(İHA) - Bostan, yaptığı yazılı açıklamayla sözleşmeli öğretmenlerin KPSS ile atanmasına rağmen sözleşmelilik sürelerinin aday memurluk döneminden sayılmamasını eleştirerek, mahkeme kararıyla bu hakkın bir bir öğretmenlere verildiğini belirtti. Bostan, açıklamasında şunları söyledi:
“632 sayılı KHK ile kadroya geçen sözleşmeli personel aday öğretmen olarak değerlendirilmemekte, zorunlu hizmetten muaf tutulmakta ve sözleşmeli öğretmenlikte geçen süreleri öğretmenlikten sayılmaktadır. Ancak KPSS sınav puanı üstünlüğüne göre kadrolu olarak ataması yapılan sözleşmeli personel ise iki buçuk yıldan beri bu haklardan mahrum bulunmaktadır. Sendikamızın İstanbul avukatlarından Şahin Zenginal, sözleşmeli iken sınavla kadrolu atanan bir öğretmen üyemiz adına 632 Sayılı KHK ile verilen hakların verilmesi (zorunlu hizmetten muafiyet, sözleşmeliden geçen sürelerin kadrolu sayılması gibi) talebiyle İstanbul İdare Mahkemesine dava açarak davayı kazanmıştır. Üyemiz Sinop İli Boyabat İlçesi Hamit Tekin İlköğretim Okulunda 657 sayılı Kanunun 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli öğretmen olarak görev yapmakta iken Kamu Personel Seçme Sınavı sonucuna göre 06.12.2010 tarih ve 122475 sayılı işlemle İstanbul İli Eyüp Şair Nabi İlköğretim okuluna rehberlik öğretmeni olarak atanmıştır.

Sendika avukatımız, üyemizin sözleşmeli statüde geçen hizmet sürelerinin adaylık süresinden sayılması ve haklarının verilmesi talebiyle yapmış olduğu 14.02.2012 tarihli başvurunun reddine ilişkin 22.02.2012 tarih ve 26298 sayılı işlemin; 06.12.2010 tarihinde KPSS puanı ile yapılan yerleştirmelerde Hamit Tekin İlköğretim Okuluna kadrolu statüsüne atandığı ve tüm haklarının verildiği, ancak kendisinin bu haklara sahip olamadığı, bu durumun Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptali ile haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı açılan söz konusu dava ile ilgili; 04.06.2011 tarihli ve 27954 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa eklen geçici 37. Maddesinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sözleşmeli statüde çalışan personelin başvuruda bulunduğu taktirde kadroya atanacağının belirtildiği, davacının bu tarihten önce KPSS puanı ile yapılan atamalar sonucunda kadrolu öğretmen olarak atamasının yapıldığı, 632 sayılı KHK kapsamında bulunmadığı, davacının kadrolu öğretmenliğe geçtikten sonra sözleşmeli memur pozisyonunda geçen hizmet sürelerinin aday memurluk süresinden sayılmasına yasal imkan bulunmadığı, işlemin hukuka uygun olduğunu ileri sürülerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.”

Açıklamasında mahkeme kararına da yer veren Bostan, “İstanbul I. İdare Mahkemesinde görülen davada mahkeme 2012/500 Esas No, 2012/2038 Nolu Kararında şu hükme varmıştır: 657 sayılı Kanunun 4/ B maddesi kapsamında sözleşmeli öğretmen olarak göreve başlayan ve kadrolu öğretmenliğe atandığı 06.12.2010 tarihine kadar olan süre içerisinde 657 sayılı Yasanın 55. Maddesinde öngörülen temel eğitim ile hazırlayıcı eğitime tabi tutulduğu anlaşılan ve Kamu Personel Seçme Sınavı sonucuna göre kadrolu öğretmenliğe atandığı 06.12.2010 tarihinde itibaren davalı idareye başvuruda bulunduğu 14.02.2012 tarihi itibariyle bir yıllık adaylık süresini tamamladığı açık olan davacının, 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kadrolu öğretmenliğe atanmamış olsa bile, 657 sayılı Kanunun 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli statüde geçirdiği hizmet sürelerinin aynı Yasanın 36. Maddesinin Ortak Hükümler başlığı altında yer alan C/6. bendi hükmü gereği kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilmesi gerektiğinden, söz konusu hizmet sürelerinin de göz önünde bulundurularak anılan Yasanın 54 ila 58. maddeleri çerçevesinde adaylık süresine ilişkin bir değerlendirme yapılması, başarılı olduğunun anlaşılması halinde asli memurluğa atanması ve buna bağlı olarak mevzuatla tanınan diğer haklardan (özür grubuna bağlı il içi veya il dışı atama, vs) yararlanmasının sağlanması gerekirken, adı geçenin başvurusunun, 632 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kadroya geçmediğinden bahisle reddi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, davacının sözleşmeli statüde geçen hizmet sürelerinin adaylık süresinden sayılmasına ve mevzuatla tanınan diğer hakların davacıya verilmesine, … 23/11/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi” ifadelerini kullandı.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenleri kazanılmış haklarının verilmemesi için elinden geleni yaptığını söyleyen Bostan, yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcıdan Bu tür hukuksuz işlemlerin durdurulmasını istedi. Bostan, “Görüldüğü gibi MEB, öğretmenlerin kazanılmış haklarını vermemek için elinden geleni yapıyor. Ancak bu konuda iki yıla yakın bir süreden beri açılan bütün davaları MEB kaybediyor ve dolayısıyla bilerek ve kasten devleti zarara uğratıyor ve mahkemeleri lüzumsuz yere meşgul ediyor. Sayın yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı artık bu tür hukuksuz işlemleri durdurarak öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının MEB’le barışmasını sağlamanız gerekmektedir. Bizden söylemesi…” şeklinde konuştu.