Referanduma yaklaşık bir ay kaldı. Sanat ve siyaset çevrelerinden birçok isim paketle ilgili görüşlerini belirtirken iş dünyası sessiz. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, dün buna tepki gösterdi. Reformun ekonomiyle doğrudan ilgili olduğunu belirtirken iş dünyasına şu eleştiriyi getirdi: "Bu anayasa paketi değişikliğinde, hem siyasî istikrar yönünden hem de yerindelik denetimlerinin idarî yargı tarafından yapılması konusunda en çok sesi çıkması gereken onlar. Ama hiç sesleri çıkmıyor."

Anayasa paketi konusunda en çok ekonomi çevrelerinin sesi çıkması gerektiğini belirten Sanayi Bakanı Nihat Ergün, "Bir, siyasi istikrar yönünden çıkması gerekiyor, iki, yerindelik denetimlerinin idari yargı tarafından yapılması konusunda çıkması gerekiyor." dedi. Anayasa paketine ilişkin görüşlerini aktaran Ergün, "Bize diyorlar ki; 'Anayasa paketinin ekonomiyle alakası var mı?' Çok alakası var, belki de en çok ekonomiyle alakası var. Eğer bu konular hâlâ yola koyulamazsa Türkiye ekonomisinde daha çok patinaj yaparız.'' dedi. Öbür taraftan siyasi istikrar ve güven ortamının ekonomiyle ilgili olmadığının söylenemeyeceğini vurgulayan Ergün, anayasa paketinde siyasi parti kapatmalarıyla ilgili bir hüküm olduğunu hatırlattı. Sanayi Bakanı, konuşmasında teknoparklarla ilgili gelişmeleri de ele aldı. 2002'de Türkiye'nin iki tane teknoparkı varken, 2010 yılında bu sayının 40'a yaklaştığını, bunlardan 26 kadarının aktif olduğunu dile getiren Ergün, bin 300 civarında firmanın bu teknoparklarda Ar-Ge faaliyeti yaptığını ve 11 binden de fazla Ar-Ge elemanının bu teknoparklarda çalıştığını kaydetti. Ergün, teknoparklarda üretilen teknolojik ürünlerden elde edilen ihracat rakamının da 1 milyar dolara yaklaştığını bildirdi. Türkiye'deki enerji fiyatlarına da değinen Ergün, Türkiye'deki fiyatların Avrupa fiyatlarından çok da farklı olmadığını söyledi. Ergün, enerjinin Türkiye'nin dışa bağımlı olduğu konulardan bir tanesi olduğuna işaret ederek, Türkiye'nin ucuz ve nitelikli enerji konusunda alması gereken çok mesafe bulunduğunu vurguladı. "Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (EPDK) fiyat istikrarının sağlanması konusunda biraz daha titiz davranmasına ihtiyaç var." diyen Ergün, EPDK'nın bir iş yapacağı zaman iyi ölçüp biçip yapması gerektiğini anlattı. Bakan Ergün, Türkiye'nin kısa vadede daha ucuz enerji üretebilme imkanının olmadığını da görmesi gerektiğini belirterek, Türkiye'nin biraz daha rekabetçi piyasaya doğru yönelmesi, özelleştirmelerin bu rekabetçi piyasayı daha da güçlendirecek konular olduğunu dile getirdi.


Her maliyet arttığında kur değişmez

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Merkez Bankası'nın, fiyat istikrarını sağlamak ve korumak ile enflasyonu daha aşağılara çekmek gibi bir politika izlemesi gerektiğini belirtti. Ergün, Türkiye'nin rekabeti sadece döviz kurunda araması yaklaşımının doğru bir yaklaşım olamayacağını belirtti. "Her maliyetiniz arttığında kur mu değişecek? Ya da her kârlılığımız azaldığında kur mu değişecek? Kârlılığımız azaldığında kuru değiştirerek kârlılığımızı artırırsak, karşı taraftaki müşteri bizim kurdan kazanacağımızı kendisi kazanmak istemeyecek mi?" diye soran Ergün, konunun tek başına bir noktadan tartışılmaması gerektiğini ifade etti. Kurda büyük bir sıkıntı olduğu zaman müdahalelerin olması gerektiğine işaret eden Ergün, 2009 yılı boyunca Merkez Bankası'nın 12 milyar dolarlık döviz alışı yaptığını, Merkez Bankası'nın döviz rezervlerini 10 yılda 24 milyar dolardan 75 milyar dolara çıkardığını kaydetti.