Dava, ilk kez üst düzey bir El Kaide üyesinin ABD topraklarındaki sivil mahkemelerde yargılanmaya başlamış olması nedeniyle önem taşıyor. Ancak özellikle muhafazakâr kesim Ebu Geyt'in askerî mahkemeler yerine sivil mahkemelerce yargılanmasını 'davanın emsal teşkil edebileceği' gerekçesiyle eleştiriyor.

Neden sivil mahkeme?

Peki, Ebu Geyt'in sivil mahkemelerce yargılanmasının nedeni nedir? Önce İnsan Hakları (Human Rights First) adlı kuruluşun hukuk danışmanı Daphne Eviatar Ebu Geyt'in neden sivil mahkemelerce yargılanması gerektiğini belirtiyor: "Askerî mahkemeye çıkarılması zaten mümkün olamaz. Askerî mahkemeler ne terörizm suçlarına iştirak etme ne de teröristlere maddi yardımda bulunma suçlarına bakar. Askerî mahkemelerin yegane görevi savaş suçlarına bakmaktır."

Önce İnsan Hakları (Human Rights First) adlı kuruluşun hukuk danışmanı Daphne Eviatar Ebu Geyt'in neden sivil mahkemelerce yargılanması gerektiğini bu şekilde açıklıyor. Eviatar, terör zanlılarının askerî mahkeme yargıçları tarafından yargılanıp yargılanamayacağının yasal olarak açıklığa kavuşturulmadığını da sözlerine ekliyor.

Suç ortaklığından yargılanıyor

Savcılık Ebu Geyt'i, ‘ayakkabı bombacısı' olarak bilinen Richart Reid'a suç ortaklığı etmekle suçluyor. Richart Reid, 2001 Aralık ayında Paris'ten Miami'ye sefer yapan bir uçağı ayakkabısında taşıdığı patlayıcı maddeyle düşürmeye teşebbüs etmiş, ancak yolcular ve mürettebat tarafından etkisiz hale getirilmişti. Saldırı gerçekleşmeden birkaç ay önce internette bir video yayınlayan Süleyman Ebu Geyt, ‘uçaklara yönelik bir fırtınaya' karşı uyarıda bulunmuştu. Savcılık, bu videoyu kanıt göstererek, Ebu Geyt'in saldırıdan haberdar olduğu suçlamasında bulunuyor.

Askerî mahkemede yargılanamaz

Ebu Geyt, 11 Eylül saldırılarından sonra da Usama Bin Ladin'le birlikte görüldüğü video görüntülerinde, 11 Eylül saldırılarını savunarak yeni saldırıların yapılmasını desteklediğini ifade ediyordu. uzun süre İran'da saklanan Süleyman Ebu Geyt, 2013 yılında İran'dan Türkiye'ye girerken yakalandı. Human Rights First kuruluşundan Daphne Eviater Ebu Geyt'in sivil bir mahkemede yargılanmasının olağandışı bir durum olmadığını söylüyor.

Eviatar daha önce görülen davaların Ebu Geyt davasını etkileyeceğini de sözlerine ekliyor. Amerikan sivil mahkemeleri 11 Eylül saldırılarından bu yana yaklaşık 500 kişiyi terör suçundan yargıladı. Örneğin 2010 yılında Kenya ve Tanzanya'daki Amerikan elçiliklerine saldırı düzenlemek suçuyla yargılanan Ahmet Gaylani adlı terör zanlısını ömür boyu hapse mahkum edilmişti. İnsan Hakları İzleme Örgütü hukuk danışmanı Andrea Prasow bu davanın zamanında çok fazla ilgi görmemesini şöyle açıklıyor: "O saldırılarda New York'a yönelik bir saldırı söz konusu değildi. Terör suçuyla yargılanan bir kişi Guantanamo yerine sivil mahkemeler önüne çıkarılıyorsa, bu o kişinin bu mahkemelerde yargılanmasının uygun olduğunun bir göstergedir."

Prasow, Obama hükümetinin sivil yargıdan yana olduğunu belirtse de, bu tutumun Guantanamo'da halihazırda tutuklu bulunan mahkumlar için geçerli olmamasını da eleştiriyor. Önce İnsan Hakları kuruluşundan Daphne Eviater de bu tür davaların neden hukuki gerekçelerin yanı sıra eksik tecrübe nedeniyle de sivil mahkemeler tarafından görülmesi gerektiğini savunarak 'Çok net bir şekilde açıklanmış olan usul kuralları vardır. Örneğin istihbarat kaynaklarının ne şekilde kullanılabileceği ya da savunmanın ve müvekkillerin ne gibi dosyaları görüp göremeyeceği belirlenmiştir. Ya da kimliklerinin açıklanmasını istemeyen tanıkların ifadelerinin nasıl alınacağı konusunda kesin usuller vardır. Ama uluslararası terörizmle ilgili davalarda bambaşka sorunlar çıkabiliyor” şeklinde konuşuyor.

'Askerî mahkemeler savaş suçuna bakar'

Eviater, askerî mahkemelerin yalnızca savaş suçlarına baktığından belirtilen konularda tecrübeye sahip olmadığını belirtiyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü hukuk danışmanı Andrea Prasow da askerî mahkemelerin bu tip konularda yanlış merci olduğunu ve uygulamada ciddi hatalar yaptığını belirtiyor. Şu ana kadar benzer davaların yalnız yedisini karara bağlayan askerî mahkemelerin bu kararları da büyük eleştiri almıştı.


©Deutsche Welle Türkçe