Hristofyas’ın aksine Kıbrıs müzakerelerinin olumlu ilerlediğini söyleyen Eroğlu, hazirana kadar süreci sürdüreceklerini belirterek, şöyle devam etti:
"B planından söz edemem. Çözüm olmazsa KKTC ile bugün nasıl varsak, aynen devam ederiz.”
Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’ın Hürriyet’e verdiği röportajda doğalgaz krizi ve Kıbrıs sorununda Türkiye ve KKTC’yi suçlaması Derviş Eroğlu’nu kızdırdı. 
KKTC Cumhurbaşkanı, “1974’te EOKA darbe yaptığında Komünist avı başlattı, 4 bin Rum’u öldürdü. ‘Senin canını da Türk askeri kurtardı.’ Bunu Hristofyas’ın yüzüne söyledim. Bana yanıt veremiyor” dedi.
Hristofyas’ın aksine Kıbrıs müzakerelerinin olumlu devam ettiğini söyleyen Derviş Eroğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’a, birbirleri hakkında kötü konuşmayacakları sözü vermelerine rağmen Rum liderin sürekli Türkiye ve KKTC’yi suçladığına dikkat çekerek şöyle konuştu:
Anavatanlar: Biz çözüme ulaşmak için öneriler sunuyoruz. Önerileri Türk Dışişleri Bakanlığı’na da gönderiyoruz. Bilgileri olsun diye. Bugüne kadar hiçbir önerimize karşı çıkmadılar. Türkiye karışmıyor. Rumların da anavatanı Yunanistan, biz Yunanistan’ı hiç suçlamıyoruz. Hristofyas, ‘Yunanistan’la ayrıyız’ diyor ama durum öyle değil.
Doğalgaz: New York zirvesi öncesinde sondaj platformu doğu Akdeniz’e geldiği zaman kazıların ertelenmesini istedim. Hristofyas bir hafta sonra yazılı önerimi geri gönderdi. Türkiye zaten KKTC ile yaptığı anlaşmalar çerçevesinde Kıbrıslı Türkler adına hareket ediyor. Kısa bir süre içinde KKTC’de de sondaj çalışmaları başlayacak.
Müzakereler: Bize göre iyi gidiyor. Hıristofyas 1974 Barış Harekâtı’nın ardından ortaya çıkan durumu değiştirmeye çalışıyor. ‘165 bin göçmenim var’ diyor. Sordum, ‘74’ün üzerinden 37 yıl geçti, ölen olmadı mı bu göçmenlerden’ diye. ‘Ben onları da sayıyorum’ diyor. 100 bin Rum için toprak, yani Güzelyurt, Karpaz ve KKTC’nin ortasındaki Mesarya ovasını istiyor. Girne’yi henüz istemedi, ama isterse şaşırmam.
60 sayfa öneri: Rumlarla 6 başlıkta görüşüyoruz. Mülkiyet konunda tıkanıklık var. Biz sadece mülkiyetle ilgili 60 sayfalık öneri sunduk. BM benimsedi. AB konusunda anlaşmanın mahkemeler yoluyla engellenmemesi için birincil hukuk, yani AB anayasasına girmesi konusunda pürüz var. Ekonomi konusu hemen hemen bitti, iç güvenlik tamam sayılır. Garantörlük konusu uluslararası konferansta ele alınacak. Yönetim ve güç paylaşımında seçim konusunda tıkanıklık var. Başkanlık konusunu geri çekmeye çalışıyorlar.
Ocak zirvesi: Hristofyas hakemliğe ve takvime kesin bir dille karşı çıkıyor. Ancak Genel Sekreter müzakerelerin bir sonu olacağını ilan etti. Rumların AB dönem başkanlığını devralacağı Haziran’a kadar bir çözüm bulabilir miyiz diye çalışacağız.
Yarım devlet: Cumhurbaşkanı Gül, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin aslında Türk ve Rum ortaklığı ile kurulduğunu ancak bugün sadece Rumların devleti haline geldiğini güzel bir şekilde anlattı. Rumların ‘yarım devlet’ olarak AB dönem başkanlığını alacağı doğrudur. 
m Rumların amacı: Türkiye AB dönem başkanlığını Rumlar tek başlarına üstlenirse ilişkileri askıya alacağını ilan etti. Herhalde biz de Rumlarla görüşülecek bir şey kalmayacağı için askıya alırız.
Talat ile Hristofyas bağırarak kavga ederdi
“Hristofyas ve ailesiyle ikili ilişkilerde ‘arkadaşız’ diyorum. Mehmet Ali Talat ile birbirlerine “yoldaş” diye hitap ederlerdi. Müzakerelerde de bağırarak kavga ettiklerini BM de söylüyor. Ben soğukkanlıyım. Eşi ile bir defa benim evime geldiler, biz de onların evine bir kez gittik. BM ile ortak yemek yedik. Görüşme masasında rakibiz. Bazen Hristofyas’ı kızdırıyorum. Ama hiç bağırarak konuşmadım.”
Papandreu da benimle görüşmeliydi
“Sayın Hristofyas, zaman zaman Sayın Erdoğan ile görüşmek istiyor, ama bir yandan da ‘Türkiye anlaşma istemiyor’ diye konuşuyor. Geçmişte, Türk Dışişleri Bakanı, Papandreu Başbakan iken şöyle bir öneri yapmıştı; ‘Mademki Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ile görüşmek istiyor, o zaman Yunanistan Başbakanı da KKTC Cumhurbaşkanı ile görüşeceğini ilan etsin bir araya getirelim’. Biliyorsunuz bunu da kabul etmedi.”
Hürriyet