TESEV Dış Politika Programı çerçevesinde hazırlanan "Ortadoğu'da Türkiye Algısı 2010" araştırmasının sonuçları, düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

Toplantıda konuşan Paker, araştırmayı Ortadoğu alanında ikinci kez yaptıklarını belirterek, bu araştırmanın bir öncekinin genişletilmiş bir tekrarı olduğunu söyledi.

Paker, seçilen 8 Ortadoğu ülkesinde Türkiye'nin nasıl algılandığı ve genel bölgesel eğilimleri anlamak için yapılan araştırmanın sonuçlarını çok önemsediklerini ifade ederek, araştırma sonuçlarının sadece Türkiye'de değil, Ortadoğu, Avrupa ve Amerika'da da büyük ilgi uyandırdığını geçen yıl gördüklerini kaydetti.

Türkiye'nin dış siyasetinin son zamanlarda tartışılan bir konu olduğunu dile getiren Paker, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin Ortadoğu'ya ilişkin izlediği politikalar ise bu tartışmalarda ön plana çıkıyor. 'Eksen kayması' tartışmalarında Ortadoğu siyaseti baş aktör. Bu bölgedeki gelişmeler karşısında Türkiye'nin izlediği siyaset, bölge ülkeleri ile ilişkileri, sorunların çözümü için soyunduğu arabuluculuk rolü Türkiye'nin dış politikasında değişim yaşandığı savlarına ana referans oluyor.

Değişim, Türkiye'nin yön değiştirmesi olarak okunmamalı. Bu, dar açıdan bakmak olur olaya. Türkiye'nin son dönemde izlediği dış politikanın eksen kaymasından ziyade, çok eksenli bir dünyada birden çok eksene genişletilmesi şeklinde okunmasının daha doğru bir değerlendirme olduğunu düşünüyorum. Önceki dönemlerde sadece batı eksenine oturtulan Türkiye dış siyaseti, bugün küresel dünya anlayışına da uygun bir şekilde kuzey, güney ve doğu eksenlerini de kapsama alanında ilerlemektedir. Önemli olan bu çok eksenli siyaset anlayışını başarılı bir şekilde uygulayabilmektedir."

Paker, araştırmanın 25 Ağustos-27 Eylül 2010 tarihleri arasında Mısır, Ürdün, Lübnan, Filistin, Suudi Arabistan, Suriye, Irak ve İran'da toplam 2 bin 267 kişiyle görüşülerek gerçekleştirildiğini aktararak, sonuçların Türkiye'nin bölgede kabul gören bir ülke olduğunu gösterdiğini söyledi.

Araştırmanın öne çıkan sonuçlarına da değinen Paker, Türkiye'ye duyulan sempatinin geçen yıla göre 5 puan artarak bu yıl yüzde 80'e çıktığını, Türkiye'nin arabulucu rolüne olan desteğin devam ettiğini, 8 ülkede Türkiye'ye yüksek seviyede ilgi duyulduğunu ve Türkiye'nin ekonomik olarak bölgenin önemli güçleri arasında görüldüğünü kaydetti.

Paker, "Sözü edilen bölgede son günlerde Tunus, Lübnan, Mısır, Cezayir ve Ürdün'de yaşananların gösterdiği gibi dengelerin heran değişebileceği gözönünde bulundurulmalı" dedi.

Araştırma sonuçları

TESEV Dış Politika Program yöneticisi Gökçe Perçinoğlu da araştırmanın sonuçlarıyla ilgili bilgi verdi.

Araştırmaya göre, bölgesel sorunların başında geçen yıl ekonomi gelirken, bunun yerini bu yıl İsrail-Filistin sorunu aldı. İran ve Irak'ta bölge meselelerinde ise ilk sırayı ekonomi alıyor.

Ülke içi sorunlarda da en büyük sorun ekonomi olarak görülürken, Irak'ta ise önceliği güvenlik alıyor.

Belli ülkeler hakkında görüşleri sorulan katılımcıların yüzde 85'i, Türkiye'ye sempati duyuyor. Almanya ve Fransa gibi ülkelerle karşılaştırıldığında daha yüksek oranlara sahip olan Türkiye'nin, olumlu algıyı yükseltemediği ülkenin Irak olduğu görülüyor. İngiltere ve ABD ise en az olumlu algı uyandıran ülkeler oluyor.

Araştırmaya katılanlar arasında İsrail-Filistin sorunu özelinde Türkiye'nin arabuluculuğunu destekleyenlerin oranı yüzde 78 iken, Türkiye'nin İran nükleer krizinde oynadığı arabulucu rol İran halkı tarafından yüzde 61 oranında destek buluyor.

Katılımcıların 3'te 2'si Türkiye'yi model olarak görüyor, İslam ve demokrasisinin başarılı bir birleşimi olduğunu düşünüyor.

Araştırmaya katılanların yarısından fazlası Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini desteklerken, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin Ortadoğu'daki rolü üzerindeki etkisinin olumlu olduğunu düşünenlerin oranı bölge genelinde yüzde 64'ten yüzde 57'ye geriledi.

