Her yıl yaklaşık 1.2 milyon öğrencinin girdiği, liselere girişte kullanılan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemiyle ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı televizyon programında “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG’un kaldırılması lazım. Biz TEOG’la mı geldik? Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı” sözleri, velileri ve eğitimcileri meraka düşürdü.
 
Kimi uzmanlar, sistem değişmeden sınavın kaldırılmasının hiçbir anlamı olmadığını söylerken, bazıları da TEOG’un kaldırılmasını olumlu buldu. Eğitimciler, Hürriyet’e şu değerlendirmeyi yaptı: 
 
TEK BAŞINA TEOG SIKINTI YARATIYOR
Nurullah Dal (Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı):Sınavsız eğitim sistemi mümkün değil. Değerlendirme sistemi olmak zorunda. TEOG bunun bir aracı. Ama tek başına TEOG olunca sıkıntı çıkıyor. Bu konuda Cumhurbaşkanı’na katılıyorum. TEOG kaldırılmalı ama yerine öğrencilerin sanatsal, sportif, kültürel, akademik başarılarını ölçebilen bir değerlendirme sistemine geçilmeli. Çünkü tek başına teste dayalı geçişle öğrencileri okullara yerleştirmek doğru olmuyor. 

ŞİŞİRME NOTLARLA OKULLARA BAŞVURULUR
Hatice Yılmaz (Eğitim uzmanı): Sınavla eğitim kalitesi arasında ilişki yok. Merkezi ölçme ve değerlendirme sistemi olmazsa şişirme notlarla öğrenciler bu okullara başvurabilir. TEOG’da binlerce birinci çıksa da her şeye rağmen bilen ile bilmeyen ayrılıyor. TEOG kalkarsa bugüne kadar eğitimde yapılan 3 kuruşluk yatırım da gider. Sınavı savunmuyorum ama bu sistemde sınav adaleti sağlıyor.

İMAM HATİPLERİN BAŞARISIZLIK SEVİYESİ GÖRÜLMEZ HALE GELECEK
Orhan Yıldırım (Eğitim-İş Genel Başkanı): Çocukların erken yaşlardan itibaren sınava odaklanmaları doğru değil. TEOG ve benzeri sınav odaklı sisteme karşıyız. Eşit şekilde her çocuğun eğitim aldığı, gelişmiş ülkelerdeki gibi değerlendirme sistemi uygulanmalı. Türkiye’de sayısı hızla artan özel okullarla birlikte TEOG’un kaldırılması durumunda şişirme notlarla öğrenciler okullara başvurur. Köklü okulların yapısı bozulur. Haksızlıklar ortaya çıkar. Endişeliyiz. Çünkü imam hatip okulu mezunlarının başarı düzeyleri düşük. TEOG kaldırıldığında bu kez imam hatiplerin başarısızlık seviyesi görülmez hale gelecek. Bu okullarına öğrenciler bu yolla yönlendirilmiş olacak. Köklü okulların yapısı bozulacak. Adaletsizlik ortaya çıkacak. Şişirme notlar artacak. Bunun kontrolü daha da zorlaşacak. Bu fikir imam hatiplerin başarısızlık durumu ortaya çıktığında neden gündeme geldi? Cumhurbaşkanı hangi eğitimcilere danıştı? Hangi araştırmalar yapıldı? Bu görüşün bilimsel altyapısı ne?

ŞU AN KALKARSA KAOS OLUR
İsmail Koncuk (Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı): TEOG kaldırılmalı sözü kulağa hoş geliyor ama Anadolu, fen liselerine nasıl öğrenci yerleştirilecek? Okuldaki not ortalaması alınarak sağlıklı sonuçlar ortaya çıkmayacağını hepimiz biliyoruz. Bu eğitim sistemiyle TEOG yerine başka bir şey koymak durumundasınız. TEOG gider, SEOG gelir. Şu an TEOG kalkarsa kaos olur. Bir şekilde öğrenci seçmek durumunda kalırsınız. Cumhurbaşkanı hayalini söylemiş. Gelecek yıl uygulanamaz. Gerçekçi değil. Çözüm bütün öğrencilerin yerleşeceği tek lise türünü oluşturmak. Okul sayını artırmak. Sürahideki suyu eşit dağıtmak.

