Güney Afrika’nın efsanevi lideri 95 yaşındaydı. Mandela’nın ölümünü saat 22.45'te Devlet Başkanı Jacob Zuma "Ulusumuzun en kıymetli evladını kaybettik" sözüyle duyururken ulusal yas ilan edildiğini belirtti.

Haziran ayında Güney Afrika’nın Pretoria kentinde hastaneye kaldırılan Mandela eylülde taburcu edilmiş ve Johannesburg kentindeki evine götürülmüştü. Dün gece durumu yeniden kritikleşen Mandela’nın eşi Graca Machel, iki kızı, torunu ile eski eşi, Mandela gözlerini kapayıncaya kadar başında bekledi.

Irkçılıkla mücadeleye adanmış bir ömür

Bir zamanlar ‘vatan haini’ydi, ‘terörist’ti. Aradan geçen yıllarda ulusunun babası oldu. Ömrünü ırkçılıkla mücadeleye adadı, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ilk siyahi başkanı oldu. Türkiye'de Atatürk Barış Ödülü'nü reddetmesiyle akıllarda kalan Nelson Mandela 95 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Hapiste kaldığı 27 yılın ardından 1990’da serbest bırakılan Mandela 1994 yılında Güney Afrika’da başkan seçilerek bir ilke imza attı, ülkenin ilk siyahi başkanı oldu. Görevde olduğu sürede barışı sağlamak ve devamını sürdürmek için ülkeye liderlik etti. 1993 yılında Nobel Barış Ödülü’nü aldı.

Karizması, kendini de eleştirebilen mizah anlayışı, inanılmaz hayat hikayesi onun dünya çapında tanınıp sayılmasının sebebinin yalnızca küçük bir kısmı.

‘ULUSUN BABASI’   
Güney Afrika’da ‘Ulusun Babası’ olarak kabul edilen Mandela'nın sık sık yaşadığı akciğer sorununun nedeni olarak hükümeti düşürmek üzere yaptığı eylemler nedeniyle aldığı 27 yıllık hapis cezasının 18 yılını geçirdiği Robben Adası’nda yakalandığı tüberküloz hastalığının bıraktığı iz gösterildi.

Uzun yıllar beyaz ırkın yönetiminde olan Güney Afrika Cumhuriyeti'nde 1948-1994 yıllarında, Ulusal Parti hükümeti tarafından siyahilere uygulanan ayrımcılık, 1948 yılı genel seçimlerinden sonra resmileşerek sürdü. 1958 yılından itibaren yasalarla da desteklenen Apartheid (ayrılık) sistemi, insanların derilerinin renklerine göre sınıflandırılmaları sonucu, beyaz azınlık dışında kalanların vatandaşlık hizmetleri ile devletin sağladığı sağlık ve eğitim gibi birçok hizmetten daha az yararlanmaları gibi ırkçı bir zemin oluşturdu.

1990'DA ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞTU

Apartheid'ın dağılması, ırkçılığın engellenmesi gibi çabalarının yanı sıra fakirlik ve eşitsizlikle de mücadele eden sosyalist demokrat Mandela 1962'de tutuklandı ve hükümeti düşürmek için komplo kurmak ve sabotaj hareketlerine destek vermekten ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

Mandela cezasını önce Robben Adası'nda daha sonra Pollsmoor Hapishanesi’nde çekti. Hapishane numarası "46664" ilerleyen yıllarda Mandela'nın lakabı oldu.

27 yıl sonra 1990’da uluslararası bir kampanya düzenlenerek hapishaneden çıkarıldı. Daha sonra Afrika Ulusal Konseyi Partisi Başkanı olarak ilk defa tüm halkın katıldığı seçimlerde 1994'ten 1999'a kadar Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ilk devlet başkanı seçildi.

Mandela iktidarıyla birlikte ırkçı-ayrımcı uygulamalar, Apartheid'a karşı Anti-Apartheid Hareketi ile ortadan kaldırıldı.

