Mahkeme, davacı Türk işadamının, ikameti Türkiye'de kalması şartıyla Şirketi adına hizmet sunumu amacıyla ve seyahati üç ayı geçmemek kaydıyla Almanya'ya vizesiz giriş yapabileceğine hükmetti.

Bu karar ile birlikte Almanya, Şubat 2009 tarihinde AB içerisinde yer alan "en yüksek mahkeme" konumunda bulunan ABAD'ın verdiği ve AB üye ülkeleri tarafından Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin, Katma Protokol'ün 41/1. maddesine ('standstill' kuralına) aykırı olduğuna hükmeden 'Soysal Kararı'na ilişkin hakları, büyük ölçüde teyit etti.

Bu karar çerçevesinde mahkeme; ikameti Türkiye'de olan ve Almanya'ya çalışma amaçlı seyahat etmeyen, seyahati üç ayı geçmeyen, Almanya'daki şirketlere görüşme veya fuarlara katılım amaçlı gelen Türk işadamlarının, Almanya'ya vizesiz giriş yapabileceklerine hükmetmiş oldu.

İKV'DEN AÇIKLAMA
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) konuyla ilgili olarak bir yazılı bir açıklama yaptı. İKV açıklamasında, kararı olumlu bulduklarını belirterek, "Berlin Yüksek İdare Mahkemesi'nin 26 Mart 2014 tarihinde verdiği karar, hukuki kazanımların göz ardı edilemeyeceği gerçeğini tüm taraflara hatırlatan önemli bir gelişmedir" denildi ve şu görüşlere yer verildi:

"Unutulmamalıdır ki; Türk vatandaşlarının AB üyesi ülkelerde serbest dolaşımı, Türkiye-AB Ortaklık Hukuku, Gümrük Birliği ve Eylül 1987 tarihli Demirel Kararı ile başlayıp, Ekim 2013 tarihli Demirkan Kararı'na kadar uzanmış ve ABAD'ın 50'nin üzerindeki kararı çerçevesinde, vize uygulamasının başladığı 1980'li yıllardan bugüne, serbestleşme yönünde sürekli olarak evrilmiştir. Şubat 2009 tarihinde ABAD, verdiği Soysal Kararı'nda AB üye ülkeleri tarafından Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin, Katma Protokol'ün 41/1. Maddesine ('standstill' kuralına) aykırı olduğunu en yüksek perdeden dile getirmiştir. Bu, halen geçerliliğini koruyan bir karardır. Berlin Yüksek İdare Mahkemesi de, aradan geçen beş yılın ardından bunu bir kez daha ortaya koymaktadır."

İKV açıklamasında, 16 Aralık 2013 tarihinde imzalanan Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması sonrasında, yaşanan gelişmeler ışığında şu uyarıları yaptı:

"Türkiye ile AB arasında Geri Kabul Anlaşması ile birlikte, Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni'nin de imzalanmasıyla, Türk vatandaşlarının serbest dolaşımına ilişkin AB ile vize diyaloğu resmi olarak başlatılmıştır. Türkiye ile AB, yıllardır taraflar arasında uzun ve hararetli tartışmaların yaşandığı bu konuda, farklı bir sürece ilk adımı atmış olmakla birlikte, Avrupa Komisyonu, geçtiğimiz günlerde Türk vatandaşlarını da çok yakından ilgilendiren 2010 tarihli Schengen Vize Kodu'nda 'yumuşama ve kolaylaştırmaya yönelik atılacak adımları' kamuoyu ile paylaşmıştır. Ancak; Türkiye ile AB arasında Geri Kabul Anlaşması'nın imzalanması, Türk vatandaşlarının Schengen üyesi AB ülkelerine vize seyahatine yönelik diyaloğun başlatılması ve Avrupa Komisyonu'nun Schengen Vize Kodu'nda öngördüğü değişiklikler, Türkiye'nin, başta ABAD olmak üzere, üye ülke ulusal mahkemeleri nezdinde kazandığı hukuki haklardan geri dönüşe sebep olamaz; olmamalıdır. Bu çerçeveden bakıldığında, Berlin Yüksek İdare Mahkemesi'nin 26 Mart 2014 tarihinde verdiği karar, hukuki kazanımların göz ardı edilemeyeceği gerçeğini tüm taraflara hatırlatan önemli bir gelişmedir."