YORGO KIRBAKİ


Hiçbir tanığın hayatta olmaması, dava tutanaklarının kaybolması ve Yunan tarihindeki karanlık bir sayfanın açılacak olmasının tartışmalara yol açmaması için, duruşma yapmak yerine yüksek hakimler toplanıp yeni delil ve kanıtlar ışığında karar verecek.
Dava süreci 1922’de ölüm cezasına çaptırılan eski Başbakan Petros Protopapadakis’in torunu Mihalis Protopapadakis’in 2008’de “Dedem vatan haini değildi. Aklanmasını istiyorum” diyerek mahkemeye başvurmasıyla başladı. Dava dilekçesinde ‘Küçük Asya Felaketi’nin ardından toplanan askeri mahkeme, 1922’deki yenilginin nedenlerini bilemezdi. Yunan ordularının İzmir’den ayrılışı 30 Ağustos 1922’de başladı ve 5 Eylül’de tamamlandı. Aynı yıl 31 Ekim’inde bakılan davada askeri hakimlerin ellerinde idam akrarı için belge ve kanıt yoktu’ dedi. Yargıçların 88 yıl önce ölüm cezası verdiği 6 kişiden tümü ya da bazılarının ‘beraatine’ karar vermesi bekleniyor.

‘Altılar davası nedir?’
Atina’da, 15 Kasım 1922 sabahı ‘vatana ihanetten’ 6 kişi kurşuna dizildi. 15 gün önce toplanan askeri mahkeme, eski başbakan Protopapadakis, Dimitrios Gunaris ve Nikolaos Stratos, eski bakanlar Yorgo Baltacis ve Nikolaos Stratos ile general Yorgo Hacıanestis’i ‘Küçük Asya Felaketi’nin, suçlusu sayıp ölüme mahkum etti. Suçları ‘Yunan ordusunun birliklerini düşmana teslim etmek. Ordunun yeniden örgütlenmesini engellemek, vs’ idi. Hacıanestis savunmasında “Ben 2.5 ay için komutandım. Selefim 20 ay görev yaptı. Küçük Asya elimde öldü diye beni suçlamanız haksızlık” demişti.

Tarihçiler bölündü
Yunanlı tarihçiler de bölündü. ‘Altılar’ın vatan haini olmadığını’ savunanlara göre, ‘İzmir ve Edirne gibi şehirler düşmana teslim edildi’ iddiası ortaya atılırken bu şehirlerin ‘Yunan egemenlik sınırlarında olduğu’ kasten belirtilmedi. Çünkü o dönem müttefiklerin talimatına göre Yunanistan sadece ‘İzmir merkezli Aydın bölgesinin asayişini koruyordu’. Aynı tarihçiler, müttefiklerin bu bölgenin rejimi için 5 yıl içinde referandum planladığını söylerken, İzmir’in ‘kaybedilmesi’ de yenilgi sonucu olduğuna dikkat çekiyor. ‘Vatana ihanet’te ısrarcı cephe ise Ege’deki bazı birliklere kasten yardım yollanmadığını ve idama mahkum olanların göçmenlerin yaratacağı kriz yüzünden binlerce insanı ölüme terk ettiğini’ savunuyor. (Radikal)