ATATÜRK ÖDÜLÜNÜ KABUL ETMEDİ

1992 yılında Atatürk Uluslararası Barış Ödülü’ne layık görülen Mandela, ödülü kabul etmedi. Mandela'ya 1962'de Lenin Barış Ödülü, 1979'da Nehru Ödülü, 1981'de Bruno Kreisky İnsan Hakları Ödülü,1983 'te UNESCO'nun Simon Bolivar Ödülü verildi. 1993'te Nobel Barış Ödülü'nü, Eylül 1989 Eylül-Mayıs 1994 arası Apartheid’ın son döneminde Güney Afrika Cumhuriyeti devlet başkanlığı yapan De Klerk ile birlikte aldı.

LİDERLERDEN BAŞSAĞLIĞI MESAJLARI

Nelson Mandela'nın ölümü tüm dünyada büyük bir üzüntüyle karşılandı. Başta ABD Başkanı Barack Obama olmak üzere birçok lider başsağlığı mesajları yayınladı.

ABD Başkanı Barack Obama: Nelson Mandela'nın yaşamından ilham alan milyonlarca insandan biri de benim. Dünyanın dört bir yanındaki birçok insan gibi ben de Nelson Mandela'nın koyduğu örnek olmadan hayatım nasıl olursu hayal edemiyorum. Yaşadığım müddetçe ondan öğrenmeye devam edeceğim. İlk siyasi eylemim, hayatımda politikaya dair yaptığı ilk şey Apartheid karşıtı bir protestoya katılmaktı. Mandela'nın söylediklerini ve yazdıklarını okudum. Hapishaneden çıktığı gün benim için insanın korkularının değil umutlarının peşinden gittiğinde neler yapabileceğini hissettim.

İngiltere Başbakanı David Cameron: Dünyadaki çok önemli bir ışık söndü. Nelson Mandela çağımızın devlerinden biriydi; yaşarken bir efsaneydi öldükten sonra da öyle olacak. Gerçek bir küresel kahraman...Çok sevdiği ülkesinin dört bir yanında insanlar nezaketin vücuda gelmiş hali olan bir adam için yas tutacak. Onunla tanışmış olmak hayatımın en büyük onurlarından biriydi.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun: Afrika sömürge düzeni ile insan haklarının ve insanın onurunun ihlallerinden çok çekti. Mandela gibi büyük bir adam olmasaydı, insanların onurlı yaşaması mümkün olmazdı. Onun dünyayı daha iyi bir her haline getirme kararlılığından ve bilgeliğinden dersler almak zorundayız.

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande: Nelson Mandela Güney Afrika'nın ve tüm dünyanın tarihini yazdı. Apartheid'a karşı yorulmadan savaştı, düşmanını cesaretiyle, inatçılığıyla ve azmiyle yendi. Yıllar boyunca, Nelson Mandela Güney Afrika ulusunu, ülkenin birşiğini ve Afrika'nın gururunu canlandırdı. Bütün gücünü ülkesini dünyanın büyük devletleri arasına sokmak için harcadı. Fransa Güney Afrika halkının sonsuz üzüntüsünü paylaşıyor.

Hindistan Başbakanı Manmohan Singh: İnsanlar arasından bir dev hayatını kaybetti. Bu Güney Afrika'nın olduğu kadar Hindistan'ın da kaybıdır. Gerçek bir Gandiciydi. Hayatı ve çalışmaları gelecek nesiller için sonsuz bir ilham kaynağı olacak. Ruhu için dua eden herkesin yanındayım.

Japonya Başbakanı Şinzo Abe: Mandela Apartheid'ı ortadan kaldırmak için çok güçlü bir iradeyle çalışan ve ulusunu inşa ettiği sürecin merkezine uzlaşıyı yerleştiren çok büyük bir liderdi.

İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres: Demokrasinin tutkulu bir savunucusu, saygıdeğer bir arabulucu, Nobel barış ödüllü bir isim ve her şeyin ötesinde barış ve diyalog köprüleri kuran biriydi. Hapiste ve halkı için savaştığı dönemde çok ağır bir kişisel bedel ödemişti.