Başkent Stockholm'de 9 yıldır kendi hukuk bürosunda avukatlık yapan Sadık Kutlu, göçmen Türklerin hukuk alanında karşılaştığı sorunlar hakkında bilgi verdi.

Türklerin yüzde 80'inin hukuki sorunlarının aile hukuku ve yabancılar hukukundan kaynaklanan sorunlar olduğunu belirten Kutlu, ''İsveç'te ticaret alanında faaliyet gösteren Türk şirketlerinin ticaret davalarına da bakıyorum. Ancak İsveç'teki Türklerin en çok hukuki yardıma başvurduğu konular aile hukuku alanında. Yani boşanma, mal paylaşımı ve çocukların velayeti gibi hukuk dallarındadır diyebiliriz. İkinci sırada ise kuşkusuz ki yabancılar hukuku geliyor'' dedi.

İsveç'te yaşayan kadınların aile içi şiddet karşısında Türkiye'de yaşayan kadınlara oranla hukuki yollara başvurma cesaretinin daha fazla olduğunu kaydeden Kutlu, ''Türkiye'de evlenip de İsveç'e gelen kadınlar arasında eşinden şiddet gören kadınlarımız da oluyor. Ancak benim izlenimlerime göre İsveç'te yaşayan Türk kadınlarının şiddet karşısında hukuka başvuru oranı, Türk erkeklerinden daha fazla. İsveç'te yaşayan Türk toplumu olarak, kadın hakları konusunda içinde yaşadığımız toplumun değer yargılarına büyük oranda uyum sağladığımızı düşünüyorum. Kadınların haklarını koruyan yasaların var oluşu ve bu yasaların kolluk kuvvetleri ve mahkemeler tarafından pratikte harfiyen uygulanması da İsveç'te yaşayan Türk bayanlara haklarını aramaları konusunda cesaret veriyor'' diye konuştu.

Avukat Kutlu, İsveç'e evlilik yoluyla gelen Türklerin ilk yıllarda mutlaka kültür çatışması yaşadığını ifade ederek, ''İster bir Türk ile evlenip gelsin, ister bir İsveçli ile evlenip gelsin, eşler arasında kültür çatışması mutlaka yaşanıyor'' dedi.

İsveç'in kadın hakları konusunda Avrupa'da önde gelen ülkelerden biri olduğuna işaret eden Kutlu, ''Şiddete uğradığını öne süren bir kadın devlet kurumlarına başvurduğunda, erkeğe bunun karşılığında yaptırım mutlaka oluyor. Şunu iddia etmek isterim ki, bilinçli olan bir bayanın, eşi, ailesi ya da toplum tarafından haksızlığa uğraması halinde, bu haksızlığın hukuksal açıdan karşılıksız kalması neredeyse mümkün değildir'' diye konuştu.

Aile içinde çocuklara şiddet uygulanması halinde, bunun da sonucunun çok ağır olduğunu kaydeden Kutlu, şunları söyledi:
''Üzülerek belirtmek isterim ki, bu gibi olaylara çok rastlanıyor. Çocuğa yönelik şiddetin dışarıya yansıması halinde sonuçları çok ağır oluyor. Çocuklar anında aileden alınıp başka bir ailenin yanına ya da geçici olarak gizli bir adrese yerleştiriliyor. Öyle üzücü olaylara tanık oldum ki, gözlerim yaşardı. Tam bir aile trajedisi. Hem çocuk için çok kötü bir durum, hem de aile için.''

Bu arada, İsveç Ulusal Kadın Sığınma Evlerinin bağlı olduğu devlet kuruluşunun (ROKS) yaptığı araştırma, İsveçli erkeklerle evlenip bu ülkeye yerleşen kadınlar arasında şiddet görenlerin sayısında önceki yıllara göre artış olduğunu gösterdi.

Araştırmanın sonuçlarına göre, İsveç dışından evlilik yoluyla gelen kadınlardan 552'si 2009 yılında devlet koruması altında olan kadın sığınma evlerine başvurarak yardım istedi. Bu sayının bir önceki yıl 515 olduğu açıklandı.

Özellikle AB üyesi olmayan ülkelerden gelen kadınların devletin tanıdığı hakların farkında olmayarak şiddete boyun eğdiklerini belirten yetkililer, birçok kadının da oturma izni alamadığından sınır dışı edilme korkusuyla yaşadığına dikkat çekti.



AA