Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı resmi ve özel okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin kılık ve kıyafetlerine dair usul ve esasları düzenleyen yönetmeliği eleştiren Demir, ''Siyasal iktidar her zaman olduğu gibi eğitimin taraflarına sormadan öğrenci kılık kıyafet yönetmeliğini değiştirdi. Yönetmelikler günün koşullarına göre her zaman değiştirilebilir ama bu yapılırken, bilimsel ve ülke gerçeklerinden uzaklaşılmamalıdır'' diye konuştu.
Forma ya da önlük uygulamasının tüm uygar ülkelerde olduğunu belirten Demir, şöyle devam etti: ''Avrupa ve Amerika'da tekrar formaya dönülmektedir. Forma ve önlük güvenliği, disiplini sağlamada, aidiyet duygusunu geliştirmektedir. Ülkemizde forma uygulaması biraz daha katı uygulanmıştır. Ülkemiz yoksul bir ülkedir, gelir adaletsizliği hat safhadadır. Hiç olmazsa forma, sınıfta öğretmenin karşısında çocuklara göreceli bile olsa bir eşitlik sağlamaktaydı. Fakirlik ve sosyoekonomik durum sınıflara da yansıyacaktır. Bir tarafta marka giysiler giyen çocuklar, bir tarafta da işportadan alınmış elbiseleri giyen çocuklar. Dolayısıyla çocuklar psikolojik bir yıkıntı, ülkesine ve arkadaşlarına karşı bir düşmanlık besleyecektir. Gelir adaletsizliğini ortadan kaldırırsınız bundan sonra belki bunlar uygulanabilir. Dolayısıyla böyle bir uygulama yeni sorunlar doğuracaktır.''
Demir, yönetmeliğin yanlış olduğunu, eğitim sistemine hiçbir şey kazandırmayacağını söylediklerini vurgulayarak, ''Konuyu ilk olarak ulusal yargıya taşıyacağız. Elbette ki Danıştay'ın son dönemde verdiği kararlardan memnun değiliz, isabetli kararlar vermediğini düşünüyoruz. Ama her şeye rağmen yargıya güvenmek istiyoruz. Yağ kokarsa tuz vardır, tuz kokarsa çaresi yoktur. Ulusal yargıdan bir şey çıkmasa konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacağız'' dedi.
AA
