İtalya'daki avukatlarının anlattıkları karşısında şaşkına döndüğünü belirten Ulvi Üstün, "Kaza sırasında limanın radar sistemleri kapalıymış ve hava şartlarının çok kötü olmasına rağmen açık hava modu vermişler. Çarpan "Lady Aziza"nın kaptanı gemiyi geri çekiyor ve Türk denizcilerin ölümünü izliyorlar, yardım etmiyorlar" diye konuştu.

Ravenna Limanı açıklarında geçen 28 Aralık'ta meydana gelen kazada, Belize bandıralı 'Lady Aziza' adlı gemiyle çarpışan 'Gökbel' adlı Türk kargo gemisi battı. Geminin kaptanı evli 2 çocuk babası Kamil Murat Kantoğlu ve Yağcı Emrah Karadaş hayatını kaybetti. 5 kişinin kurtulduğu gemide 4 denizci kayboldu. Kaybolanlardan usta denizci Zeynel Üstün ve çarkçı Bayram Aslan'ın cansız bedenleri kazadan günler sonra bulundu.

Kayıp olan 2'nci kaptan Melih Erek ile 2'nci çarkçı Yiğit Küçükbıyık'a ise hala ulaşılamadı. Ağabeyinin cesedini teşhis etmek üzere İtalya'ya giden Ulvi Üstün, buradaki avukatlarıyla görüştüğünde duydukları karşısında şaşkına döndüğünü belirtti.

Yardım etmemişler

Kazanın ardından 'Lady Aziza' adlı geminin mürettebatının ağabeyinin de içinde bulunduğu Türk denizcilere yardım etmediğini kaydeden Ulvi Üstün, "Ağabeyimin cenazesini teşhis etmek üzere İtalya'ya gittik. Bizden DNA testi için doku örnekleri alındı. Ceset şişmiş, tanınmaz haldeydi. Daha sonra oradaki avukatımızla görüştük. Onun anlattıkları karşısında şaşkına döndüm. Kaza oluyor, daha sonra 'Lady Aziza'nın kaptanı gemiyi geri çekiyor ve Türk denizcilerin ölümünü izliyorlar, yardım etmiyorlar. Denizcilik kanunlarına göre bu şartlarda en yakın geminin yardım etmesi, can simidi atması gerekiyor, ancak hiçbirini yapmıyorlar.

O geminin kaptanının, savcının sorusu üzerine verdiği yanıt da şöyle; 'Ben gemimi ve mürettebatımı korumakla mükellefim, onları (Türk denizciler) kurtarmak Liman Başkanlığı'nın görevi.' Böyle savunuyor kendini. Telsiz konuşmalarını da inceleme fırsatı buldum. 'Lady Aziza' adlı gemi ağabeyimlerin gemisinin üzerine geliyor, ağabeyimler sürekli ikaz veriyor ama cevap alamıyor, Liman Başkanlığı da cevap vermiyor. Kaza olduktan sonra 'Lady Aziza'nın kaptanı gemiyi geri çekmese, ağabeyimin bulunduğu gemi belki daha uzun sürede batacak. En azından ölüm yaşanmayabilirdi" dedi.

Radarlar kapalı

Kazaya bir ihmalin neden olduğunu söyleyen Ulvi Üstün, "Kaza sırasında limanın radar sistemleri kapalıymış ve hava şartlarının çok kötü olmasına rağmen açık hava modu vermişler. Bunları oradaki avukatımızdan öğrendik. Türkiye'de 'kılavuz' denilen gemilere İtalya'da 'pilot' gemi deniyor. Yardıma ilk gidenler de onlar. Yaklaşık 1.5 saat sonra kurtarma gemisi gidiyor. Zaten kötü hava şartları nedeniyle denizdeki gemicilere ulaşılamıyor.

 Kazayı ilk etapta Liman Başkanlığı'ndakiler fark etmiyor. Ağabeyimin cesedi akıntı nedeniyle yaklaşık 25 gün suyun altında kalmış. Ceset günler sonra su yüzeyine çıkmış ve balıkçılar bulmuş, olay yerinden 300 kilometre açıkta bulunuyor. Otopside ağabeyimin boğulma sonucu hayatını kaybettiği tespit edilmiş. İtalya'da yasal süreç başlatıldı. Karşı taraf gemiyi kaçırmanın peşinde, ancak gemi orada bağlanmış durumda. O geminin kaptanı ve ilgili mürettebatının da tutuklu olduğunu öğrendik. İtalya hükümeti bu konuda çok hassas. Orada yaşayanlar en az bizim kadar üzülüyorlar bu kazaya. İtalya'daki Türk yetkililer de bizimle çok ilgilendi" diye konuştu.

Kemalpaşa'da toprağa verilecek

Ulvi Üstün, ağabeyi usta denizci Zeynel Üstün'ün cenazesinin Türkiye'ye getirilmek üzere İtalya'dan gönderildiği, Kemalpaşa İlçesi'ndeki Kübra Hatun Camii'nde önümüzdeki cuma günü öğlende düzenlenecek cenaze töreninin ardından Kemalpaşa Mezarlığı'nda toprağa verileceğini belirtti.


Tufan Hamarat / DHA