TEOG ÇOCUKLARI OLUMSUZ ETKİLİYOR
Enver Yücel (Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı): Çağımız toplum bilimcileri topluma en fazla katma değeri eğitimin yaratabileceğini söylüyor. Anaokulundan üniversite son sınıfa kadar bütün eğitim kademelerinde üreten, düşünen ve girişimci  öğrenci yetiştirme çabası tüm dünyanın üzerine konuştuğu durum. Artık eğitimin her kademesinde bir üst kademeye hazırlanmak yerine, her kademede öğrenciye beceriler katmak daha hızlı düşünen analiz ve sentez yapabilme becerileri olan nesiller yetiştirmek felsefe haline gelmiştir.

Buradan hareketle ülkemizde TEOG adını verdiğimiz ortaokullardan liseye geçişte uygulanan modelin misyonunu yitirdiğine inanıyorum. Bu açıdan sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği görüşe katılıyorum. TEOG varlığı ve sonuçlarıyla tüm toplumu, çocuklarımızı ve eğitim sistemimizi olumsuz etkilemektedir. Düşünün ki 8.sınıfı bitiren her öğrencinin girmek durumunda olduğu bu sınavlar için 6.7. ve 8. sınıflarda okullarda sadece bu sınavlar için hazırlık yapılmakta, 13-16 yaş arası en yüksek beceri kazanma döneminde olan gençler sadece bu sınavla uğraşmakta, okullarda TEOG skorları ve çoktan seçmeli herhangi bir beceri gerektirmeyen bu sistemle öğrenci kabul etmek durumunda kalmaktadırlar.

Zaman kaybına yol açıyor
Bu sistem, tek tip liseler yaratmakta, ortaokullarda eğitimi sadece sınava endekslemekte, liselerin kimliksizleşmesine, 1.3 milyon gencin, ailesinin ve en önemlisi ülkemizin zaman kabına yol açmaktadır. Oysa çağımızda anaokulundan üniversiteye kadar gençler becerilerle donatılmalı, dijital çağın becerilerini hızlı ve üreterek öğrenmelidir. Bu açıdan ülkemiz Endüstri 4.0, STEM, yüksek katma değerli üretim yapabilmek için “çoktan seçmeli” bu tür sınavlar yerine daha farklı kabul sistemleri uygulamalıdır. 

Her okul kendi öğrencisini seçebilmeli
Benim önerim; her okul kendi öğrencisini seçebilmelidir. Okullar kendi kültürüne, hedeflerine  göre öğrenci seçebilmelidir. Eğer okulların bunu yapmasına izin verilirse her okulun kültürü, kimliği ve tarzı olacaktır. Öğrencilerde buna göre anaokulundan, ilkokuldan itibaren kendini bu okula göre hazırlayabilecek, okulların rekabet gücü ve öğrencilere farklılaştırılmış modeller sunma şansı doğacaktır. Burada benim önereceğim sistem, üniversitemizde 4 yıldır ve liselerimizde geçen yıldan bu yana uyguladığımız öğrenci başvuru ve kabul modeli olan sistemdir. Okullarımızda uygulamadığımız “Apply BAU ve Apply Fen-tek” adını verdiğimiz bu model öğrencilerin öncelikle okullarımız için bir başvuru yapması (başvuruda öğrenci cv’sini, becerilerini, geçmiş dönemde yaptıklarını, hedeflerini ve hayallerini yazarak başvuru yapabilir) bu başvuru sonucunda öğrencilerle mülakat yapılarak okula uygun öğrencilere kabul verilmesi esasına dayanmaktadır. Bu yöntemle öğrenciler okulları tanımakta, o okula girebilmek için kendini farklı becerilerle donatmaktadır.

Yenilikçi sistemlerden korkulmamalı
Okulların kendi öğrencilerini seçebilmesi her açıdan daha uygun olacaktır. 2016 yılı TEOG sonuçlarına bakıldığında öğrencilerin yüzde 92’sinin zaten kendi semtindeki veya ilindeki okuluna devam ettiği görülmektedir. Yenilikçi sistemlerden korkulmamalıdır. Bu sistemler 1-2 saatlik sınavlarla, sadece puanla okulların ezbere tek tip seçilmesi yerine daha bilinçli seçimler ve daha kaliteli okullar yaratacaktır. Okullar başarılarını bütün  alanlarda  sergileme şansına sahip olacaktır(Spor,Sanat,Projeler,Ödevler). Sınavlar tabii ki olacaktır; ancak öğrencinin neyi bilemediklerinin ölçümü yerine neyi bildikleri test edilecektir. Ona göre de yetenekleri teşhis edilip daha iyi bir yönlendirme yapılabilecektir.

Haber: Gülseven ÖZKAN / Hürriyet