Kopenhag'da Ağustos ayından bu yana devam eden Roj TV'nin PKK ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle yürütülen kapatma davasının duruşmalarına devam ediliyor.

Davanın ilk duruşmalarında Roj TV ile ilgili kararın Kasım ayı içinde çıkabileceği öngörülürken, ilerleyen duruşmalarda, tanık sayısının artması ile birlikte belgelerin incelenmesinin zaman alması nedeniyle kararın Aralık ayı içinde açıklanması bekleniyor.

Danimarka'nın başkenti Kopenhag Şehir Mahkemesinde devam eden davanın son duruşmasında soruşturmayı yürüten ve davayı açan Bölge Başsavcısı Anders Riisager tarafından hazırlanan belgelerin incelenmesine devam edildi.

Duruşma sırasında, Roj TV'ye program yapan ve Belçika'da bulunan Roj NV şirketinin stüdyolarına yapılan polis baskınları sırasında ele geçirilen belgeler mahkeme salonundaki televizyon ekranına getirilerek, mahkeme heyetine izlettirildi.

Belçika polisinin baskını sonucunda ele geçirilen belgelerde, terör örgütü tarafından Roj TV'ye gönderilen ve televizyonun yayın politikasını belirleyen yazılar bulunuyor. "Yayın Politikalarına İlişkin Kararlar" başlığını taşıyan 25 sayfalık belgede, örgüt tarafından Roj TV'nin yayın politikasına ilişkin tavsiyelerde bulunulduğu, televizyon yayınlarında terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a ve örgütün 30 yıllık çatışmalarına yer verilmesi gerektiğinin önerildiği görülüyor.

Danimarka Savcısı son terör saldırılarını mahkemede anlattı

Daha önceki duruşmalarda PKK'nın Türkiye'de asker, polis ve sivillere yönelik saldırılarının da anlatıldığına işaret eden Bölge Başsavcısı Anders Riisager, Eylül ve Ekim aylarında örgütün düzenlediği terör saldırıları hakkında da geniş bilgi verdi.

Gelirlerin büyük çoğunluğu Roj TV'ye gidiyor

Davanın daha önceki duruşmalarında, savcılar Anders Riisager ile Jakob Buch-Jepsen, terör örgütünün Avrupa ülkelerinde bulunan Ekonomik ve Mali Birim (EMB) sorumlusu Hamza Botan kod adlı Abdullah Şen'in imzasını taşıyan 7 Nisan 2008 tarihli bir belge de ekrana getirildi. Belçika polisinin 4 Mart 2010 tarihinde düzenlediği operasyonda ele geçirilen belgede yer alan görüşler şu şekilde:

"TV: Örgütsel açıdan en temel ve en önemli çalışma alanı TV çalışmasıdır. Bununla birlikte en fazla örgütsel sorunların olduğu alan durumundadır. Buna karşın örgütün yıllık geliri yaklaşık yüzde 80 dolayında buraya harcanmaktadır. Bu harcamanın önemli bir kısmı gerçekten olması gereken harcamalar değildir. Bu gereksiz ve fuzuli harcamaların önemli bir bölümü, politik baskılar sonucu TV'nin kapatılma riskine karşı tedbir amaçlı oluşturulan şirketler sisteminden kaynaklanmaktadır."

Şikayet mektubundan sonra kardeşi öldürülüyor

Aynı raporun başka bir sayfasında ise terör örgütünün yatırımlarının hangileri olduğu anlatılıyor. Belgeye göre, Danimarka'da İbiş Taş'ın işlettiği Zap Distribution adlı kargo şirketi bu şirketler arasında gösteriliyor.

Ayrıca Hamza kod adlı terör örgütü elemanının, İbiş Taş hakkında örgüte şikayet mektubu yazdığı da ortaya çıkıyor. Bu arada, İbiş Taş'ın, İsveç'in Malmö kentinde yaşayan ve uyuşturucu işleriyle uğraştığı iddia edilen kardeşi Mehmet Taş'ın, Hamza kod adlı teröristin örgüte yazdığı şikayet mektubundan kısa bir sonra 19 Mayıs 2008 tarihinde şaibeli bir şekilde öldürüldüğüne de dikkati çekiliyor.

Basının rolü

Roj TV'ye dışarıdan program yapan Roj NV adlı şirketin stüdyolarına yapılan baskında ele geçirilen 2007 tarihli başka bir belge de yine mahkeme salonundaki televizyon ekranına getirildi. "Haber Ajanslarına İlişkin Kararlar"
başlığını taşıyan belgede, basının psikolojik savaştaki önemine işaret edildiği görülüyor. Belgede, televizyonda propaganda içerikli programlara yer verilmesi gerektiğine dikkati çekilirken, intihar saldırıları düzenleyen teröristlerin de
anılması isteniyor.

Duruşmalarda ayrıca, Belçika'da polisin yaptığı baskınlardan önce terör örgütü mensuplarının dinlenen telefon kayıtlarıyla ilgili de mahkemeye bilgi verildi. Polisin dinlediği Hamza kod adlı terör örgütü mensubu kişinin Abdullah
Şen'e ait telefonla 30 Ekim 2009 tarihinde Radyo Denge Mezopotamya ile yaptığı konuşmada, 20 kişiden oluşan Türk güçlerinin Şırnak'a yakın bir bölgede saklandıklarına dikkati çekilerek, radyodan bu konuda uyarı mesajı yayımlanması
isteniyor. Radyo yetkilisi de programdan sonra bu mesajın yayımlanacağını söylüyor.

5 Ocak 2010 tarihli telefon kaydında ise İran'dan radyoyu arayan Botan kod bir kişi, İran güçlerinin iki kişiyi öldürdüğünü, ikisini de yaraladığını belirterek, ölen ve yaralananların isimlerini vermek suretiyle radyoda duyurulmasını istediği anlaşılıyor.

Bu arada Hamza kod adlı terör örgütü üyesinin fotoğrafı da ekrana getirildi. Bu kişinin elinde kalaşnikof silahıyla terör örgütünün kamplarında çekilen fotoğrafları ekrana getirilirken, Murat Karayılan ve Bozan Tekin ile birlikte görülen bir grup PKK'lının karşısında durduğu gözlendi. Ayrıca yine Roj TV ve Roj NV sunucularının terör örgütü kamplarında ellerinde silahlar ile çekilen fotoğrafları da ekrana getirildi.

Alman mahkemesinin kararı

Bu arada davanın başka bir duruşmasında savcı Anders Riisager, Alman Federal İdare Mahkemesinin Roj TV yayınlarının izlenmesinin engellenmesiyle ilgili kararını da okudu. Savcı, Alman Federal İdare Mahkemesinin kararında Roj TV yayınlarının engellenmesi konusunda Danimarka mahkemesinin yetkili olduğunu vurguladığına dikkati çekti.

Savcı ayrıca, Roj TV'nin daha önceki benzer kuruluşlarının kapatılma hikayelerine de yer verdi.

Roj TV'nin selefleri Med TV ve Medya TV'in yasaklanma kararlarını okuyan savcı, İngiltere'de ilk kez bir televizyon kuruluşunun yasaklandığına dikkati çekti, ayrıca Fransız Danıştayının Medya TV hakkındaki kararını okudu.



Cnn Türk