Avrupa Liberal Demokratlar ve Reform Partisi (ELDR) lideri Graham Watson, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün internet ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kanunlarını imzalaması durumunda Brüksel’deki algısının ciddi zarar göreceğini söyledi.

    Avrupa Parlamentosu üyesi de olan Watson, AB’de birçok yetkilinin Gül’e bu kanunları veto etmesi yönünde mektup yazdığını aktardı. Aksi halde “Brüksel’de birçoğumuzun algısı (Gül’le ilgili) çok olumsuz olur.” dedi. AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre’un da Gül’e mektup yazacağı öğrenildi. Cumhurbaşkanı, Macaristan ziyaretinde iki kanunu da imzalayacağının sinyallerini vermişti.

    Friedrich Naumann Vakfı ve TUSKON tarafından Brüksel’de düzenlenen, “Türkiye: Eski günlere dönüş mü? AB-Türkiye ilişkilerinin mevcut durumu” konulu panele katılan Watson, Erdoğan’ın iddia ettiği paralel devlet iddiasının Avrupa’da ikna edici bulunmadığının da altını çizdi.

    Avrupa Siyaset Merkezi’nden (EPC) Amanda Paul’un moderatörlüğünü yaptığı panele, TUSKON AB Temsilcisi Serdar Yeşilyurt ve Friedrich Naumann Vakfı Türkiye temsilcisi Dr. Hans-Georg Fleck de konuşmacı olarak katıldı.

>> Gül’den internet yasasına şartlı onay

    AK Parti’nin ilk iktidara geldiği dönemde Türkiye’de birtakım güçlerin hükümeti devirmek için darbe teşebbüsünde bulunduklarını söylemenin doğru olacağını söyleyen Watson, “Ancak, 10 yıldır iktidarda olan bir hükümetin bakan ve ailelerine yönelik yolsuzluk iddialarını bugün bir darbe girişimi olarak tanımlaması kimseyi ikna etmeyecektir.” dedi. Başbakan’ın son Brüksel ziyaretinde de muhataplarının paralel devlet iddialarına inanmadıklarını vurgulayan Liberal lider, yolsuzluk iddialarının araştırılması gerektiğinin altını çizdi.

    Dr. Fleck de paralel devlet iddiasının çok zayıf bir savunma olduğunu söyledi. Paralel devlet bulgusunun yolsuzluk soruşturmasıyla aynı gün keşfedilmesine dikkat çeken Fleck, yasal ve demokratik yollarla seçilmiş bir hükümeti devirmeye teşebbüs eden bir yapının yolsuzluk soruşturması bağlamında hiçbir delil ortaya koymadan gündeme getirilmesinin kimsenin inanmaması gereken bir iddia olduğunu ifade etti.

    Yeşilyurt ise iktidara geldiği dönemde uzlaşmacı siyaseti tercih eden AK Parti’nin yerine tek başına yoluna devam etmek isteyen bir iktidar geldiğini belirtti. Yeşilyurt, Gezi süreciyle başlayan huzursuzluğun, dershanelerin kapatılması girişimiyle tekrar alevlendiğini, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasının ardından emniyet ve yargıda yapılan tasfiyelerin toplumda yeni bir huzursuzluğa yol açtığını söyledi.