BYE - Tirajı günde 26 bin olan ve devlet tarafından çıkarılan Wiener Zeitung'un 6 Temmuz 2010 tarihli sayısında, Martyna Czarnowska imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yayımlanan Ankara/Viyana çıkışlı haber-yorumun çevirisi şöyledir:

--Anayasa Mahkemesinin Hükûmetin Kritik Reform Paketi Hakkında Karar Vermesi Gerekiyor. Muhalefet İstediğini Yaptırmayı Başardı. Planlanan Referandum Gerçekleşmeyebilir--

Mahkeme, Türkiye'nin yeni anayasası hakkında bir hüküm verecek. Yeni anayasa, 1980 askerî darbesinden sonra çıkarılan anayasanın yerini alacak. Hükûmet, kadın ve azınlık haklarıyla kişisel haklara daha fazla değer veren ve devlet egemenliğini ordunun üzerine çıkaran bir anayasa planlamıştı. Erdoğan'ın partisi AK Parti, bunun ülkenin AB'ye muhtemel üyeliğinin yolunu açmak için zorunlu bir anayasa olduğunu savunuyor.

Bu noktada çok sayıda insan hakları örgütü ve siyasetçi ona hak veriyor, Türkiye'nin askerin nüfuzunu azaltması ve etnik ve dinî azınlık hakları da dâhil, demokratik standartları yerine getirmesi gerektiğini dile getiriyorlar. Siyaset bilimci Zeynep Şarlak bu durumu şöyle ifade ediyor: "Türkiye'de demokrasi henüz yerine oturmuş değil ve yeni bir anayasa olmadan bunun gerçekleşmesi imkânsız."

AK Partinin yükselişiyle İslami taban üzerindeki nüfuzunun azaldığını gören milliyetçi muhalefet ise Erdoğan'ı Anayasa Mahkemesi gibi kurumları kendi denetimi altına almaya çalışmakla suçluyor. Çünkü yasa tasarısı yargı reformu da içeriyor.

--İnceleme Yerinde Mi?--

Böylece muhalefet anayasa taslağına dair görüşmeleri yıllar boyunca boykot etti. Nihayet sonuncusu parlamento tarafından kabul edildiğinde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bunu Anayasa Mahkemesine götürdü. Bu noktada yargıçlar esas yönünden değil ancak usul yönünden incelemeye yetkili. Ancak buna her zaman uydukları da söylenemez, tıpkı iki yıl önce üniversitelerde başörtüsüne izin veren bir yasayı engelledikleri gibi.

Şimdi mahkeme bazı noktaları anayasaya aykırı bulursa anayasa paketine ilişkin olarak 12 Eylül için planlanan referandumun yapılıp yapılmayacağı belirsizleşecek. Öte yandan, referandum öncesinde bir incelemenin esasen uygun olup olmadığı konusunda uzmanlar bile bir görüş birliğine varabilmiş değil.

--Anayasa Paketi Ne Getiriyor?--

Yeni Türk Anayasası için arzulanan yirmiyi aşkın yasa değişikliği, yargı reformunun yanı sıra kişisel hakların güçlendirilmesini de öngörüyor. Buna göre, vatandaşlar Anayasa Mahkemesine bizzat başvurma imkânı elde edecek. Ayrıca kişisel bilgilerin daha sıkı korunması planlanıyor.

Sendikal haklar da güçlendiriliyor ve kadınların iş dünyasında daha fazla fırsat sağlanmasının anayasal temelleri oluşturuluyor.

Siyaset yasağının süresi beş yıldan üç yıla indiriliyor. Ayrıca askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önü açılıyor. Bunun yanı sıra AK Parti mevcut anayasadaki 1980 darbesinin sorumlularına dokunulmazlık sağlayan maddeyi kaldırmayı tasarlıyor.

Parti kapatmanın zorlaştırılması projesindeyse hükûmet başarısızlığa uğradı. Hükûmet, mahkemelerin yasaklama yetkisini sınırlamak ve parti yasaklamayı mecliste sağlanacak bir uzlaşmaya bağlamak istiyordu. Fakat AK Parti bu teklif için parlamentoda yeterli destek bulamadı.

Özellikle Anayasa Mahkemesi ile yargıç ve savcı atamalarında yetkili Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yeniden düzenlenmesine ilişkin görüşmeler münakaşalı geçmişti. Anayasa Mahkemesinin şu anda 11 olan üye sayısının 17'ye çıkarılması ve bunlardan üçünün meclis tarafından seçilmesi öngörülüyor. Milletvekilleri bu konuda büyük çoğunlukla onay vermişti.

Şu anda 7 kişiden oluşan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin sayısı da gelecekte artırılacak. Üyelerin bir kısmı parlamento ve cumhurbaşkanı tarafından seçilecek. (haberx)