Başsavcının istifasını geri çekmesinin, yönetimin paniklediğini ve karar almada tereddüt içinde olduğunu gösterdiğini ifade eden Abdulgani, “Nitekim Cumhurbaşkanı kararlar alıyor, ardından çıkıp iptal ettiğini açıklıyor” dedi.
UKC liderlerinden George İshak da başsavcının istifa dilekçesini geri çekmesinin yargı ve yönetim arasında yeni bir kriz doğuracağını savundu.
Buna karşılık, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Yasir Ali, yönetimin başsavcının kararına müdahale ettiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Başsavcının istifa dilekçesini sunması ve geri çekmesinin Cumhurbaşkanlığı makamıyla bir ilgisi bulunmadığını belirten Ali, durumun yargıyla alakalı olduğunu ifade etti.
Mursi'nin danışmanı Muhammed Fuad Cadallah ise “Başsavcının kararlarıyla uzaktan yakından alakamız yok. Kendisiyle istifasını sunarken de geri çekerken de görüşmedik” diye konuştu.
Başsavcı Abdullah'ın “çekişmelerin adamı” olmadığını, kendisine baskı yapıldığını ve savcılar arasında konumu sebebiyle bölünmeler yaşandığını hissettiğini belirten Cadallah, “Başsavcıyı istifaya götüren koşulları bilmemiz gerek” ifadesini kullandı.
Cadallah, cumhurbaşkanının kanunların kendisine verdiği yetkiler doğrultusunda başsavcıyı göreve getirdiğine işaret ederek, yeni anayasanın onaylanması durumunda cumhurbaşkanının başsavcıyı doğrudan atama yetkisi bulunmayacağını, 173. maddeye göre Yüksek Yargı Konseyi'nin başsavcı aday adayını gösterebileceğini ifade etti.
Savcılık üyelerinden oluşan bir heyet, başsavcının cumhurbaşkanlığı tarafından doğrudan göreve getirilmesine karşı çıkarak, istifasını sunmasını istemişti. Bunun üzerine Başsavcı Abdullah, Yüksek Yargı Konseyi'ne istifasını sunmuştu. Müslüman Kardeşler Teşkilatı Başsavcı Abdullah'ın baskı altında istifa ettiğini iddia etmişti. Yüksek Yargı Konseyi dün yaptığı açıklamada, Başsavcı Abdullah'ın, sunduğu istifa dilekçesini geri çektiğini duyurmuştu.
