Milli eğitim Bakanı Avcı yaptığı açıklamada "2003 yılından 2016 şubat ayına  kadar 542 bin 36 kadrolu öğretmen alındı. Örnek gösterilen Finlandiya'daki toplam  öğretmen sayısı 55 bin, öğrenci sayısı da 550 bin. Yani biz 13 yılda 10 tane  Finlandiya ekledik" - "OECD'nin bütün OECD ülkeleri için hazırladığı 2015 Eğitime  Genel Bakış Raporu'nda çok açık bir biçimde 'öğretmen maaşlarının iyileştirilmesi  konusunda son 5 yılda en büyük ilerlemeyi Türkiye kaydetmiştir' deniyor" ifadelerine yer verdi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "2003 yılından 2016 şubat  ayına kadar 542 bin 36 kadrolu öğretmen alındı. Örnek gösterilen Finlandiya'daki  toplam öğretmen sayısı 55 bin, öğrenci sayısı da 550 bin. Yani biz 13 yılda 10  tane Finlandiya ekledik." dedi. 

Avcı, Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından Konevi  Kültür Merkezinde   düzenlenen, "Milli Eğitimde Sivil Toplumun Rolü" konulu  konferansta, yaptığı konuşmada, son 13 yılın büyük ölçüde, hem fiziki hem de  beşeri alt yapıyı tanzim etmekle geçtiğini belirterek, zaman zaman hem  kendilerinin hem de bazı kişilerin "AK Parti 13 yılda pek çok şey yaptı ama  eğitimde henüz istediğimiz noktada değil" dediğini aktardı.

Bu istenilen noktalara gelmenin ilk ve en önemli şartının, sağlam bir  alt yapıyla olabileceğini vurgulayan Avcı, "Hem fiziki hem de beşeri alt yapıyı  kastediyoruz. Yani okullarınız, derslikleriniz, laboratuvarlarınız, atölyeleriniz  olacak okullara erişim kolaylaşacak, sonra beşeri alt yapı olarak da  öğretmenleriniz, yöneticileriniz olacak. Dolayısıyla 'bu alt yapı neredeydi,  nereye geldi ve hangi bütçe ile geldi?' bunu bilmemiz lazım. 2002 yılında MEB'in  bütçesi 7,5 milyar lira, 2015 yılında bu bütçe yüzde 731 artışla 62 milyar lira  oldu. 2016 yılında 76,5 milyar lira oldu. Yani tam 10 kat. Dolayısıyla  bütçemizdeki artış oranımız 2002 yılına göre yüzde 923. Peki bu parayla ne  yapıldı? 2002 yılında 1 milyar 281 milyon yatırım bütçemiz vardı, 2016 yılında 6  milyar 284 milyon. Yüzde 390 artış."diye konuştu.

Bütçeyi fiziki, özellikle de beşeri alt yapıya, yani öğretmenlere  harcadıklarını ifade ederek, "En iyi yatırım insana yatırımdır" diyen Avcı, şöyle  devam etti:

"Bu memlekette hızlandırılmış eğitim denilen göz bağcılığı ile 3 ayda  insanlar öğretmen olarak diplomalandırılıp atandılar. Buna rağmen, 2002-2003  eğitim yılında devlet okulları, özel okullarda 513 bin 556 öğretmen görev  yapıyordu. bugün itibarıyla 2015-2016 eğitim-öğretim yılında 993 bin 794 öğretmen  görev yapıyor. 513 binden, 993 bine. Yaygın eğitimde de resmi-özel 2002'de 46 bin  öğretmen vardı, bu yıl itibarıyla 70 bin öğretmen var. Peki bunların ne kadarını  biz aldık? 2003 yılından 2016 şubat ayına kadar 542 bin 36 kadrolu öğretmen  alındı. Örnek gösterilen Finlandiya'daki toplam öğretmen sayısı 55 bin, öğrenci  sayısı da 550 bin. Yani biz 13 yılda 10 tane Finlandiya ekledik."

"En büyük ilerlemeyi Türkiye kaydetmiştir"

Avcı, atanan öğretmenlerin geçinemediğiyle ilgili söylentilerin  bulunduğunu belirterek, 2002 yılında net maaşı 470 lira 20 kuruş olan  öğretmenlerin, 1 Ocak 2016 tarihinde maaşlarının 2 bin 544 liraya çıktığını  açıkladı.

Ek dersleri de anımsatan Bakan Avcı, "2002 yılında aynı öğretmen aylık  60 saat ek ders verdiği zaman 165 lira alırken, bugün 628 lira alıyor. Yani eline  ek dersle birlikte 2016 yılında 3 bin 173 lira 11 kuruş geçmeye başladı. OECD'nin  bütün OECD ülkeleri için hazırladığı 2015 Eğitime Genel Bakış Raporu'nda çok açık  bir biçimde 'öğretmen maaşlarının iyileştirilmesi konusunda son 5 yılda en büyük  ilerlemeyi Türkiye kaydetmiştir' deniyor." ifadelerini kullandı.

Sivil toplum kuruluşlarının, devlet ve kamuya ihtiyaç duyduğu her  türlü desteği vermeye hazır olduğunu vurgulayan Avcı, son 13 yıldaki rakamlardaki  artışın da bunu gösterdiğini bildirdi.

Türkiye genelinde derslik başına düşen öğrenci sayısının 28 olduğunu,  Orta Anadolu'daki illerin pek çoğunda sayının 22'ye indiğini anlatan Avcı,  İstanbul, Urfa, Batman ve göç alan illerde hala ciddi sorunlar yaşandığını,  bunları da el birliği ile aşacaklarını vurguladı.

Bakan Avcı, sivil toplum katkısı denildiği zaman genellikle fiziki  katkı anlaşıldığına işaret ederek, "Ama artık fizikiden çok beşeri alt yapıya  yani insana, öğrenciye ve öğretmenlere yatırım yapılması gerekli. Mesela sivil  toplum kuruluşları her yıl belli sayıda öğretmeni yurt dışına gönderseler.  Öğrencileri yaz tatilinde İstanbul, Konya, Eskişehir'e götürüp, kültürel  ortamlarda başka arkadaşlarıyla birlikte olmalarını sağlasalar. Bu sayede beşeri  alt yapıya da yatırım yapılsa çok güzel olur." dedi.

Konferansa, Konya Valisi Muammer Erol, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı  Orhan Erdem, Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Latif Selvi, Ak Parti Konya  milletvekilleri, rektörler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.