini Müslüman kadınların savunucusu gibi göstermek de olabilir. Videoda kullanılan ‘tutuklu kız kardeşimiz’ ifadesi de propaganda göstergesi” sözleriyle konu hakkında düşüncelerini özetledi. (Radikal)