Gezi Parkı Eylemleri - Türkiye'de Toplanma Özgürlüğü Hakkı Şiddet Kullanılarak Engelleniyor' başlıklı raporda, bugün de devam etmekte olan süreçte ağır insan hakları ihlalleri yaşandığı ve 1 Kasım tarihinde başlayacak yargılamalardan da endişe duyulduğu açıklandı.

Uluslararası Af Örgütü'nün, 71 sayfalık raporunda, Gezi Parkı süreciyle birlikte Türkiye'de yalnızca kapalı alanlarda değil, sokaklarda işkence boyutuna varan polis şiddeti görüldüğü örneklerle anlatıldı. Raporda, insan hak ihlallerini gerçekleştiren sanıkları adalet önüne çıkarmada başarısızlık görüldüğü vurgulanırken, ülke genelinde eylemcilere yönelik ciddi boyutlara varan tacizlerin de saptandığı belirtilerek, "Gezi Parkı protestolarını bastırmak için çok sayıda ve ağır bir şekilde ve insan hakları ihlalleri ortaya çıkardı" ifadesine yer verildi.

Uluslararası Af Örgütü'nün hazırladığı raporun 'Sonuç ve Öneriler' başlıklı bölümünde, yetkililerin Gezi Parkı eylemlerine gösterilen aşırı tepki gösterdikleri, bunun da hem Türkiye'de hem de ülke dışında birçok kişiyi şoka uğrattığı vurgulandı ve yaşanan olayların, 'Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti'nin sorumluluk sahibi ve insan haklarına saygılı bir hükümet olma iddialarını zayıflattı ve muhalif düşüncelere karşı ne kadar hoşgörüsüz olduğunu gösterdi'görüşüne yer verildi. Polisin yetki ve haklarını aşan ihlallere yönelik cezalandırma olmayacağının açıkça görüldüğü belirtilen raporda, eylemlere katılmakla ya da eylemleri düzenlemekle suçlanan kişilerin ise karalamalara ve kötü muameleye maruz kaldıkları, haksız ya da abartılı suçlamalarla yargılanma riski ile karşı karşıya bulunduklarının altı çizildi.

Türkiye'deki yetkililere de seslenilen, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nda bir an önce değişikliklere gidilmesi istenen raporda, 'Terörle mücadele yasaları da dahil diğer yasaların barışçıl gösteri düzenleme ya da barışçıl gösterilere katılım haklarını kullanan kişilere karşı kullanılmamasını sağlayın. Hiç kimsenin barışçıl toplanma özgürlüğü hakkı kapsamında olan eylemler nedeniyle gözaltına alınmamasını ya da yargılanmamasını sağlayın' denildi.

Raporda, dayak, taciz gibi olaylar ve Gezi Parkı sürecindeki ölümler nedeniyle ağır insan hakkı ihlalleri gerçekleştirmekle suçlanan polis gücüne ilişkin ayrıntılı bilgiler de yer aldı.

Raporda, polisin hedef gözeterek plastik mermi kullandığı, işyerlerine, hastanelere, kalabalık üzerine, hatta evlere dahi düzenli olarak gaz bombaları atıldığı, basınçlı su püskürten TOMA'ların depolarına kimyasal maddeler karıştırıldığı, kadın protestocuların güvenlik güçleri tarafından cinsel tacize uğradıkları, zaman zaman da gerçek mermi kullanıldığı anlatıldı.

Çevik Kuvvet ekiplerinde zaman zaman üstü bantla kapatılmış kask numaraları gibi örneklerle polis tarafından bilinçli ve düzenli insan hakkı ihlallerine yol açan tutumların kesinlikle engellenmesi çağrısı yapıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatı ile hiçbir kurumsal bağı olmayan, tümüyle bağımsız bir denetim mekanizmasına gerek duyulduğu vurgulanırken, tarafsız soruşturma süreçlerinin halen beklendiğini de vurgulandı.

Pakete de eleştiri geldi

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner da, düzenlenen basın toplantısında, raporu şu sözlerle özetledi:

"Gezi Parkı eylemleri bastırılmaya çalışılırken çok geniş çaplı bir dizi insan hakları ihlali gerçekleştirildi. Bunların arasında barışçıl toplanma, yaşam ve özgürlük hakları ile işkence ve kötü muameleye tabi tutulmama hakkının ihlal edilmesi bulunuyor. Türkiye mevzuatındaki Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nda 'ihtar üzerine dağılmamak' gibi barışçıl bir gösteriye katlımı suç sayan maddeler kaldırılmalı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Pazartesi açıkladığı Demokratikleşme Paketi'nde ise yaşanmış bu hak ihlallerine değinilmemekte ve bu ihlallerin gelecekte tekrar gerçekleşmeyeceği güvence altına alınmamaktadır."

Tanıtımındaki temel slogan, 'Türkiye işkenceyi sokağa taşıdı" başlıklı rapora ilişkin YouTube aracılığıyla 6 dakikalık özel bir videoda paylaşıldı. Söz konusu video filmde ise, rapordaki bulgular özetlenirken, polis şiddetine ilişkin canlı tanıkların görüşlerine yer veriliyor Uluslararası Af Örgütü, ayrıca bu rapor ile birlikte Türkiye'de Gezi Parkı süreciyle birlikte yaşanan insan hakkı ihlallerine karşı uzun soluklu kampanya yürütme kararı aldıklarını da açıkladı.

Yetkililere Çağrılar


Gezi Parkı eylemlerine hükümetin “aşırı tepkisinin” şaşkınlık yarattığını ve “sorumluluk sahibi ve insan haklarına saygılı bir hükümet olma iddialarını zayıflattığını söyleyen örgüt, bir dizi çağrıda bulunuyor.

Bunların bir kısmı şöyle:

    -Terörle mücadele yasaları da dahil diğer yasaların barışçıl gösteri düzenleme ya da barışçıl gösterilere katılım haklarını kullanan kişilere karşı kullanılmaması sağlanmalı.
    -Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nda, ihtar üzerine dağılmamak gibi (32. Madde) barışçıl bir gösteriye katılımı suç sayan maddeler kaldırılmalı.
    -Polis, güç kullanmadan önce çatışmayı önlemek için arabuluculuk ve müzakere yollarını kullanmalı.
    -Bir gösterinin dağıtılması amacıyla kullanılan araçlar dikkatli bir şekilde seçilmeli ve sadece gerekli, orantılı ve hesap verilebilir bir şekilde kullanılmalı.
    -Tüm gözaltı merkezlerine düzenli, önceden planlanmayan ve habersiz ziyaretler gerçekleştiren bağımsız bir izleme mekanizması oluşturularak 'İşkenceye Karşı Ek İhtiyari Protokol’ uygulanmalı.



(BBC Türkçe ve DHA)