Geçen ay sonunda değiştirilen ve söz söyleyen, düşünce açıklayan, hak arayan üniversite hocalarına sıkıyönetim dönemine benzer ceza öngören ‘Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’ etkisini göstermeye başladı.

Taraf’ın bir konuda görüşene başvurmak için aradığı profesör bile ‘Bu yeni düzenlemelerle konuşmamız zorlaştırıldı, neredeyse imkansız hale getirildi. Lütfen artık görüş almak için bizi aramayın’ demesi çok dikkat çekici bulundu.

En özgür düşünce ortamları olması gereken üniversitelerde akademisyenlere sıkıyönetim dönemlerini hatırlatacak şekilde; Atatürk’ü eleştiren hocanın da, iş yavaşlatan hocanın da meslekten ihraç edileceğini düzenleyen, bilimsel çalışmalar ve uzmanlık alanı dışında, basına bilgi-belge veren hocalara kınama cezası verileceğini öngören değişiklik 29 Ocak tarihli Resmi Gazete’te yayımlanmıştı. Sözkonusu yönetmelikte kısmi iyileştirmeler olmakla birlikte, düşünceyi ifade özgürlüğüne ağır darbe vuracak mevcut yasakçı düzenlemeler önemli ölçüde korunmuş, kimi yasaklar da yer almıştı.

Yeni yönetmelikte meslekten ihracı gerektiren suçlar arasında düşünce suçlarının yer alması sorunu ortadan kaldırılmazken, kınama cezasını gerektiren suç olarak konuşma yasağı getiren düzenleme dikkat çekmişti. Yönetmelikte üniversitelerde ‘Bilimsel çalışmalar dışında yetkili olmadığı halde basına haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına resmi konularda bilgi veya demeç vermek’ suç olarak yer almıştı.

BİR AYDA ETKİSİ GÖRÜLDÜ

Buna göre, örneğin bir İktisat profesörü, yaklaşan seçimlerle ilgili, bir matematik doçenti, ülkedeki düşünce özgürlüğüyle ilgili, bir ceza hukukçusu veya sosyal bilimlerle ilgili fakülte dekanı, yargıya müdahale-yargı bağımsızlığı-tarafsızlığı tartışmalarıyla ilgili basına bilgi demeç verir, görüş açıklarsa suç işlemiş olacak. Bu yasakçı düzenlemenin etkileri de ortaya çıkmaya başladı. Bu etkinin açığa çıktığı ilginç bir örnek habercilik faaliyetine de yansıdı. Taraf’ın ‘yargıda paralel yapı’ söylemleriyle başlatılan ve HSYK kanunu eksenli büyüyen yargı bağımsızlığı-tarafsızlığı tartışmalarıyla ilgili görüşünü sormak için aradığı bir profesör, bu yasakçı yönetmelik ile karşılık verdi. Düşünceye yasak ve ceza yasağı getiren düzenlemenin medyada yeterince gündemleştirilmemesinden de yakınan profesör, muhabire şunları aktardı:

“Siz yargı bağımsızlığı tarafsızlığını soruyorsunuz. Ancak üniversiteler bundan azade değil. Zaten özerkliği tartışmalı olan üniversiteler, son yönetmelik değişikliği ile tam bir kışla görünümüne sokuldu. Artık, bir hocanın uzmanı olmadığı yetkisi bulunmayan konuda basına görüş açıklaması, bir yere yazı yazması ciddi ve ağır suç haline getirildi. Çevremde bu yönetmeliğin etkisi ciddi şekilde hissediliyor, ben de dahil artık üniversitelerde kimse konuşmak görüş açıklamak istemiyor. Sizden de ricam, beni bu konularda bir daha aramamanız.”

Dernek ve sendikalar tepkili

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği‘nden yapılan açıklamada, değişikliklerin üniversiteleri tümüyle sessizliğe sürüklemeyi amaçladığı belirtilerek şöyle denildi: “Oluşturulan bu yasal düzenleme üniversitelerde her geçen gün artan baskıların, kadrolaşmanın, özgürlüğü, özerkliği yok etmenin bir başka halkasıdır. Üniversite öğretim elemanları olarak bu ve benzeri her türlü antidemokratik uygulamayı reddediyor ve üniversitelerin doğasına zıt bir şekilde sessizliğe sürüklenmek istenmesini reddediyoruz.” Üniversitelere sıkıyönetim getiren değişikliğe diğer bir tepki de KESK’e bağlı Eğitim-Sen’den geldi. Sendika şunları vurguladı: “Değiştirilen yönetmelikte “bilgi veya demeç vermek” fiillerinin kınama cezası gerektiren davranışlar içine eklenmesinin üniversite bileşenlerinin seslerini tamamıyla kısmayı hedeflediği açıktır.”

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ’NDE PROTESTO

Trakya Üniversitesi Rektörlüğü’nün 60 kişiden 45’ine 1-6 ay okuldan uzaklaştırma cezası vermesi öğrenciler arasında tepkiyle karşılandı. Bir grup ünıversite öğrencisi KESK Edirne Şubesi binasında yaptıkları açıklamayla okuldan uzaklaştırmaları protesto etti.

Taraf