En büyük tehdit olarak ABD ve İsrail görülüyor

Bölge için en büyük tehdit olarak ABD ve İsrail'in görüldüğü araştırmada, İran da bölgesel ortalamada yüzde 9 oranında tehdit olarak kabul edilirken, Türkiye bölge halkının tehdit algılamasında yer almıyor.

İran'ın nükleer silah geliştirmesine yönelik sorularda ise İran dışındaki 7 ülkenin tutumuna bakıldığında yüzde 39'luk bir kesimin destek verdiği, yüzde 35'lik kesimin ise karşı olduğu görülüyor.

Türkiye yüzde 35'lik payla Ortadoğu ülkeleri arasında tatil için en çok tercih edilen ülkelerin başında gelirken, daha önce bir Türk dizisi izleyenlerin oranı da yüzde 78 olarak gerçekleşti.

Yüzde 14'lük payla bölgenin en güçlü ekonomisi olarak değerlendirilen Türkiye, tüm katılımcıların 4'te biri tarafından bölgenin 10 yıl sonrasının ekonomik lideri olarak görülüyor.

Yabancı yatırım olarak yüzde 32'lik payla ilk tercih edilen ülke olan Türkiye'den gelen yatırıma da bölge genelinde verilen destek yüzde 86'yı buluyor.

TESEV Dış Politika Program yöneticisi Sabiha Senyücel Gündoğar ise araştırmanın zamanlamasını planlarken Ortadoğu'da halk ayaklanmasının çıkacağını öngörmediklerini belirterek, yaşanan son gelişmelerle araştırmanın daha önem kazandığını söyledi.

Gündoğar, araştırmanın 7 ülkede telefonla, Irak'ta ise yüz yüze anket yöntemiyle gerçekleştirildiğini aktararak, araştırmaya bu yıl İran'ın da eklendiğini belirtti.

Anketi çok önemsediklerini belirten Gündoğar, "Bugünün gelişmelerinde araştırma sonuçları çok önemli. Ancak bu bir kamuoyu anketi, bu anketten çıkan sonuçlara göre siyaset üretmek yanlış olur" diye konuştu.

"Arap dünyasında kriz algısı var"

Ortadoğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim görevlisi Meliha Altunışık da araştırmanın sonuçlarını değerlendirdi.

Altunışık, araştırma sonuçlarına göre Türkiye algısının genel olarak olumlu olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Arap dünyasında bir kriz algısı var. Bunun yanında Türkiye'nin başarılı olduğu algısı var. Arap dünyasındaki bu son olaylarda da bunu çok iyi görebiliyoruz. Bir siyasi meşruiyet sorunu var, sosyo-ekonomik problemler dizisi ve lider eksikliği algısı var Arap ülkelerinin kamuoylarında. Özellikle Mısır'ın son 10 yıldır bölgede etkinliğini giderek yitirmesiyle Arap dünyasında bir liderlik eksikliği, bölünmüşlük hissiyatı, bunlar çok yaygın Arap ülkelerinde.
Irak ile ilgili geçen yılki araştırmada da bu çıktı.

Biraz daha olumsuzdu Irak'ta Türkiye'ye olan bakış. Bu sene genel ortalamaya göre daha olumsuz, geçen yıla göre bir düzelme olsa da. Bunu anlamak için Türkiye'nin Irak politikasına bakmak lazım. Çok yakın zamana kadar oldukça problemli bir ilişki söz konusuydu. Özellikle Kuzey Irak'la."

Toplumlar ve rejimler arasında denge kurma zorluğu olduğunu vurgulayan Altunışık, bunun Mısır'daki ve Tunus'taki olaylarla iyice ortaya çıktığını kaydetti.

"Mavi Marmara" eleştirisi

Altunışık, "Ortadoğu'da Türkiye mi yoksa İran mi rol model olabilir?" şeklindeki soru üzerine, son yıllarda Türkiye'nin İran'a göre daha olumlu görülmeye başlandığını belirterek, "İran'ın da etkisini artırdığının farkında herkes bölgede, ancak Türkiye'nin gücü ve etkisi daha olumlu görülüyor. İran etkisi daha geleneksel ve askeri güç kullanıma dayalı bir etki iken, Türkiye'ninki daha yapıcı, bütünleştirici etki olarak tanımlanıyor" diye
konuştu.

Sabiha Gündoğar, araştırmada "Mavi Marmara" gemisiyle ilgili soru sorulmamasının eleştirilmesi üzerine, Türk dizileri dışında hiçbir spesifik olayı sormadıklarını aktararak, cevapların bu gibi konuların dikkate alınarak verildiğini düşündüğünü söyledi.

Gündoğar, bir başka soru üzerine de maddi destek gelmesi durumunda gelecek yıl araştırmaya İsrail'i de dahil edebileceklerini kaydetti.



Cnn Türk